Rakibimiz geçen hafta Giresun’da takılınca Başakşehir maçına büyük bir motivasyonla çıkmıştık ve zor da olsa kazanmıştık. Böylece puan farkını beşe çıkarmıştık. Bu hafta da şampiyonluk yolunun en kritik virajını dönmek üzere sahaya çıktık. İstanbulspor’un da durumunu düşündüğümüzde maçın zor geçeceğini düşündük.
Maça iyi başladık, topu rakibe vermeden oyuna ağırlığımızı koyduk. Her zamanki oyun anlayışımızı sahaya yansıttık. Rakibimiz Eze ile hücum denemelerinde bulundu. Bunun yanı sıra savunma arkasına top atarak gol aramaya çalıştılar. Biz topa sahip olup oyunu rakip alana yığdığımızda savunma arkasında boşluklar veriyoruz fakat defans oyuncularımızın dikkati ve yüksek konsantrasyonu sayesinde dikkate değer pozisyonlar vermedik.
Topu kullanma açısından bilhassa hücumdaki pas tercihlerimiz doğru olsaydı golü çok daha erken bulurduk. Oliveira ve Mertens’in son haftalardaki düşüşü bunda etkendi. Yapılan pas hataları dikkat çekiciydi. Bu noktada Torreira’nın çılgın performansı o kadar önemli ki… Orta sahayı derledi, toparladı, her şeyi yaptı. İlk yarıda oyunun üstünlüğü tamamen bizdeydi ama golün gelmesi gecikti. İşte bu gecikmenin sebebi ilerdeki pas tercihlerinin doğru olmamasıydı. Ön alan baskısı konusunda gayet iyiydik ama kazandığımız topları doğru değerlendiremedik.
İlk yarının sonlarına doğru rakip savunmanın hatasını fırsata çeviren İcardi, Rashica’nın önüne topu yuvarladı. Rashica topa vurdu ama rakibin teması neticesinde hakem penaltı noktasını gösterdi. İcardi çok sert bir vuruşla topu filelere gönderdi ve ilk yarıyı önde kapattık.
İkinci Yarı
İlk yarının etkisiz oyuncularında Oliveira kenara geldi, yerine Midtjsö girdi. Maçın temposunu ayarlayan taraf bizdik. İkinci yarıda oyunu rölantiye aldık. Alan kapatarak rakibin çıkışlarında kontrollü davrandık. 55’ten 70’e kadar etkisiz bir görüntü çizdik ama bu sürede de pozisyon vermedik. Sahada doğru bir oyun vardı. Maçı izlerken puan kaybı hissi yaşamadım.
Zaniolo oyuna girdikten hemen sonra kırmızı kart gördü. Çok amatörce bir hata yaptı. Kalibresinin altında işler yapıyor. Öfke kontrolü açısından sorunları var. Topu ayağına aldıktan sonra yapacağı hamleler sınırlı kalıyor. Kalıplaşmış, ezberlenmiş bir yönelişi var. Repertuarını genişletip daha efektif olmalı. Savunmaya yardım etmeli. Gidişatı pek iyi görünmüyor, umarım toparlar.
On kişi kaldıktan sonra Okan Hoca oyuna hemen müdahale etti. Sahaya çok doğru yerleştik ve eksik kalmanın dezavantajını yaşamadık. Bu çok önemliydi. Yaklaşık 20 dakika eksik oynadık, üstelik gol de bulduk. Hatta başka pozisyona da girdik. Bunu, oyuna sonradan girenlerin enerjisi ve sahaya doğru yerleşimle sağladık. Kerem’in şahane pasına tam bir santrafor dokunuşu yapan İcardi farkı ikiye çıkarmayı başardı. Tabii golden önce Nelsson’un soğukkanlı ama bir o kadar da ince hamlesi çok önemliydi. Maçın iyilerinden olan Nelsson bu hamlesiyle performansını taçlandırdı.
Son Söz
Maçın en iyisi bence Torreira’ydı. Sahanın her yerindeydi. Oliveira’nın pas hatalarında topu kovaladı ve rakibin ataklarını kesti. Kazımcan, Nelsson, Rashica maçın iyilerindendi. İkinci yarı oyuna giren Midtjsö, orta sahadaki dengeyi sağladı ve Torreira’nın yükünü azalttı. İcardi istediği topları çok alamasa da ceza sahası golcüsü olduğunu bir kez daha ispatladı. Dubois, maç eksiğine rağmen göze batmadı. Mertens yaşı gereği maçın belli bölümlerinde oyundan düşüyor. Oyuna sonradan giren Barış Alper Okan Hoca’nın direktiflerini doğru anlamış ki topu tutmamıza katkı sağladı. Önümüzdeki iki maçı kazandığımızda 23.şampiyonluğumuza ulaşıyoruz. Şampiyonluk artık çok yakın. Bu saatten sonra hata yapacağımızı düşünmüyorum. Her daim Galatasaray!
Burhan ALSAN
Twitter: https://twitter.com/BurhanAlsan
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!