Uydurma Bir Penaltı

0
517
Uydurma Bir Penaltı
Uydurma Bir Penaltı

Uydurma Bir Penaltı

Galatasaray o kadar ilginç bir takım olmuş ki rakipler ona karşı tek farkla oynarken bile zaman geçirmek zorunda. Eğer olur da tek farkı koruyabilirse hakem belki son dakikalarda uydurma bir penaltı çalar ve puan alabilirler… Bu kadar hızlı, gol isteyen, adeta mağlupken maç çevirmeye çalışan bir takım gibi mücadele eden bu ekiple taraftarı ne kadar gurur duysa azdır. Ancak takımın da biraz daha uyanık olması lazım. Kendi sahanda oynuyorsan ve maç 2-0 olmuş artık maçı koparman lazım. Rakibe ve hakeme uydurma bir penaltı ile maça ortak olma şansı vermemen lazım.

Bu Galatasaray’dan puan almak kolay değil. Her şeye rağmen Galatasaray, Bursaspor maçından sonra bir maçı daha son dakikalarda kopararak rakiplere önemli bir mesaj verdi. Bundan sonraki maçlarda rakipler öne de geçse akıllarında hep bu maçların senaryosu olacak, ki bu şampiyonluk için çok önemli bir psikolojik avantaj. Bu tarz galibiyetler şampiyonluğun habercisidir, futboldan anlayan herkes bunu bilir. Bugün bu maçı izleyen Beşiktaşlı oyuncular yarın bu maçı içlerinde yaşayarak oynayacaklardır.

Maicon hakeme adeta haykırıyor; -Uydurma Bir Penaltı' dan başka elinden bir şey gelmez!
Maicon hakeme adeta haykırıyor; -Uydurma Bir Penaltı’ dan başka elinden bir şey gelmez!

 

 

Sahaya Dönersek

Galatasaraylı herkes sezona çok iyi giren Tolga Ciğerci’nin sakatlanması sonucu yerine kimin oynacağını soruyordu. Tudor’un geçen hafta yaptığı açıklamalardan sonra Feghouli’nin Tolga’lı ya da Tolga’sız bir şekilde oynayacağı belli olmuştu. Peki Feghouli gelince ne değişti?

  1. Rodrigues sol çizgiye çekildi.
  2. Feghouli’yse özellikle maçın ikinci yarısında ve maçın çoğunluğunda Tolga’nın sol tarafta oynadığının sağ taraf versiyonu gibi daha çok içe girerek oynadı.

Yani oyun planı aslında diğer haftalarda izlediğimizden çok da farklı değildi değişen oyun bölgeleri dışında. Takımın geçen haftalardaki artı ve eksileri neyse, bu haftada aynı özellikler devam etti. Bunları tekrar hatırlarsak:

Eksileri

  • Özellikle Ndiaye’nin, Fernando’ya çok yakınında oynaması ve pas alışverişlerinde yaptığı hatalar. Geçen haftada yazdığım gibi Ndiaye bu stilde savunma duvarı olarak çok faydalı olsa da hücuma çıkarken çok sıradan bir oyuncu haline dönüşüyor. İşler iyi giderken anlaşılmıyor ama işler terse dönerse Ndiaye’nin tekrar normale dönmesi zor görünüyor. Tudor’un, Ndiaye’yi ilk üç haftada oynattığı gibi oynatması gerekli bence. Sonuçta o halde verdiğimiz gol pozisyonu diğer maçlardan fazla değildi.
  • Takımında  zaman zaman Ndiaye’nin yaptığı  bu hatalar gibi pas hataları yapması. (Belhanda’nın hatalı pası sonucu gelen gol.)
  • Çok fazla pozisyona girilip, bu pozisyonların değerlendirememesi sonucu rakibin direncinin kırılamaması.
  • Bu hatalara ek olarak gol paslarında aşırı bir şekilde Gomis’in tercih edilmesi. Lige süper giriş yapmış olan Gomis artık rakipler tarafından daha fazla mercek altına alınıyor. Bütün dikkat Gomis’in üzerindeyken ısrarla onu tercih ederseniz bu rakibin işini kolaylaştırdığı gibi Gomis’in de işini zorlaştırıyor. Bazen çaprazdan şut opsiyonu veya başka oyuncular tercih edilirse rakip defans sadece Gomis’e değil, diğer taraflara önlem almak zorunda kalacak ve sonraki pozisyonlarda Gomis’in işi daha kolaylaşacak.

Artıları

  • Yine müthiş temposu ile rakibi boğan “kaos futbolu” sergilenmesi…
  • Çok özellikli oyuncularla maç içinde birden çok oyunu birlikte oynayabilmesi.
  • Belhanda’yla duran topların çok iyi kullanılması. Kasımpaşa maçı hariç hemen her maçta kornerler maçın önemli ayrıntılarından oluyor.
  • Son iki hafta gelişen ve gittikçe oturan takımın artık yan toplardan gol yeme olayını bırakması. Bu olayı geride bıraktığı gibi, havadan adeta geçit vermemesi.

Karabükspor

Karabükspor uydurma bir penaltıyla maça ortak olmasını saymazsak eğer, bu sene Galatasaray’a karşı oynanabilecek en akıllı oyunlardan birini oynadı. Her ne kadar Galatasaray’ı pas hatalarından eleştirsek de onları pas hatasına zorlayan Karabükspor’un oyunuydu. Maçın çok kısa sürede tek farka gerilemesi ile çok fazla pozisyon verseler de maçın içinde kalmayı başardılar. Yalnız hafta içi fazlasıyla penaltı alma çalışması yapmış olmalılar ki sürekli uydurma bir penaltı peşindeydiler.

Kısa Kısa

  • Tudor: Eleştirilere dayandıkça özgüveni yerine geliyor. Bu hafta 2-2’den sonra fazla maceracı olmayıp Eren Derdiyok’u alması onun geçen hafta ki galibiyete rağmen ders çıkardığını gösteriyor. Feghouli’yi onbire hazırladığı süreçte ona bir artı olarak yazılmalı. Haydi Tudor, derbileri başarırsan bu sezon ipi çok rahat göğüslersin!
  • Belhanda: Goldeki hatasına rağmen maçın önemli oyuncularındandı, her geçen hafta onu izlemekten daha fazla keyif alıyorum. O kadar çok özelliği var ki rakip takımlar ona önlem almakta zorlanıyor. Özgüveni arttıkça faydası da artacaktır.
  • Gomis: İki haftadır suskun olmayı kafaya takmamalı takım onun sayesinde maçı adeta ceza sahasının içinde oynuyor.
  • Feghouli: Taraftarın beklediğine değdiğini iki haftadır gösteriyor. Takıma ve ruhuna hemen adapte olmuş. Müthiş bir futbol yeteneği var.
  • Rodrigues: Artık bir gol atsa da hem kendi rahatlasa hem takımı rahatlasa. Kendisini fiziksel olarak hazırladığı kadar, zihinsel olarak da hazırlamalı, yoksa kadrodaki yerini kaybedebilir.
  • Maicon: Winner oyuncu nasıl olur sorusunun cevabı. Hazırlık döneminin ağır sürecini üstünden attıktan sonra kafada hiçbir soru işareti bırakmadı. Sezon başında yaptığı üç  gol katkısı yine şampiyonluk mücadelesi adına çok önemli.
  • Alper Ulusoy: Maçın başından beri Karabükspor’lu oyuncuların kendilerini yere atmasını uyarmadan izlersen, maçın son dakikalarında, adrenalin yükselmişken oyuncular da seni güzelce tufaya düşürür…
  • Barış Başdaş: Geçen hafta yabancı sınırı ile ilgili yaptığı açıklamalarla dikkatleri üzerine çekmişti. Bu maçta da fırsatını bulduğu her pozisyonda “dirsek yedim” gibi davranarak kendini yere bırakmasıyla dikkat çekti!?

Rıdvan Dilmen

Son iki sezondur Galatasaray doğranırken ses çıkarmayan Rıdvan Dilmen, Fenerbahçe’nin maçın hiçbir anına ortak olmadığı maçta, birden spor sever olmak adına federasyona tepki gösteriyor. Galatasaray geçen sezon çok iyi oynamasa da sezona iyi puanlarla giriş yapmıştı ve kırılma maçları ile potadan uzaklaştırılmıştı. O zaman sesi çıkmayan Rıdvan Dilmen’e bence artık NTVspor “Yüzde yüz Fenerbahçe” adlı bir program yaptırsın, o da rahatlasın, biz de rahatlayalım…

Milli Maç Arası

Milli maç arası kabusu geri döndü. Umarım milli maç arası bu sefer takıma iyi gelir ve dönüşte puan kaybetmeyiz. Her zaman Galatasaray’la kalın, hepimizin gördüğü gibi Galatasaray taraftarıyla çok daha güzel…

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/  yazısını mutlaka okuyun!

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye

Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız