Cenk Tosun’un Transferine Bakarken

0
421
Cenk Tosun'un Transferine Bakarken

Cenk Tosun’un Transferine Bakarken

20’li yaşların sonuna kadar Futbol Manager oyunları oynardım. Bu oyunları oynarken bir stratejim vardı; önce sürdürülebilir ve başarıda istikrarlı bir yapı kurardım. Çoğunlukla Ocak ayında önümüzdeki sezonun transferini bonservissiz şekilde yapardım. Mutlaka altyapıdan oyuncu çıkarırdım, yabancı kontenjanını en iyi ve istikrarı bozmayacak şekilde  kullanırdım. Mesela artı kontenjanlara gelecek vaadeden ama as yabancılarla kesişen mevkilere yabancı alırdım. Böylece yabancı kontenjanının kadro istikrarını bozmasına izin vermezdim. Bir oyuncu değerini bulmuşsa ya da değerinin üstünde satılacaksa satardım. Bazen Fenerbahçeli ve Beşiktaşlı arkadaşlarımla farklı oyunlarda oynardım. Onlar hemen Eto’o, Ronaldinho gibi adamları zorlarken ben daha sade oyuncuları tercih ederdim. Çok uzun erimli oynayıp, çok sağlam iktisadi altyapı kurduktan sonra uluslararası oyuncuların transferine başlayıp büyük hedefler peşinde koşardım. Nereden çıktı bu şimdi derseniz Cenk Tosun transferinden sonra aklıma geldi.  Yıllardır Galatasaray’da olmasını beklediklerimi son 5 yıldır Beşiktaş çok iyi yapıyor. Kimse bana Fikret Orman şöyle, Fikret Orman böyle demesin transferde başarı oranı çok yüksek. Kazanılan bonserviste de toplamda çok sağlam rakamlara ulaştılar. Menajerle ilişkileri iyi olmalı ki oyuncuları değerlerinin çok üstünde satıyorlar.

Cenk Tosun transferinden Galatasaray’ın çıkaracağı çok büyük bir ders var. Son 20 yıl içinde en çok uluslarası oyuncu çıkarmış, en çok tanınan Türk takımı Galatasaray olmasına rağmen ağırdan satmayı bilmediği için, basını kullanamadığı için, menajerlerle belli bir ilişki stratejisi kurmadığı için, oyuncularını kontrol etmediği için bu konuda çok başarısız. Şöyle düşünün transfer olana kadar Cenk Tosun’dan çok istekliyim, kesin gitmeliyim diye birşey duydunuz mu? Sonunda rekor bir ücrete transfer oldu.

Cenk Tosun’un Transferine Bakarken

Nedir Transfer Başarısı, Başarısızlığı?

Galatasaray dünyanın en tanınmış futbol takımlarından. Parasını verip de alamayacağı oyuncu çok azdır. Ama iş satışa gelince yolda bozulan arabasını tamire götürmeyen bir Libya’lı gibi bonkör. Galatasaray’la kontrat imzalayıp da kontratının sonuna kadar Galatasaray’ı sömürmeyen oyuncu çok azdır. Haklılar hukuki hakları var ve karşılarında hiç organize olmayan bir kulüp var. Hele bir de taraftar sevdi mi?: ” onu satanı bizde satarız” tezahüratının korkusundan eline baston alsa göndermeye çekinecek hallere geldiklerini çok gördüm. Konuyu çok dağıtmayayım ama futbolun kuralıdır bu belli bir yaş acemilik, sonra olgunluk, sonra veteranlık ve emeklilik. Sahada isimler bir kaç maç oynar ama ayakların ve kafanın sahada olabileceği yaşlar bellidir. Tekrar konuya dönersek nedir transfer başarısı?

  • Ribery’i bulmak, 2,5 Milyon’a Euro’ya almak bir başarıdır; ama onu en az dört katı bonservise satamayıp bedava elden kaçırmak başarısızlıktır.
  • Gerçek piyasası 40 milyon Euro olmuşken, şımarık bir takımın elinde değeri düşmüş Sneijder’i 7,5 Milyon Euro’ya almak transfer başarısıdır. Ama Sneijder’i tekrar parlatıp bir buçuk sene sonra 20 milyon’a satabilmek daha büyük başarıdır. Ama çoğu taraftara bakarsak Sneijder, Melo ölene kadar Galatasaray’da oynamalıydı. Eğer böyle bir şey doğru olsaydı Barcelona Rivaldo’yu satıp Ronaldinho’yu almaz, sonra da Messi’yi çıkaramazdı. Ne de olsa Rivaldo çok büyük bir isim!
  • Türkiye Ligi gol kralı Burak Yılmaz’ı hem de her türlü gelişim dönemindeyken  5 Milyon Euro serbest kalma bedeliyle başka takımın elinden alıp tekrar gol kralı yapmak büyük başarıdır. Aynı gol kralı Şampiyonlar Ligi’nde uzun süre Cristiano Ronaldo ile gol krallığında kafa kafaya yarışmışsa ve attığı gol çeşitliliği gol sayısına paralel artıyorsa ve siz bunu 20 Milyon Euro’ya satarsanız başarıdır. Peki olan ne; oyuncuyu yuhlanacak hale geldikten sonra menajer payı, verdiğiniz imza parası, Trabzonspor’a verilmesi gereken pay düşülerek başarısız bir satışın gerçekleşmesi.
  • Kendi altyapı oyuncunuzun potansiyelini ölçersiniz eğer potansiyeli yok ama sürpriz bir çıkış yaptıysa bu çıkışın size bonservis olarak dönmemesi başarısızlıktır. Bu size Aydın Yılmaz’ı hatırlattı mı? Avrupa’dan 2-3 Milyon Euro gelen tekliflere bile satılmadı. Toplamda 10 sene maaş aldı, şimdi kulüp bulamıyor.
  • Elmander’i bonservissiz almak başarıdır. Ama başarılı geçen sezondan sonra Rus takımlarının tekliflerini yüksek bir ücrete çıkarıp satmamak başarısızlıktır. Hele ki Emenike’nin 10 Milyon Euro’yu aşkın bonservis aldığı ülkeye satışını düşünürsek. Aynı Elmander’i yıllık ücretini çoğunu ödeyerek Norwich City’ye kiralandığını hatırlatmak isterim.

Örnekleri çoğaltılabilir. Bu örneklerden çıkarılacak bir sürü ders var. En çok da yönetimlerin ders çıkarması gerekir.

Peki Taraftar?

Gün geçtikçe bilinçli taraftar sayısı artıyor; ama en çok bağıranın sesi çıktığı için taraftarlığın mantık sınırlarını zorlayan taraftar bir çok konuda baskın çıkıyor. Taraftar mutlaka bir oyuncuya vurulabilir. Mesela ben Ribery’i bir Türkiye Kupası maçında ilk kez canlı izlediğimde beynimden vuruldum “bu kuş Türkiye’ye nasıl düştü?” dedim. Hatta lig maçlarını şifreli yayınlar yüzünden kişisel olarak protesto etmişken, O’nun yüzünden kahvelerde maç izlemeye başlamıştım. Şimdi ne yapayım Ribery’e tapayım mı? Geldi, güzel oynadı, hukuki bir açıktan yararlandı ve gitti.  Futbolcu üzerinden dünü yaşamak istemem. Şunu bilirim bir takımın görevini iyi yapan, her şeyden önce kendi sağlığına, formuna dikkat eden çalışkan oyunculara ihtiyacı var. Bunun dışında tabi ki yıldız oyuncular da olacak olmalı; ama futbolcuları üç maçta göklere çıkarıp üç maçta çöp haline gelmesinden sıkılmadınız mı? Bir oyuncu kupa kazanmadan, derbi maç almadan, Avrupa’da ses getirmeden efsane olamaz.

Cenk Tosun

Özellikle bu sene kolay penaltı alma çalışmalarındaki başarılarını unutmuş değilim; ama küsmeden çalışmasını takdir ediyorum. Her sene ikinci forvet olarak düşünülürken Premier Lige bu paraya transfer olmak azımsanamayacak bir başarıdır bence. Umarım başarılı olur da diğer gençler önünde örnek olur. Yolu açık olsun…

Sonsöz

Sözümü umarak bitiriyorum. Umarım önümüzdeki hafta seçimlerde Mustafa Cengiz seçilir. Bu kadar zor bir zamanda taşın altına elini koymasına gerçekten saygı duydum. Ve yine umarım artık Galatasaray’ı kendi cebini nasıl yönetiyorlarsa öyle yönetenler gelir. Şirketleri 1 Lira zarar etmeyen adamların Galatasaray’da devamlı birilerini zengin etmesinden inanın sıkıldım.

Not: Fikret Orman’ın çok gülünç açıklamaları var ama hem Fenerbahçe’nin hem Galatasaray’ın kötü yönetildiği dönemde çok organize işler yaptı.

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/  yazısını mutlaka okuyun!

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye

Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye

İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/

 

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız