Ligin sonuna demir attık. Üç maçtır kazanıyoruz ama hem rakipler puan kaybetmediği için hem de ortaya koyduğumuz futbol pek tat vermediği için keyfimizi tam yaşayamıyoruz. Tuhaf bir ruh hâline büründük Galatasaraylılar olarak.
Kadro Tercihi
Fatih Hoca maçtan önce yoğun fikstürü gerekçe göstererek kadroda birtakım değişikliklere mecbur kaldığını ifade etti. Ben bu konuda kendisine hak veriyorum. İmparatorun açıklaması minvalinde Taylan, Akbaba ve Gedson orta sahada başladı. Kerem’le Babel kanatta, Halil ise santrafor bölgesinde oynadı.
Toplu Verimsizlik
Maça her zamanki Galatasaray gibi başladık. Topa sahip olup oyunu elimize aldık. Rakip kendi yarı sahasına kapanarak pas kaybı yapmamızı bekledi. Kimi zaman ileri çıkıp tehlike oluşturdular ama ligin en zayıf takımlarından biri olduklarına bazı nedenlerden dolayı tanıklık ettim. Zira birkaç pası bile art arda yapmakta zorlanan, belli bir oyun anlayışından uzak bir takım hüviyetindeydi Gençlerbirliği.
Biz Galatasaray olarak oyunu ve topu rakip alana yığdık ama belli bölümler dışında karşı takımı zorlayan bir pozisyon ya da organizasyon kuramadık. Kenardan getirdiğimiz toplar isabetsiz şekilde sonuçlandı. Ömer Bayram ve Şener oyunun ritmine ayak uydurabiliyorlar ancak kapasiteleri sınırlı olduğu için fazlasını yapmakta güçlük çekiyorlar. Göbekten ikili oyun denemelerinde pas hataları gerçekleşince tehlike yaratamadık. Bu noktada Akbaba, Halil ve Kerem iş birliği yeterince sağlanamadı. Gedson kıvraklığıyla topu üçüncü bölgeye ulaştırdı ama ileri uçta istediğimiz düzeyde verimli olamadık.
Uzaktan şutlar konusunda daha arzulu olmalıydık nitekim golü de böyle bulduk. Üçüncü bölgedeki tercihler atağın sonlandırılması açısından son derece önemli. İlk yarı itibarıyla bu yönümüz de eksikti. Neyse ki Halil’in düzgün şutu filelerle buluştu. Böyle maçlarda kilidi açmak oyunun gidişatı adına önemlidir. Halil Dervişoğlu’nun golle tanışması ortaya koyduğu güzel futbolu süslemesi açısından çok iyi oldu.
İkinci Yarı
İkinci yarıda daha etkili bir Galatasaray vardı. Direkt kaleye giden, pozisyonları bitiren ve rakibe baskı yapan cimbom ilk yarıya oranla daha hareketliydi. Emre Akbaba’nın şık golüyle fark ikiye çıkınca rakibin de gardı düştü. Galatasaray topa hükmedip oyunu tutmayı başardı. 67.dakikada üçüncü golü attık ama el gerekçesiyle iptal edildi. VAR’daki görevlilerin göz sağlığı yerinde mi bilemiyorum ama ben el filan görmedim. Yine tuhaf bir şekilde golümüzü iç ettiler. Maçın devamında pozisyonlara giren, oyun ritmini kaybetmeden rakip kaleye giden bir Galatasaray izledik. Yapılan oyuncu değişiklikleri takımın direncini yüksek tuttu. Sonuç olarak oyun anlayışımızdan ötürü zor gibi görünen Gençlerbirliği deplasmanını kayıpsız geçtik.
Son Söz
Umarım kalan maçlarımızı da kayıpsız geçeriz. Şampiyon olamasak bile ikinciliği kaptırmamalıyız. Şampiyonlar Ligi’nin maddi getirisi kulübümüzün finansal rahatlığı açısından hayli önem arz ediyor. Özellikle kurun tavan yaptığı dönemlerde oradan gelecek para birçok konuda işimize yarayacaktır. Netice ne olursa olsun her daim Galatasaray’la kalın…
Burhan ALSAN
Twitter: https://twitter.com/BurhanAlsan
Blog’un kuruluş amacı ve hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!