Seçim ve Gelecek Bölüm 1

0
299
Seçim ve Gelecek

Seçim ve Gelecek Bölüm 1

Sezon bitti, ilk adrenalinle hızlı bir şampiyonluk yazısı yazdım. Ertesi gün harika bir şampiyonluk kutlaması yapıldı. Hepimiz ilk gün şampiyonluğun tadına vardık. Sonra seçim süreci dikkatimizi dağıttı. Normalde -şampiyon olduğumuz neredeyse her sene- Aziz Yıldırım’ın suni gündem müdahaleleriyle şampiyonluğu doya doya yaşayamazdık ama bu sefer öyle olmadı. Tadımızı kaçıramadı çünkü Aziz Yıldırım kendi canının derdindeydi. Ama bu sefer de Galatasaray’ın seçimleri şampiyonluk coşkusunun kısa kesilmesine sebep oldu.

Aslında seçim yüzünden daha şampiyon olmadan ortalık karışmaya ve işin tadı kaçmaya başlamıştı bile. Özellikle sosyal medya üzerinden rakip adayların ve taraftarlarının birbirlerini vurmaya çalışması, hesaplar satın almakla itham etmesi (ki böyle hesaplar olduğuna ben de inanıyorum) gerginliği daha da arttırdı.

Dursun Özbek

Dursun Özbek’in bir önceki seçimlerde yangından mal kaçırırcasına yaptığı baskın seçime karşı Galatasaray camiası hem üyeleriyle hem de taraftarıyla kora kor bir mücadele vererek kulübü Mustafa Cengiz ve ekibine emanet ederek cevap vermişti. Mustafa Cengiz bu emanete sahip çıktı, kısa sürede hem ekonomik hem de sportif başarılarla taçlandırdı. Ve seçilmeden önce mayıs ayında seçim yapılacağına dair verdiği vaadini de hiç düşünmeden tuttu ve dolayısıyla 26 Mayıs 2018 günü kulüp yeniden secime gitmiş oldu.

Dursun Özbek ise mali kongrede ibra edilmenin verdiği cesaretle “utanmadan” tekrar aday oldu. Her açıdan başarısız olmuş birisinin bu kadar başarısızlığın üstüne hâlâ aday olması bence psikiyatrlarca incelemeli. Aksi takdirde Dursun Özbek’in Galatasaray’la ilgili iyi niyetli olmayan “tamamlayamadığı projeleri” olduğu konusuna şüphe duymaya gerek bile yok! Özbek’in yönetiminde Selahattin Beyazıt’ın bin bir uğraşla edindiği Riva, yine kulübün geleceğinde önemli bir değer olabilecek Florya adeta hiç edildi. Bir mirasyedi bile bu kadar insafsız olamazdı. Sıra acaba Galatasaray’ın marka değeri, kurucu değerlerinde miydi ki bu kadar ısrar etti tekrar seçilmekte. Neyse ki Galatasaray genel kurul üyeleri Riva ve Florya elden giderken, üzerine mali kongrede ibra etmeme yönünde karar çıkmasını engelleyemediğindeki gibi basiretsizliğe düşmedi de Dursun Özbek Galatasaray’ın geleceğinden bir daha dönmemek üzere çıktı. Tabi verdiği hasarları kapatmak Galatasaray’ın yıllarını alacağı gibi ekonomik olarak bir anda Avrupa’nın ilk 10 takımı arasına girme fırsatını da kaçırmış oldu.

Ali Fatinoğlu

Bir diğer aday Ali Fatinoğlu iyi ya da kötü bazı projelerle ortaya çıktı. Kimse Dursun Özbek gibi Galatasaraylılığını tartışamazdı ama benim açımdan mali kongrede yaptığı taraftarı yok saydığı konuşma olumsuz bir izlenim edinmeme yetti. Zaten desteksiz teşvik iddiaları ortaya attığı gün çok çapsız bir televizyon kanalına konuk olması ve orada da içine girdiği durumdan dolayı “Adaylığını belki biraz da kendi reklamı için koymuştur” diye düşünenlerden birisiyim.

Ozan Korkut ve Ekibi

“Ozan Korkut ve ekibi” diyorum çünkü kendilerini sunarken güçlü bir liste ve çok liderli bir yönetim anlayışını hedeflediklerini ortaya koymaya çalıştılar. Ancak ekibin Mustafa Cengiz ile yaşadığı iddia edilen ittifak diyalogları, Burak Elmas’ın da bu ekibe katılması ve arka planda yaşanan “Mustafa Cengiz seçilemez çünkü ilk seçimde biz O’nu destekledik, biz oylarımızı çeker ve Dursun Özbek’ten de alacağımız oylarla çok rahat seçiliriz” davranışları bence çok da hoş karşılanmadı. Böyle büyüklenmeye çoğu onurlu insanın vereceği şekilde bir cevap Mustafa Cengiz’den geldi; “seçilirsek seçiliriz, seçilemezsek de ısrar edecek değiliz” tarzı cevapla birlikte biraz gergin de olsa mücadele başladı. Ozan Korkut ve ekibi hakkında da kimse Galatasaraylılık tartışması yapamadı. Seçilmiş olsalardı onların da faydalı uygulamaları olabilirdi ama genel kurul onları tercih etmedi, tercih etmediği gibi bekledikleri oranda yüksek oy da alamadılar. Bu konuda herkesin gözünden kaçan bir konu var:

  • Galatasaray başkanı iken seçim kaybetmiş ilk kişi Dursun Özbek’ti, Mustafa Cengiz hem sportif hem de ekonomik bir sinerji oluşturmuş ve taraftar desteğini fazlasıyla arkasına almışken neden seçim kaybetsin? Galatasaray Genel Kurul Üyeleri Dursun Özbek’e hak etmediği halde 3 yıl sabretmişken Mustafa Cengiz neden bir şansı hak etmesin? Neden Dursun Özbek’e layık olmuş olumsuz bir tahta Mustafa Cengiz de otursun. Şöyle bir düşününce çok büyük haksızlık değil mi? Bu konu herkes gibi Ozan Korkut ve ekibinin de gözünden kaçmış olmalı ki bu kadar iddialı bir grupla Mustafa Cengiz’in karşısına çıktılar ve ciddi farkla seçimi kaybettiler. Ancak seçim sonrası centilmenlikleri ve #Greyweekend kampanyasını desteklemeleri onların da iyi niyetini ortaya koymuş oldu.

Ben Ozan Bey’in çok acele bir karar aldığını düşünüyorum. Galatasaray başkanlığını hedefine koyduysa geçmişte birçok başkanın yaptığı gibi yönetim tecrübeleri edinmeliydi. Belki de gelecekte ulaşabileceği bir hedefe artık hiç ulaşamayacak ve bunun pişmanlığını hep yaşayacak. Bu konuda Derwall’in transfere ikna edildiği dönemdeki “genç” Mehmet Cansun ve “genç” Faruk Süren’in gelecekteki geldikleri konumlar başkanlık hayal eden gençlerin önünde güzel bir örnektir bence.

Mustafa Cengiz

Hatırladığım kadarıyla daha eski bir geçmişte yeterince imza toplayamadığı için aday olamamıştı. Taraftarın çok da aşina olmadığı bir isimdi. Tarih bazen hem insana hem de kitlelere ilginç sürprizler hazırlar. Düşünün Fenerbahçe taraftarları 1 oyla 20 yıl Aziz Yıldırım’a tahammül etmek zorunda kalırken Galatasaray daha “düşük profilli bir Aziz Yıldırım olma” adayından kurtulup Mustafa Cengiz gibi gerektiğinde taşın altına elini koyabilecek gerektiğinde de çekilebilecek dengeli cesarete sahip bir başkana sahip oldu. Mustafa Cengiz iki seçim kazandı. İkinci seçimde hem genel kurul hem de taraftarlardan tam güven alarak seçildi. Bu büyük başarıdan dolayı bu yazı vesilesiyle tüm ekibini ve Mustafa Başkan’ı tebrik ederim. Şimdi geriye dönük bakarsam; Mustafa Cengiz’e ilk sempati duyduğum divan kurulundaki konuşmasına değinip hem ona hem de sizlere bir hatırlatma yapmak isterim:

  • Sayın başkan ilk aday olduğunda Galatasaray’ın marka değerine uygun sponsorlardan bahsetmişti: “Sponsor gelirlerimiz çok düşük. Türkiye ve dünya çapında sponsorlar bulacağız. Galatasaray’ı 1-2 daire fiyatına değil gerçek sponsorlarla destekleyeceğiz. Yoksa UNICEF ile Kızılay ile yola çıkarız.” bu konuşma bir çoğumuzun düşüncelerini harfiyen ifade ediyordu. Eğer bu bakışa sahip bir yönetime Ülker takımının en kaliteli oyuncularını ve ana sponsorluğunu Fenerbahçe basketbol takımına verdiğinde olsaydı bugün çok başka şeyler konuşuyor olurduk. Düşünsenize Fenerbahçe Ülker oluyor, Galatasaray yan ürün olan Cafe Crown sponsorluğunu alıyor. Mustafa Başkan’ın dediği gibi gerekirse Unicef, Kızılay yazılır hatta boş çıkılır ama böyle bir sponsorluk kabul edilemez. Şimdi Başkan’dan -konuşmasında bahsettiği gibi- özellikle Avrupa ve Asya kökenli sponsorlar bekliyoruz. Çünkü ülkemizdeki ekonomik kriz ve dövizin durumundan kaynaklı kayıplar yine uygun sponsorluk değerlerine ulaşmanın önünde bir engel teşkil edecektir.
  • Bir diğer mesele de taraftarın kulübe üyeliğiydi. Mustafa Cengiz’in bu konuda da açıklamaları olmuştu. Bu konuda sevgili yazarımız CimbomYazar’ın “Taraftar Meclisi” projesi bence incelemeye değer bir proje. Galatasaray taraftarını kulübe üye yaparken kaliteyi de düşürmemenin yollarını bulmalıdır. Sayı arttıkça nitelik tehlikeye girer ancak Galatasaray taraftarının da Galatasaray üyesi olma gibi bir hayali kurma ve gerekli şartları yerine getirdikten sonra bu hayali gerçekleştirmeye hakkı var. Bu yönde taraftardan kitlesel bir baskı var. Bu talebi yapan taraftarlar arasında Galatasaray’a çok fayda sağlayacak projeler oluşturma potansiyeline sahip gençler de var. Galatasaray’ın ama üye yaparak ama başka yollarla bu “öz sermayeden” Galatasaray adına faydalanmanın yolunu mutlaka bulması lazım.
Galatasaray Spor Kulübü 89. Yönetim Kurulu

Yazıda geleceğe yönelik projelerden ve önerilerden bahsetmek istiyordum ancak bir yazı dizisi şeklinde paylaşmaya karar verdim. Çünkü bu haliyle epey uzun bir yazı oldu. Eğer bir aksilik olmazsa cumartesi günü ikinci bölümü yayınlayacağım, yok eğer uzamaya devam ederse bir üçüncü bölümle daha karşınıza çıkabilirim. Buraya kadar okuduysanız cumartesi günü görüşürüz. Galatasaray’la kalın efendim…

Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/  yazısını mutlaka okuyun!

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye

Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/

İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız