Kadro Tercihi
Fatih Hoca; maç eksiği olan Onyekuru, Saracchi, Yedlin ve Falcao’yu ilk on bire yazarak adeta meydan okudu. Falcao’nun tecrübesinden, Onyekuru’nun hızından ve rakip beki tehdit etme potansiyelinden faydalanmak istedi. Saracchi ve Yedlin’le de ofansif bir oyun kurgusu hazırladığını gösterdi.
İlk Yarı
Beşiktaş ön alanda baskı yaparak başladı maça. Bizi hataya zorlayıp pas kaybı yapmamızı beklediler. Birkaç pozisyon dışında bunda başarılı olduklarını söyleyemem. İlk yarıda iki takım adına da dengeli ve riskten uzak bir oyun vardı.
Babel, Gedson ve Taylan bizim açımızdan öne çıkan isimlerdi. Özellikle Gedson Fernandes hem savunmada hem de hücumda oldukça etkileyici bir performans ortaya koydu. Beşiktaş’ın baskısını kırdıktan sonra daha etkili olan taraf bizdik. Gedson muhteşem pasında topla buluşan Babel, kaleci Ersin’i avladı ve skoru 1-0’a taşıdı.
****
Golden sonra topla daha çok oynayan takım Beşiktaş’tı. Biz skoru koruma refleksiyle rakibi biraz daha geride karşıladık. Bu süreçte hızlı ataklarla tehlike oluşturabilirdik ancak Emre Akbaba ve Onyekuru’nun formsuzluğu buna mâni oldu. Üçe bir geldiğimiz bir pozisyonda Akbaba’nın pas tercihi daha doğru olabilirdi. Onyekuru uzun zamandır oynayamamanın verdiği telaşı üzerinde taşır gibiydi. Derli toplu, hızlı ve dinamik çizgisinden uzaktı.
İlk yarının sonlarına doğru hakemin uyduruk penaltısıyla maça eşitlik geldi. Avrupa’nın sayılı hakemlerinden biri olarak gösterilen Çakır’ın böyle bir penaltı çalması tek kelimeyle rezilliktir, emeğe göz dikmedir. Neyse ki dört dakika sonra ‘’Bak işte penaltı böyle olur.’’ dercesine bir pozisyon yaşandı. Topun başına geçen Kolombiyalı yıldız sarı kırmızılıları tekrar öne geçirdi.
İkinci Yarı
İkinci yarıya daha iyi başlayan taraf bizdik. Takımdaki mücadele ve özveri çok net bir şekilde kendini gösterdi. Rakibin tehlikeli olabilecek oyun aksiyonlarını doğru bir takım savunmasıyla bertaraf ettik. Savunmada başarılı olunca hücum organizasyonlarımız daha olgun gelişti. Marcao, Taylan ve Gedson hattı kusursuz çalıştı. Babel’in ilerde top tutabilmesi çok önemliydi. Saracchi’yle net bir fırsattan yararlanamadık. Oyuncu değişiklikleriyle birlikte daha etkili bir oyun gelişti. Özellikle Emre ve Arda’nın oyuna dâhil olması takımı bir seviye ileri taşıdı. Nitekim 77’de kaptanın golüyle farkı ikiye çıkardık.
Maç 3-1’e gelince eminim ki çoğu taraftar gibi ben de dördüncü golü atıp Ankara’dan gelecek beraberlikle şampiyonluk hayali kurdum. Dördüncü gol için hayli baskı kurduk. Net sayılabilecek pozisyonlar da doğdu ama son paslarda tercih hataları yaptık. Ben bir yandan da Ankaragücü maçını takip ediyordum. Son dakikada gelen gol galibiyet sevincime gölde düşürdü. Çünkü şimdi iki takımın da puan kaybını bekleyeceğiz. Evet, şansımız yine az sayılırdı ama Galatasaray bitti demeden bitmez şiarını daha da yeşertecektik. Keşke kendi göbeğimizi kendimiz kesecek vaziyette olsaydık. Birkaç hafta önce kaybettiğimiz puanları düşününce ahlar vahlar havada uçuşuyor.
Hakem faktörünün devreye girdiği maçlar da oldu. Her şeye rağmen keşke üç puanımız daha olsaydı. Böylece rakiplerin maçlarını umursamadan çıkıp oynayacaktık. Bakalım son iki hafta nelere gebe?
Son Söz
Galatasaray ortaya koyduğu doğru oyunla ve mücadeleyle hak etti galibiyeti. Rakibe birkaç pozisyon dışında geçit vermedik. Attıkları goller uyduruk penaltıdan geldi, onun dışında etkisizdi jimnastik kulübü. Şu oyunu görünce insan hayıflanmadan edemiyor. Rize, Sivas ve Hatay’a kaybedilen puanlar sürekli zihnimi tırmalıyor. Her şeye rağmen sezon sonuna kadar mücadeleden taviz vermeden bu oyunu sürdürmeliyiz. Hayatın ne getireceği belli olmaz. Galatasaray’la kalın.
Burhan ALSAN
Twitter: https://twitter.com/BurhanAlsan
Blog’un kuruluş amacı ve hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!