Nasıl Olsa Santrforlarımız Atar!

0
442
Galatasaray-Çaykur Rizespor

Sezonun ikinci yarısı başladığında Muslera’nın, Henry’nin, Mohammed’in olumlu bireysel katkılarının tersi Linnes, Luyindama, Marcao ve Sarachhi’den gelince hem skor aleyhimize değişiyor hem de rüzgârın iyice ters dönmesi ihtimali ufukta büyük harflerle beliriyor. Maçlar bittiğinde sonuçları bireysel hatalara bağladığınızda bireysel performanslarla kazanılan maçları da sorgulamak gerekirdi. Oysa bireysel performanslarla kazanılan süreci iyi oyuna çeviremediğimiz için bu acıları çekiyoruz.

Hakemleri De Yenmesi Gereken Takım

Hakemleri de yenmesi gereken bir takım bu kadar çok hata yaparsa fırsat arayanların ekmeğine yağ sürer. Peki bu bireysel hataların kaynağı ne olabilir?

  • İlk suçu zeminde bulacağım ama bu bireysel hatalar hem içeride hem de deplasmanda oluyor.
  • Antrenmanlar diyeceğim; bugüne kadar en konsantre olduğumuz yer savunma alanıydı. Öyle ki Muslera’sız süreci bile kalesinde en az gol gören takım olarak atlattık.
  • Yediğimiz gollerin bazıları çok bariz bireysel hatalardan kaynaklı, ancak bazıları da zincirleme hatalardan geliyor. Ben Falcao ve Mohammed ile kurulan 4-4-2’nin orta sahada yarattığı opsiyon sıkıntısının savunma oyuncuları bu hatalara sevk ettiğini düşünüyorum.

Fatih Hoca daha zayıf bir kadrodan iyi oyun bekleyerek takımı ikinci devreye taşımıştı. Sezonun ikinci yarısıyla birlikte takviye edilen kadroya rağmen bu beklenti yerini “iyi oyun olmasa da biz bir şekilde gol atar, 3 puanı alırız” duygusu içeren bir sürece evrildi. Etebo’nun yükselen formuna güvenerek takımın zihinsel gücünü düşürmeyi kabul etmek belki de bu sürece gelmemizde en önemli unsurdu. Oysa kazansın ya da kazanmasın bu takımın iyi oynadığı maçlarda sahada olan dört kişi vardı. Muslera, Marcao, Taylan ve Feghouli… Bu oyunculara Donk, Oğulcan, Arda, Emre Kılınç, Diagne gibi oyunculardan eşlik eden olduğunda durum çok daha iyi bir sürece evriliyordu.

Fatih Hoca Kendi Yarattığı Süreci Bozdu

Bu dörtlüden sağlam olanların sahaya sürülebildiği ve yeni transferlere parlatıldığı süreç bizi belki de erkenden şampiyonluğa taşıyacaktı. Ancak taşlar o kadar oynadı ki bir daha yerine oturtmak kolay olmuyor. Birbirini yeterince tanımayan oyunculardan oluşan oturmamış bir takımda, eksik orta saha kurgusunun “nasıl olsa santrforlarımız atar” kurgusundan “nasıl olsa Onyekuru atar” kısmına geçmesi de sürpriz olmadı.

Fatih Hoca Oyuna Geldi!

Bu takıma sürekli bir hakem operasyonu çekildiğini herkes görüyor ve biliyor. Sezonun ikinci yarısında Mohammed ve Onyekuru’nun giriş performansı rakipler için ürkütücü olunca futbol dünyasının şeytanı rakiplerin Onyekuru’ya daha sert olması gerektiği konusunda neredeyse kararname çıkmasını talep edecekti. Mohammed’in attığı sert şutlar bile “böyle de olmaz canım” şeklinde gündeme getirilmeye çalışıldı. İşte bu süreç meyvesini Ankaragücü maçında Mohammed’in atılmasıyla verdi. Niyeti çok açık hakem kararı kamuoyunda da tepki görünce Mohammed’in cezası bir maça indi. İşte bu sürecin devamında Falcao’nun gollerle dönmesi Fatih Hoca’nın kafasını karıştırdı. “Şansını iyi kullanan Falcao mu, yoksa haksızlığa uğramış, neredeyse her hafta gol atan Mohammed mi?” derken Fatih Hoca çoğumuzun özlemini çektiği çift santrfora döndü. Daha önce belirttim yine belirteyim tek santrfor oynuyorken bile işler aksadığında sahada Mohammed ya da Falcao’dan hangisi olursa olsun santrforu ikileyecek kişi Babel’dir. Çünkü santrforların birisinin orta saha ve kanat bağlantısı yapabilecek özellikte olması gerekir. Bu oyuncu da Babel’dir. O da yoksa illa ki çift santrfor oynanacaksa Oğulcan olur ancak bu iki oyuncu olmaz. Fatih Hoca, Falcao ve Mohammed tercihlerinde duygusal davrandı. Bu duygusallık belki de şampiyonluğa mal olacak. Eğer Mohammed Ankaragücü maçında atılmasaydı Falcao yedek kalmaya devam edecekti. Fatih Hoca oyuna gelmemeli ve Mohammedli plândan vazgeçmemeliydi.

Diyelim ki şansını denedi. Önde iki santrfor var takım bir orta saha eksiliyor. Diğer yandan orta saha oyuncuları defansif olarak çok zaaflı. İşte bu kadro tercihinin zaaflarını ortaya çıkmaması için takıma vermesi gereken mesajlar vardı: “Ne olursa olsun atakları sonlandıracağız. Topu evelediğimiz, gevelediğimiz süreçler bu kurguda bize pahalıya mal olabilir!” Galatasaray hem topu istediği gibi dolaştıramıyor hem de atak sonlandıramayarak sürekli rakibin peşinde top kovalayıp faul yapmak zorunda kalan bir takım haline dönüyor. Fatih Hoca bu süreci göremedi ya da nasıl Muslera’mız, Marcao’muz var bir şekilde atarız rehavetine kapıldı.

Hakemler

Hakemlerin çifte standartları tüm kamuoyunun gözü önünde. Taraflı tarafsız herkes ne olduğunu biliyor. Kurallar Galatasaray’a farklı işliyor. El yüze kuralının en ağırları, tehlikeli hareketin en ağırları bize uygulanırken diğer takımların aleyhine faul bile çalınmadığı oluyor. Bugün maçın daha hemen başında hakem niyetini belli etti. Maçın sonlarına doğru da Onyekuru’ya yapılanları görmezden gelerek bunun tesadüf olmadığını gösterdi. İşte bu noktada bu sezonun gerçeği ortaya çıkıyor. En iyisi olacaksınız ve kazansanız da sonunda herkesin gözüne aleyhimize yapılan hataları göstereceksiniz. Ülke medyası 3 maymun ruhunu taşıyorsa uluslararası medya ve kişiler üzerinden dikkat çekebilirsiniz. Bunun bir sürü yöntemi var. Soran olursa paylaşmak isterim.

Sonsöz

Fatih Hoca bu transfersiz yaz sürecini içeriden Taylan’ı transfer ederek kötü giden süreçte gençlerle nefeslenerek kimsenin bu sezon beklemediği bir şeyi yaptı. O kadar kösteğe rağmen, açıkça arkadan itilen rakiplerinin önüne geçerek şubat ayını lider bitirdi. Sonrasında yaşanan süreçte dış faktörlerin etkisi tartışılmazsa da o kötü ellere gereken cevabı verecek süreci bu sefer öremedi. Uzun süre sonra ilk kez umutsuz bir süreç bizi bekliyor. Bu umutsuz karanlığı aydınlatacak meşaleyi yakacak kişi de yine Fatih Hoca. Belki biraz uykusuz kalacak ama bu sorunu çözecek… Marcao’nun yokluğunu bir şekilde atlattıktan sonra kazanma puanı en yüksek oyuncu grubunu bulacak, rakiplerinin olası rehavetini kollayıp fırsat kollayacak. Maalesef artık hata bekleyeceğiz!

İletişim: 3numaraliuye@gmail.com

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!

Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/

İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız