İki takımın da kontrollü oyunu tercih ettiği maçta son dakikalar her iki takımın da galibiyete yaklaştığı anlar oldu. Genelde taktiksel mücadele gördük. Taktiksel anlamda her iki teknik direktör de oyuncularından istediğini almış olsa da özellikle Galatasaray’ın yaptığı bireysel hata pahalıya mal oldu. Kaybetmemenin de kazanç olduğu deplasmanda Emre’nin akıl almaz hatası olmasa Galatasaray galibiyete daha yakın olan taraf oldu. Akıllarda en çok kalan an ise Emre’nin oyundan çıkmaması oldu. “Feghouli oyuna girmiş olsa bu korkunç hata gelir miydi?” sorusu herkesin merak ettiği konu…
TEKNİK ANALİZ
Bize çok benzeyen bir takıma karşı oynadık. Bunun kanıtını yapılan isabetli pas sayılarına baktığımızda görebiliriz. İlk yarının uzatma süresi gösterildiğinde her iki takımın da isabetli pas sayıları 222 olarak ekranlara yansıdı. Birinci ve ikinci bölgede kompakt durarak, rakip takım oyuncularına yakın markaj yaparak ve takım boyunu kısa tutarak savunma yaptık. Rakibimiz uzun toplarda top kaybettiği için uzun toplara zorladık ve bu konuda ilk yarıda başarılı olduk. Ayrıca baskıdan top yaparak çıkabilen bir takım oldukları için önde baskıyı her zaman değil ara ara yaptık. Ancak önde baskı yaptığımız dönemlerde takım boyunu ayarlamakta güçlük çekiyoruz. O anlarda savunma oyuncularımızın biraz daha öne çıkması ve gelecek uzun topları toplaması gerekiyor. Özellikle sol taraftan kaptırdığımız toplar haricinde rakibin çok tehlikeli olmadığını gördük.
Savunma anlamında bunlar varken hücum anlamında önceki maçlara göre daha ileride oynadığımızı söyleyebiliriz. Kendi yarı alanımızda hazırlık pasları yapmak yerine ikinci bölgede hazırlık pası yaptık. Özellikle kenar ortalardan dönen topları almayı ve hücum sürekliliğini başardık. Maçın başında Babel soldayken Ömer daha çok içeriye giriyor ve pas yapabiliyordu ancak Kerem ve Babel’in yer değişikliği sonrası Kerem içeri doğru hareket ettiğinden Ömer solda yalnız kaldı ve orta kesmeye başladık. Zaman zaman da ikinci ve üçüncü bölgelerde kaptığımız toplarla tehlikeli olmaya çalıştık.
İKİNCİ YARI
Ortalardan gol bulmaya çalıştığımız için Halil’in yerine Mostafa’yı oyuna alarak ilk değişikliğimizi yaptık. Son anda vazgeçtiğimiz Emre değişikliği pahalıya mal oldu. Emre’nin kaybettiği top kalemizde golü görmemize sebep oldu. Sonrasında gelen değişiklik ile Kerem’i ortaya çektik ama hücumda top tutamamaya başladık ve son dakikaları gol bulma umuduyla elimizdeki tüm hücum oyuncularını oyuna alarak geçirdik. Mostafa ile golü bulmuş olsak da bu kadar orta bu kadar duran toptan gol gelmemesi uzun zamandır yaşadığımız ve halen düzeltemediğimiz sorun olarak karşımıza çıktı. Bu tür maçlarda duran toplar bulunmaz nimettir çünkü topu direk kaleye doğru göndermiş oluyorsunuz. Doğru bir organizasyon ile golü bularak 2 puan daha alabilirdik. Milli arada artık duran toplara çalışmamız gerekiyor. Ayrıca ikinci yarıda rakibin bulduğu tek net pozisyonda Muslera’nın karşı karşıya kurtarmış olması 1 puanı kazandıran etkenlerden oldu.
KAYIP DEĞİL KAZANÇ
Geçen haftaki yazımda Galatasaray’ın 3 haftasını kritik görüyorum demiştim. O haftalardan birinin de Karagümrük maçı olarak belirtmiştim çünkü böyle bir senaryoyu bekliyordum. Fatih Karagümrük’ün sıralamadaki yeri ve oynadığı oyun küçümsenecek bir takım olmadığını zaten gösteriyor. Geçen yıl geriye düşüp sonra 3 puanı almak için tüm riskleri aldığımız maçlarda 1 puandan da olmuştuk. Örnek olarak kendi evimizde 4-3 yenildiğimiz Rize maçını gösterebiliriz. Orada 1 puan almış olsak geçen yıl da şampiyon olmuştuk. O yüzden bu maçtan alınan 2 puanı kayıp olarak değil 1 puanı kazanç olarak görüyorum.
Ejder Dilber
Twitter: https://twitter.com/ejderdilber
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!