19 Yıllık Kilidin Anahtarı Kimde?
Ligin 26. haftası Türkiye’nin en büyük, Dünyanın sayılı derbilerinden biri olan Galatasaray-Fenerbahçe müsabasını Şampiyonluk yolunda son derece önemli bir hal almıştır.
Galatasaraylılar sezon başında puan hesaplaması yaptığı defterlerde Kadıköy deplasmanına en iyi niyetle 1 puan genel itibariyle 0 puan yazmıştır herhalde. An itibariyle Fatih Terim’in evine dönmesi, Galatasaray’ın formasının hakkını veren futbolcu sayısının artışı ve şu andaki puan durumunun yanında, Fenerbahçe’nin sezonun genelindeki futbolu, teknik heyetinin ve yönetiminin her hafta değişen demeçleri, taraftarlarındaki genel şampiyonluk havasına girememe gibi nedenler 19 yılın vermiş olduğu özgüvenin biraz kırılmasına sebep olmuş gibi durmaktadır.
Maç Önizlemesi
Derbinin taktik, teknik ve karşılaştırmalı analizlerine girmeden önce kısa kısa bilgiler vermek gerekirse:
Fenerbahce, son 12 iç sahadaki maçında en az 2 gol attı.
Fenerbahce, Galatasaray ile oynadığı iç sahadaki son 23 maçında yenilmedi .
Galatasaray, takımının en son 8 dış sahadaki maçında 2.5’ten fazla gol oldu.
Fenerbahce, son 12 iç sahadaki maçının 11 tanesinde 2.5’ten fazla gol oldu.
Fenerbahce, Galatasaray ile oynadığı son 7 maçında 2.5’ten az gol oldu.
Fenerbahce, Galatasaray ile oynadığı iç sahadaki son 7 maçının 5 tanesinde kalesinde gol görmedi.
Galatasaray, son 3 maçında kazandı.
Galatasaray, son 3 maçında en az 2 gol attı.
Son olarak Şu ana kadar son iddia oranları ile oynanan 4 maç oynanmış. Bu maçların 2’si 2-2, 2’si 0-0 berabere bitmiştir.
Zamanda çok geriye gitmeden Tudor’lu Galatasaray’ın iç sahadaki derbideki bazı verileri sunup üzerinde okuma yapmak istiyorum. Özellikle Aykut Kocaman’ın büyük maçlara takımını iyi hazırladığını düşünerek hareket etmekte fayda var.
Şekil 1.’da görüldüğü üzere ligin ilk devresinde Ali Sami Yen’de oynanan karşılaşmada Galatasaraylı futbolcuların sahaya yayılımı(Kırmızılar) ve Fenerbahçeli oyuncularının sahaya yayılımı (Mavi) gözükmektedir. Burada benim dikkatimi çeken Fenerbahçe’nin bek oyuncuların konumu ve orta saha çizgisi üzerinde 4’lü yayılım oluşturması iken; Tudor’un Takımının sağ-sol cephe dengesizliği ve Fernando-Ndiaye ikilisinin orta sahanın kendi bölümünde daha çok konumlanması dikkat çekmektedir. Sadece yukarıdaki oyuncu konumlanmasına bakarak “Mavililerin” daha düzenli bir futbol oynadığını söyleyebilirim.
Şekil 2.’da yine görüldüğü üzere benim Fenerbahçe’yi en beğendiğim futbolunu oynadığı Başakşehir’i deplasmanda 2-0 ve baştan sonra domine ettiği karşılaşmasının oyuncu konumlanması gözükmektedir. Fenerbahçeli futbolcular( Mavi), Başakşehirli futbolcular( Kırmızı); Şekil 1. ve Şekil 2.’yi karşılaştırdığınızda neredeyse Maviler’in aynı konumlamada olduğu gözükmektedir. Bu da Fenerbahçe’nin büyük maçlardaki oyununun tesadüfü olmadığı bu oyun anlayışının rakiplerini Kırmızılar’ın konumuna ittiğini söyleyebiliriz.
Şekil 3. da ise ilk yarıdaki derbinin ısı haritası gösterilmiştir. Fenerbahçe’nin oyun anlayışı ve kendini güçlü hissetiği oyunu kanatlara yıkma ve kanatları rakibe bir baskı aracı olarak kullanmasının bir örneği olarak okuyabiliriz. Hem sağ kanat hem sol kanatın yoğun biçimde kullanıldığı ortadadır.
Şekil 4. ve Şekil 5. de ise Fenerbahçe’nin Göbek Oyuncuları(Souza-Dirar-Tufan), Galatasaray’ın Göbek Oyuncuları ( Ciğerci-Fernando-Ndiaye) ve Fenerbahçe’nin İleri Üçlüsü( (Giuliano- Valbuena-Janssen), Galatasaray’ın İleri Üçlüsü( Ferhouli-Belhanda-Gomis) ısı haritalarının karşılaştırması gözükmektedir. Bu ısı haritalarının karşılaştırmasını yaparsak toplamda Fenerbahçe’nin 2. ve 3. Bölge oyuncular deplasmanda hem daha geniş bir yayılım ile 324 kez topla buluşurken; Galatasaray’ın 2. ve 3. bölge oyuncuları dağınık ve kopuk biçimde toplam 295 kez topla buluşmuştur. Bu da Fenerbahçe’nin bu konuda üstünlük kurduğunu gösterir.
Şekil 6. da yine Fenerbahçe’nin ilk maçta topla Galatasaraylı oyuncuları geçme istatistiğinin tahmini olarak daha fazla olduğunu göstermektedir. İleri atılan toplam 419 pas isabetli iken Galatasaray’ın toplam 320 pası ileri ve isabetlidir. Tahmini olarak Fenerbahçeli oyuncunun ayağından çıkan top Galatasaraylı oyuncuları daha fazla geçmiştir.
Fenerbahçe verilerin ışığında görüldüğü üzere ilk maçta televizyonlara yansımada da Aykut Kocaman’ın istediğini aldığı ve oynadığını göstermektedir. Galatasaray’ı bu maçta sıyıran ise bireysel becerilerin öne çıkmasıydı. Taktik ve İstatistik olarak Aykut Kocaman maçı kazanmıştı bu derbide. Nitekim Aykut Kocaman diğer büyük maçlarda da aynı şekilde istediğini almış elindeki imkanlarla. Kendisinin gözlemlediğim en büyük sorunu maç içinde oyunu okuyamaması ve futbolcularına özgürlük vermemesi. Dizilişler ve taktikler maç oynanana kadar ve herşey yolundayken maçı size kazandırabilir fakat Futbolculara verdiğiniz rol ve hareket alanı maçların seyrini değiştirir. Aykut Kocaman’ın en büyük eksikliği ise budur.
Maçın Kilidi Kimde?
Malumunuz Galatasaray rakibinin evinde tam 19 maçtır galibiyet yüzü göremedi. “Rakibinin evinde kupa kaldıran” bir takım için bir galibiyet almak neden bu kadar zor?…
Psikolojik üstünlük olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bu üstünlük varsa bile sahasında kupa kaldırdığın anda kırılmalıydı. Burada motivasyon sorunu olduğunu düşünüyorum. Malum motivasyon denince akıllara bu işin uzmanı Fatih Terim gelmektedir. Fatih Terimin 2003 yılında Fenerbahçe’yi 2-0 yendiği maç öncesi konuşması ise aradan 15 yıl geçmesine rağmen hala maçın kilidi olabileceğini gösteriyor:
Yukarıda verilerin ışığında gösterildiği üzere Fenerbahçe büyük maçlarda belli bir sistemde ve düzenli bir futbol anlayışı ortaya koymaktadır. En büyük silahları:
- Kanatlardan oyun kurması
- Kanatlardan rakibe baskı kurması
- Orta sahada kalabalık ve toplu hareket.
- Sık sık ara pas denemesi.
- Savunma ve Hücum hava toplarını kazanması.
Galatasaray ise rakibinin bu güçlü yanlarını lağvedebilecek bir oyuncu topluluğu ve taktikle sahada olabilir. Burada Fatih Terim’in tercihleri ve futbolcuların verilen rollere ayak uydurması kilit olacaktır.
Şekil 7. ve Şekil 8’in okumasını yaptığımızda Galatasaray deplasmanda ortalama 21 orta, 1 ara pas, 58 uzun top ve 434 kısa pas ile oynarken; Fenerbahçe içeride 24 orta, 2 ara pas,50 uzun pas ve 453 kısa pas ile mücadele etmektedir. Maçın kilidinin kanatlarda çözüleceği ve ara pas, çapraz koşulardan geçtiğini düşünürsek Galatasaray’ın özellikle sağ-sol dengesini koruması ve Feghouli-Rodrigues-Gomis üçlüsünün sık sık çapraz koşu yapması gerekmektedir.
Topa hakim olma ve defans-orta saha-hücum arasındaki köprüleri kuracak oyuncuları karşılaştırırsak:
Şekil 9., Şekil 10. ve Şekil 11.’de Belhanda-Guiliano defansif,hücüm(genel) ve pas karşılaştırması yapılmıştır. Bu iki oyuncuyu karşılaştırma nedenine gelirsek bu iki oyuncu takımları için kilit konumda ve oyunda olmadıkları zaman defans-orta saha-hücum arasındaki köprünün sallanmasıdır. Defansif anlamda Belhanda’nın daha temaslı bir oyunu seçmesinin yanı sıra sezon başından bu yana 8 numara ısrarımın son haftalarda uygulanmasıyla beraber Guiliano’ya göre önde olduğu görülmektedir. Şekil 11.’de ise pas karşılaştırmasına bakarsak; Belhanda toplam 8 asist, maç başı 3 kilit pas ve diğer pas seçenekleriyle yine tahmini olarak packing istatistiğinin Guilano’ya göre önde olduğunu göstermektedir. Bu iki oyucu eğer derbide sorumluluk almaktan kaçar ve genel oyununu ortaya koyarsa özellikle Galatasaray adına Belhanda’nın daha az gol atmasına rağmen; fark yaratan oyuncu olacağını düşünüyorum.
Benim gözlemlerin doğrultusunda diğer önemli iki oyuncu ise; Fernando ve Mehmet Topal’dır:
Şekil 12. , Şekil 13. ve Şekil 14’de Fernando-Topal ikilisinin sırayla defansif, genel(hücum) ve pas tipleri karşılaştırması bulunmaktadır. Fernando uzun süren sakatlığının ardından sahalara tam anlamıyla Fenerbahçe maçıyla dönecektir diye tahmin etmekle beraber; Tudor ile beraber hücuma minumum katkı anlayışından vazgeçer umarım. Gerçi bu tercihin kendisinden kaynaklı olmadığını düşünsem de Selçuk-Fernando ikilisinin impect yeteniğinin az olmasından dolayı Fernando özellikle hücumsal anlamda biraz daha sorumluluk almalı nitekim defansif anlamda görüldüğü üzere Topal’dan daha baskın olduğu, pas tipleri açısından Şekil.14’de görüldüğü üzere Uzun top, Pas başarısı olarak daha önde olduğu gözükse de Şekil 13.’de hücum katkısının istatistiki veriler ışığında Topal’ın gerisinde kaldığını göstermektedir.
Son Bakış
Bu derbi özelinden defansif, ofansif hava toplarının ve duran toplarının önemli olduğunu söylemek gerekiyor. Fenerbahçe özellikle duran top kazanmak için normalden daha fazla faul almaya çalışacak; Sağ Kanattan özellikle çok daha yoğun gelecek. Sıkıştığı noktalarda ön libero ve stoperlerin arasına uzun toplar atıp dönen topları toplamaya çalışacaktır. Zira akan oyunda hücum varyasyonları ligin en sınırlı takımlarından biri konumunda. Bu noktada benim çılgın 11 önerim Şekil 15.’deki gibidir.
Bu sezon hem defansif hem de ofansif olarak Maicon-Serdar ikilisi hava toplarında son derece başarılı. Fakat Fenerbahçe’nin hava topu ve pas tipi tercihlerini bu ikili sadece karşılayamayabilir. Buradan hareketle Donk-Fernando ikilisinin gerek savunma orta saha arasına atılacak hava toplarını kazanması gerekse dönen topları süpürmeyi etkili biçimde başarabilecek bir 4lü meydana getirebilir. Tabi burada Donk-Fernando ikilisin hücuma katkısı soru işareti olacaktır?. Bu noktada Fernando’nun fiziki durumu da önemli bir etken.
Derbi özelinde temas etmemiz gereken önemli bir konu “Gerginlik” sitemizin kurucusu 3 Numaralı Üye Derbi Özel yazısında bu konuya son derece derinlemesine incelemiştir.
Mini bir ekleme yapmam gerekirse; Fenerbahçe özellikle Maicon-Feghouli ve Belhanda üzerine oynayacaktır. Sezon başındna bu yana sezonun hakemlerinin bu 3 oyuncuya rahat kart çıkardığını da düşünürsek; Fatih Terim’in özel bir şekilde uyarması gerekebilir bu oyuncuları.
Öncelikle şu unutulmamalı: Galatasaray için mağlubiyet ortaya kötü bir senaryo çıkarmamakta;
Galatasaray için beraberlik sezon başından beri uzun bir maraton olan lig için son derece makul ve önemli;
Galatasaray için galibiyet hem büyük süpriz hem de ŞAMPİYONLUK demektir.
Fakat; Fenerbahçe için galibiyet dışı şıklar hem yönetimi hem de teknik heyeti açısından fişin çekilmesi taraftarlar açısından ise övünülen nadir durumun ellerinden alınması demektir.
Bu noktada Bu maçın sonucu belki Şampiyonu belirleyecek ama bu sahadan kırmızı kartlar, sakatlıklar almadan ayrılmak benim gözümde “Şampiyonluk” için daha önemlidir.
Son olarak #HedefeİnanSamiYendeİdman diyerek yönetim, futbolcu, taraftarı birleştiren Fatih Terim ile maça psikolojik üstünlükle gidecek olan takım Galatasaray olacaktır.
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/