Galatasaray, Hadjuk Split maçından bu yana kazanamama serisini bugün vasat bir oyunla da olsa nihayet bozmuş oldu. Ülkenin dört bir yanında pastırma yazı sürerken “yayla yüksekliğinde kurulmuş bir şehirde” gece maçı oynamak zorunda bırakılmak ve yine de kazanmak bence çok önemli. Ne hikmetse Galatasaray’ın ne zaman Erzurum’da maçı olsa karşılaşmanın saati geceye denk geliyor. Oysa daha iki hafta önce, yaz mevsimine daha da yakınken Çaykur Rizespor maçı saat 16:00’da başlamıştı. Olanaklar müsaitken futbolu daha sağlıklı koşullarda oynatmak herkesin görevi. Üç sene önce olduğu gibi bu sene de akşam saatlerinin tercih edilmesini ben art niyetli buluyorum. Şansımız varmış ki Erzurumspor’la maçımız Aralık ayına denk gelmemiş. Böylece sevgili federasyonumuz her taraf buz altındayken gece maçı “denk getirme fırsatını” kaçırmış oldu!
****
Fatih Hoca’da geçen hafta Emre Akbaba tercihinin yarattığı zaafları görmüş olacak ki bugün Emre Akbaba bile başlamadı. Yerine oynayan Ömer Bayram ise yine şansını iyi kullanamadı. Ömer geçen sene şans bulduğunda o an ki takımın, topu ileri taşıma sorununu kısmen çözen ve duran toplardan asist katkısı veren bir profil taşıyordu. Sahaya çıktığında formayı daha çok terleten ve takımın diğer profillerinin aksine daha mücadeleci bir tarz ortaya koyan Ömer Bayram nihayetinde formayı kapmıştı. Ancak Ömer bu sene ne yazık ki o profilden uzak. Artık oynamaktan çok faul almaya çalışan, kendine sahada konforlu alanlar bulmaya çalışıp sorumluluk almaktan kaçan bir oyuncu profiline dönüşmüş. Fatih Hoca’nın O’nu neredeyse 90 dakika sahada tutup harika bir asist yapan Babel’i çıkarmasını açıkçası yadırgadım. Takım 10 kişi kalmışken ya hızı, ya top tutuşu, ya kademe bilgisi için bir oyuncu sahada tutulur. Ömer hangi özelliğiyle 10 kişi kalan takımda sahada kaldı, ben anlayamadım açıkçası.
****
Bugün Marcao’nun geldiğinden beri en kötü olduğu günü izledik. Bu durum bize bir penaltı golüne mal oldu. Neyse ki Omar, Luyindama, Saracchi ve Taylan defansif anlamda iyi bir maç çıkardılar da bugün başka sıkıntı yaşamadık. Falcao da uzun bir aradan sonra ceza sahasında pozisyon bulmaya başladı ve üstüne de harika bir gol attı. 10 kişi kaldığımız dönemde de pozisyon vermeyince, çok rahat olmasa da olsa üç puanı kazanmış olduk.
****
Galip gelmek her zaman güzeldir. Hele ki eksik kaldığı durumlarda galibiyet daha da güzel. Ancak izninizle ben bugün bardağın biraz da boş tarafına bakacağım. Rakip Erzurumspor değil de başka bir takım olsaydı biz eksik oyunu bu kadar rahat atlatamayabilirdik. Eksik kaldıktan sonra değişiklik yapılmaması beni endişelendirdi. Bir oyuncu hatası ya da bir hakem hatası ile gelecek bir beraberlik golüne reaksiyon gösterebileceğimiz, sanmıyorum. Fatih Hoca’nın oyuna müdahalelerinde gecikmesi ve oyuncu tercihleri bana göre çok sıkıntılıydı. Eğer oyuna santrfor almayacaksak orta sahayı çelikleştirmemiz ve bir de hız opsiyonu eklememiz gerekliydi. Yani Ömer yerine Donk, Emre Kılınç yerine de Oğulcan ya da gençlik enerjisi ile Ali Yavuz Kol değişikliği olmalıydı. Bunun yerine Erzurumspor’un reaksiyon gösterememesini umarak 10 dakika izledik. Bu anlamda çok şanslıydık.
Arda Kardeşler
Bu ligde bazı yeni kurallar var:
- Galatasaray’ın bütün golleri didik didik edilecek. (Öyle ki en ufak bir grilikte biz kenarda bu gol iptal edilir diyoruz.)
- Galatasaraylı oyuncuların yaptığı faullerde fazla bağıracaksınız ki hakemler sarı kart verecek. (Arda’nın gördüğü ve Erzurumsporluların görmediği kartlara bakarsak aradaki farkı rahat görebiliriz.)
- Galatasaray’ın özellikle ceza sahası civarında kazanabileceği ince faullerin hepsi es geçilecek. ( Oysa verseniz de atamıyoruz. Bari verin de doğru karar sayınızı arttırın.)
- İkinci sarı kartlarda mesele Galatasaraylı oyuncuysa çok cesur olunacak.
- Hemen her maçta bir ilk gerçekleşecek. ( Yıllar sonra altı saniye kuralı gibi bugün de oyun devam ederken ilk kez VAR müdahalesi geldi.)
Siz dua edin ki biz iyi değiliz de bunlarla puan kaybedecek durumlara düşüyoruz. Yoksa o kararları ayaklarınıza dolandırırız.
Belhanda’nın Kaptanlığı
Ben Galatasaray’ın kaptanlık meselesine takımın duran toplardaki basiretsizliğine benzetiyorum. Kıdeme göre kaptanlık ancak üç tane adam akıllı kaptan seçildiği halde hiçbirisi yoksa olur. Normalde sezon başında lider özelliklerine göre en az üç kaptan belirlenir. Bu yeni bir transfer de olabilir. Düşünsenize kıdeme göre hareket ederseniz; sezon başında Sergio Ramos’u transfer etseniz de kaptanlık sırası geldiğinde kıdeme göre Ömer Bayram mı Ramos’a kaptanlık yapacak? Aslında bu basit örnek Galatasaray’ın her yönden eksik bir planla sezona başladığının önemli göstergelerinden birisi. Finansal kriterler belli olduğu halde transfer yapamamaktan, duran top kullanamamaya kadar her şey aynı kapıya çıkıyor. Oysa Galatasaray büyüklüğündeki bir takımın her şeyinin belli bir plan dahilinde olması gerekir.
Falcao
Falcao’yu hepimiz eleştiriyoruz. Çünkü Hakan Şükür’den beri sırtında iki stoperle oynayan oyunculardan zevk alıyoruz. Ancak Falcao iyi bir ceza sahası golcüsü. Eğer takımı ceza sahasına yeterince sokarsanız içeride ya da dışarıda Falcao’ya çok fazla gol attırırsınız. O gol attıkça yaşatacağı tedirginlikle diğer oyunculara alan açmaya başlayacaktır. Bugün uzun süre sonra ceza sahasında eskisi gibi üç pozisyona girmesi ve bunlardan birisini harika bir şekilde golle sonuçlandırması geleceğe dair en önemli şeylerden birisi bence. Elinizde Falcao varsa oyun akışınız da ona göre olmalı.
Okan Kocuk
Ben Fatih Öztürk transferine şiddetle karşı çıkanlardanım. Birincisi Akhisarspor’la oynadığımız kupa maçlarındaki yalancı çığırtkanlığı. İkincisi de vasat bir kaleci olması. Tüm bunlara rağmen Fatih Öztürk’ün ilk haftalardaki performansını beklediğimden çok daha iyi buldum. Geçen hafta yediği gol dışında durumu iyi idare etti. Okan Koçuk’la kıyaslayınca fizik olarak daha iyi ve daha agresif bir kalecilik tarzıyla öne çıktığını düşünüyorum. Okan Kocuk daha yetenekli bir kaleci ama kalede çok silik duruyor. Geçen hafta yenilen skandal frikik golünden sonra hoca Okan’a tekrar şans verdi. Okan bu şansı iyi kullanmalı ve kalecilik profilini mutlaka değiştirmeli. Belki de geçen sezon stopersiz dönemde kalecilik yapmak O’nun kendine güvenini zedelemişti. Bundan sonra Marcao ve Luyindama ile oynayacak, formayı ısırmalı ve bırakmamalı. Eğer Okan da vasatı aşamazsa Muslera gelene kadar ne yazık ki Orkun Usak-Aykut Erçetin dönemini bir kez daha izleriz. Umarım kaleci şansımız en az o dönemdeki kadar olur…
Sonsöz
Yüksek rakımlı bir şehirde, moralsiz bir takımla üstüne bir de eksik kalarak galip gelmek bence önemliydi. Bu maçtan sonra başlayacak bir galibiyet serisi biz tekrar havaya sokacaktır. Fatih Hoca olası bir seri yaşanırken sorunlarımıza alternatif çözümler üretmeye başlarsa aydınlık günler görürüz. Bu noktada Feghouli’nin ve Diagne’nin kazanılması, Ali Yavuz, Kerem ve Oğulcan’ın yavaş yavaş forma bulmaya başlaması benim için çok önemli. Sezon uzun herkese ihtiyacımız var!
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/