Bu Maçı Unutalım…
Bazı maçlar vardır bir daha görmek istemezsiniz. Galatasaray-Bursaspor maçı da öyle oldu. Hem şansın hem de şanssızlıkların bir arada olduğu, güzel futbolun çok fazla gözlemlenmediği bir maçtı. Böyle bir maçta geriye düştükten sonra beraberlik Galatasaray adına olumlu kabul edilebilir. Ancak bugün üç puan kazanılmış olsa ezeli rakiplerini ciddi strese sokacaktı.
Peki Galatasaray neden iyi oynayamadı?
Aslında Galatasaray bu sezon çoğunlukla ilk yarıları es geçiyor ve iyi oynamıyor. İlk yarının ardından rakibin eksiklerini süzen, kendi takımındaki aksamaları süzen Fatih Terim genelde coşkulu ikinci yarılarla skoru alıyor. Fakat bugün yaşanan üç sakatlık bu hamlelerin önüne geçmiş oldu bence. Düşünsenize sakatlıklar olmasa tabelada değişiklik için yazılacak oyunculardan maç kurtarmasını beklemek zorunda kalıyorsunuz, bu gerçekten zor bir durum.
Şampiyonlar Ligi Sezonları
Geçmişten bugüne şampiyonluk sonrası senelerin hep zor olduğunu gördük. Genelde arayışların ve rotasyonların bol olduğu sezonlar oluyor ve özellikle ilk on hafta da beklenmedik oyunlara neden olabiliyor.
Maça Gelirsek
Galatasaray için 0-0 süren maçlar adına bu sezonun en kötü, üretkenliğin en az olduğu maçlardan biriydi. 0-1 olduktan sonra çıkan kaos hem fark yemeye hem de kazanmaya gebeydi, bunun yanında sezonun geri kalanını etkileyecek kartlara da. Galatasaray bu kaostan az hasarla çıktı. Maç başında çok iyi bir oyun oynanmayacağı belli olsa da defansif açıdan sıkıntı beklemiyordum. Hem Serdar Aziz hem de Fernando’nun sakatlığı sonucunda bazı aksaklıklar oldu. Maicon’un ilk kez sol stoper oynaması ve bunu da ilk kez oynadığı Ozan Kabak’la yapması ciddi riskler barındırıyordu. Bu açıdan maç beklediğimden iyi geçti. Biraz daha sakin bir oyun neticesinde orta sahada yapılan top kayıplarının az olduğu bir ortamda daha da iyi geçebilirdi elbette. Nitekim bu top kayıplarının birisinin neticesinde penaltı geldi. Golden sonra Bursaspor ikinci golü atma fırsatlarını kaçırdı. Devamında Fatih Terim Belhanda’yı sağ tarafa atınca orada güzel ikili oyunlar ve pozisyonlar ortaya çıkmaya başladı. Bu hareketlilik neticesinde Belhanda’nın pasında Eren’in golü geldi. Sonrasında bir gol daha gelebilirdi ancak Galatasaray bu şartlarda eldekiyle bir puanla yetindi.
Buradan Bursaspor’a da denirsek Galatasaray neden alamadı dediğimiz Sakho’nun yerinde iyi bir santrfor olsaydı bu gece sarı kırmızı için çok daha zor geçebilirdi. Demek ki her iki gol atanı neden alamadık diye hayıflanmamak lazım.
Bu Maçtan Geleceğe
Bu sezon özellikle Rodrigues, Onyekuru ve Emre Akbaba gibi oyuncuların günlük performanslarına göre sonuçlar aldığı maç sayısı yüksek. Durum böyle olunca bazı olumlu alışkanlıklar unutuluyor. Galatasaray’ın Nagatomo gelene kadar en çok oyun kurduğu yer sağ tarafıydı. Nagatomo geldikten sonra iki yönlü ve bek destekli kanat oyunları maçların en önemli ayrıntısıydı. Bu sezon özellikle sağ kanat oyunları unutuldu. Bu da zaten kısıtlı seçenekleri iyice azaltmış oldu. Bugün Belhanda sağ tarafa geçince oluşan hareketlilik aslında Galatasaray’ın oyununun bir parçasıydı. Özellikle Başakşehir ve Beşiktaş maçlarının kilidi bu şekilde açılmıştı. Bence Fatih Terim özellikle bu konuda takım hafızasını güncellemeli. Bu tekrar kazanıldığında Feghouli, Belhanda, Mariano ve Ndiaye’den daha çok verim almaya başlayabilirsiniz. Ayrıca iki kanat aktif olunca rakiplerin işi de zorlaştığından baskın oyun çıkma ihtimali de çok fazla artar.
Ozan Kabak
Bugün çok fazla ikili mücadele kazandı ve top kaptı. Ufak tefek hataları olsa da sorumluluk almaktan kaçmaması bence çok iyiydi. Penaltı pozisyonunda hata öncelikle top kaybı yapan oyuncu ve kademesinde olmayan Mariano’daydı. Ozan Kabak o pozisyonda biraz da kendini feda ederek hamleyi yaptı. Ozan 18 yaşında ve resmi maçlarda yeni yeni oynuyor. Oynama sayısı arttıkça kafasında dönen algoritmalar ve bu algoritmalardan doğru seçim yapma oranı artacaktır. Tecrübesi artmış bir Ozan o pozisyonda “Lima’nın kötü vurma ihtimali, Muslera’nın kurtarma ihtimali” tartımlarını yapıp doğru hamleyi seçerdi. Her genç futbolcuya olduğu gibi Ozan Kabak’a da tavsiyem mutlaka bol bol futbol maçları izlemesidir. Bu sayede kendine de dışarıdan bir gözle bakarak zihinsel gelişimini hızlandırabilir. Bir de Ozan en büyük gücünün farkına varmalı. Ozan hiçbir zaman “hamal” stoper olmayacak. Defansın lideri ve takımının oyun kurmasında en önemli unsurlardan biri olacak. O tekniği de çok iyi bir stoper ve en önemli özelliği bu. Daha sakince ama daha çok sorumluluk alarak bu yönünü ortaya çıkarmalı. Eğer bu gerçekleşirse iki yıl sonra “defansın lideri” Ozan Kabak’ın yanına kim yazılmalı diye bulabiliriz kendimizi; ne dersin Ozan Kabak?
Sonsöz
Galatasaray’ı geçen sene şampiyon yapan özellikle iç saha performansı ve serisiydi. Bugün şanssız bir başlangıçla bu seri tamamen bozulabilirdi. Psikolojik üstünlük kurduğunuz bir serinin bozulması sadece üç puan olmaz ve diğer maçlara da yansırdı. Bu yüzden Eren’in bugünkü golü çok önemli. Artık Schalke 04 maçına dönüyoruz. Kadro sıkıntısıymış, yorgunlukmuş, Avrupa maçlarına çıkan Galatasaray için çok önemli şeyler değil. Başında her şartta kazanmaya odaklanmış bir hoca, bu enerjiye inanan taraftarları var. Galatasaray’ın harika bir kuruluş mottosu var; düşünsenize dünyada kaç takım her Avrupa maçında kurucu başkanını hatırlayabilir? Bundan büyük miras mı olur? Haydi Galatasaray Schalke 04 maçları bu sezonun en kritik dönemeci! Bu iki maçtan çıkacak altı ya da dört puan son iki maçın karnavala dönmesine, ligde de bir miktar rahatlamaya neden olur.
Haydi! Sen Galatasaray’sın, başımızı dik tutmanın yolunu mutlaka bulursun!
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/