Aslında Barcelona’ya elendikten sonra ligdeki mevcut tekrar yazmaya odaklanmak benim için oldukça zordu. Eğer Barcelona’yı eleyebilseydik kulüpçe içinde bulunduğumuz süreç bambaşka bir hal alacak belki de Avrupa’da yeni bir tarih yazacaktık. Ne yazık ki olmadı. Elendikten sonra gençleri de sahaya sürmediğimizi görünce benim için lig bir an önce bitmeliydi. Ancak ligdeki sıralama ne olursa olsun derbi derbidir. Bu yüzden bugün bilgisayarımın başına oturdum.
Baskıyı Kabul Eden Galatasaray
Galatasaray bu sene büyük maçlara hep ağırlığını koydu. Bu yüzden bu maç için de umut taşıyordum. Ancak iki tane Barcelona maçının neredeyse aynısı bir strateji ile sahaya çıkınca İsmail Kartal o maçlarda Barcelona’nın yapamadığını yaparak haklı bir galibiyet aldı. Barcelona beklerimize çok yüklenmiş ama özellikle Traore hep tek başına zorladığı için gününde olan Van Anhoolt’a gerçek bir üstünlük kuramamıştı. Bugün İsmail Kartal’ın Fenerbahçe’si, özellikle sol taraftan geldikleri ikiye birlerle takımımıza karşı üstünlük kurdu. Benzeri şeyleri biz maçın sonunda denemeye başladığımızda bizde etkili olduk ama iki farklı mağlup duruma düşene kadar bunu yapamadık.
****
Fenerbahçe önde baskı yapıyor Galatasaray’da bu baskıyı kabul ediyordu tıpkı Barcelona maçlarındaki gibi. Ancak özellikle ilk maçta Pena ile buluşan neredeyse her top önce Babel’e olmazsa başka bir oyuncuya isabetli ulaşıyor ve Galatasaray Babel topu aldığında ileride atak başlatıyordu. Bugün ilk yarıda Muslera ile buluşan topların yarısı taca yarısı da rakibe gitti. Yeterli tehdit almayan Fenerbahçe savunması çizgisini ileri rahatlıkla taşıdı. Rakip bu kadar rahat üstünüze gelirse artık işiniz şansa kalır. O da derbilerde genelde yanımızda olmadığı için kalemizi bulan ilk şutta golü yedik.
Torrent’in Üzerindeki Baskı
Torrent’in geldiği günden beri üzerinde büyük bir baskı var. Bu baskıyı anlıyorum. Fatih Terim’in yerine Guardiola gelse bile belki de bu baskı olacaktı. Üstüne geldiği gibi kazanamaması ve küme düşme stresi yaşaması da cabasıydı. Bu süreçte kendi ideal kadrosunu tecrübeli oyuncular üzerinden kurgulayarak çok fazla risk almadı. Avrupa’da da yürüme ihtimali düşünülerek takımın bir güven kazanmaya ihtiyacı öncelikliydi. Ancak ligde stresli hattan çıktıktan sonra Avrupa’dan da elendikten sonra artık geleceğe yönelik hamleler görmemiz gerekmiyor mu? Hadi Babel ile taktiksel gerekçelerle oynuyorsunuz. Emre Kılınç dururken Arda Turan’ı oyuna almak nedir. Haftalardır forma bulmayan, gelecek sezon kadroda tutulma ihtimali olmayan bir oyuncuyu oyuna sokmak Emre Kılınç’a nasıl anlatılabilir. Alt yapı için sıra bekleyen gençlere nasıl anlatılır.
Galatasaray’dan Bu Kadar
Galatasaray’ın mevcut kadrosu özellikle orta sahadan skor bulmakta, oyunu çeşitlendirmekte çok zorlanıyor. Feghouli ile bir nebze sorun çözülmüştü ama o da sakatlıklarla boğuşunca aynı kısır döngüye geri döndük. Mohammed’in olmaması ile Gomis’le başlamak zorunda kalarak bir kulübe kartımızı da kaybedince A planı dışında kazanmamız çok kolay gözükmüyor. Bu sezon acısıyla tatlısıyla bitecek. Torrent yeni yönetimlerle devam edecekse geleceğe yönelik kazanımlar göstermeli kulübümüze. Gomis’in kontratının uzaması, Babel ile bir sene daha gibi seçenekler bizi sıradan bir takıma dönüştürür. Gomis takımın sinerjsini değiştirme adına önemli bir katkı yaptı, Babel saha içi disipliniyle Torrent’e yardımcı oldu ama artık misyonlarını tamamladılar. Galatasaray’ın geleceğinde yer almayacak oyuncuların mecbur kalınmadıkça alacağı her dakika kulübümüzün zarar hanesine yazılır. Bu haftadan sonra Morutan, Emre, Barış gibi oyuncuların gelecekteki rollerine hazırlanmaları gerekiyor.
Seçim Süreci
Galatasaray’ın sürekli seçime giden bir camia olması içime sinmiyor. Evet başarısızlığın diğer camialara göre daha önceden süzülmesi ve bir müdahale gelmesi belki de güzel. Bir Dursun Özbek dönemi hatırlıyorum. Kupa alsak da hoca bile bulamadığımız bir süreç yaşamıştık. Ancak bu rüzgarın yarısı bile esmemişti. Burak Elmas ve ekibi kendi konforlarını düşünüp Fatih Hoca ile devam etselerdi başarısızlığın faturası önce hocaya çıkar, belki de Fatih Hoca tribünlerle sıkıntı yaşayabilirdi. Ancak onlar bir risk aldılar ve bedelini ibrasızlıkla ödediler. Bu ibra sürecinin hemen akabinde seçime gidilmesi, mahkeme sürecine başvurulmaması benim açımdan ekibin çok da koltuk sevdalısı olmadığını gösteriyor. Ancak şunu görmek isterdim; uzun yıllardır bir transfer aklımız yok. Maalesef Fatih Hoca da bu konuda fark yaratamıyordu. O yüzden Burak Elmas’ın getirdiği Campos’un transfere dokunuşlarını çok merak ediyordum. Umarım yeni gelen yönetim Campos ile çalışmaya devam eder. Düşük maliyetli, gelir getirici transferlere yürüyemezsek maalesef işimiz çok zor.
Fenerbahçe ve Hakem
Fenerbahçe bugün haksız ikinci gole rağmen haklı bir galibiyet aldı. Bu konuda haklarını yemek istemem. Ancak hakemi baskı altına almak adına yapılan her dokunuşta araba ezmiş bir canlı gibi yerlere atlamak nedir? Hakemlerden bir beklentim yok da insan kendi yönetimi için de bir dur demez mi kardeşim?
Sonsöz
Galip gelip Kadıköy serimizi sürdürmek isterdik. Böyle 6 yıldır bizi kendi sahamızda yenemeyen takımı gelecek süreçlerde de strese sokardık. Olmadı, canımız sağ olsun. Galatasaray’la kalın…
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/