Evet, Galatasaray bizi uzun süredir Avrupa kupalarında sevindirmedi. Hatta son sevincimiz o kadar uzak ki sanırım iki oturumlu oynanan Juventus maçındaki Sneijder’in çıldırtıcı golünden beri bırakın öyle hunharca bir galibiyet sevincini, Lokomotif Moskova maçı dışında sade bir sevinç bile yaşayamadık.
Avrupa arenası başka bir arena; Galatasaray’ın kuruluş amacına en uygun mücadele alanı. Galatasaray yıllarca burada gereken özeni, mücadeleyi göstererek bizleri temsil etti. Son yıllardaysa maalesef başımız önde ayrıldığımız maç sayısı çok fazla. Bunda Türkiye ve Avrupa’da başarının geliş hikâyeleri ne yazık ki farklı olmasının etkisi büyük. Türkiye’de “kervanı yolda düzerek” başarıya ulaşabilirsiniz ama Avrupa’da takım olma, tecrübe, takımınızın hakemler karşısındaki ağırlığı gibi faktörler de devreye giriyor. Ne yazık ki plan ve programı daha önceden yapılmış hazır takımlarla yola çıkmak lazım, aksi takdirde elde büyük oranda şans faktörleri kalır ve neticede bu gibi sonuçlarla karşılaşırız.
Hem bu hafta hem geçen hafta, her iki maçta da hakem hataları vardı. Birisi evimizde deplasman takımı lehine, diğeri dışarıdayken ev sahibi takım lehine verildi. Ben bu konuya şöyle bakıyorum: Belli standartları yakaladığımız ve saha içinde hakemin hatasızlığına ihtiyaç duymayacak güce ulaştığımız dönemlerde hakemlerden pozitif sonuçlu karar alma oranımız yüksekti. Örneğin Milan maçında, son dakikalarda alabildiğimiz penaltı, belli bir oyun gücüne ulaşmış olmamızdan kaynaklanıyordu. Sahada rakipten daha iyi olduğunuzda hakem de size saygı duyar ve gri pozisyonlardaki kararlarında bu saygıdan etkilenir. (Bunu Avrupa maçları için yazıyorum. Türkiye’de işlerin başka türlü döndüğünü hepimiz zaten biliyoruz.) Ne yazık ki her iki maçta da oyunu ve hakemlerin saygısını kazanan takım Benfica’ydı. Neticede turu da iki maça yayılmış baskın bir oyun görüntüsüyle geçtiler.
Maça Gelirsek
Hafta sonu düşük zorluk derecesinde de olsa farklı bir deplasman maçı oynamıştı Galatasaray. Bu maçtaki en büyük fark kendini pas kalitesinde ortaya koyuyordu. Tekrar yazıyorum maç seviyelerinin aynı olmadığını biliyorum. Ancak yine de bu maçtan çıkarılan olumlu derslerin Selçuk İnan’ın sahada olduğu planla bu maça daha uygun olacağını düşündüğümü yazmıştım. Pek fazla kontra atak vermeyen ve çok etkili beklere sahip Benfica karşısında Henry’nin çok fazla etkili olamayacağını düşünüyordum. Fatih Hoca’dan bir sürpriz bekleyerek bu maça özel olarak Belhanda’nın daha içe kat eden, orta saha karakterli bir oyuncu olarak kullanılıp, Henry’nin yerinde oynatılmasını beklerdim. Belhanda’nın arka direk ortalarında Diagne’nin etkisi de ortaya çıkabilirdi. Ndiaye de Belhanda’nın yerinde oynayacaksa ofansif baskıda özel bir görevle alarak oynamalıydı bence. Farklı alternatifler de sunabilirim tabii ki ama tüm planlarımda Henry’yi yazmazdım.
Evet, Henry zaman zaman çok katkı verdi ama bu seviyedeki maçlarda neler yapamadığını izlediğimiz sekizinci maçı oldu. Ayrıca Diagne’nin gelişiyle birlikte dişli içinde en çok sırıtan oyuncuların bana göre birincisi.
Diğer yandan yokluğuna sevindiğimiz Fernando yerine Donk’un pasif oyunu da bugünün belirleyicilerinden. Ön libero oynayan bir oyuncunun rakibi karşılaması ve bozması, boş topları alması ve top çalması gerekir. Donk bu gece ne yazık ki Galatasaray adına hayal kırıklığıydı.
Bunların dışında Fatih Hoca’nın değişiklikleri oldukça geçti. Maç sıkışmış, şans eseri gol yemediğimiz pozisyonlar vardı. Artık bu noktada takım bir dokunuş istiyordu. Geç kalınmasının yanında ilk değişiklik hakkının Onyekuru ve Emre Akbaba’dan başlaması belki de Sinan yerine sahada kalan Feghouli’ye bir şans daha olurdu. Tüm bunlara rağmen son beş dakikada golü de bulduk ama hakem ofsayt gerekçesiyle iptal edince Galatasaray’a ateşleyecek tek şans da elden gitmiş oldu.
****
Bu tur bu kuradan itibaren çok zordu. Yeni oluşturulmuş bir takımla Benfica’yı biraz da şansın yardımıyla eleseydik uyum seviyesi artıkça diğer turlarda ancak kendimize gelebilirdik. Ama en azından hazır olmayan bir takımla her şeye rağmen iyi ve geleceğe dönük bir mücadele verdik. Benim en büyük kaygılarımdan birisi futbolcuların öz güvenini etkileyecek sonuçlarla elenmek ve bu sonucun lige yansımasıydı. Neyse ki bu olmadı; aksine Marcao, Luyindama, Nagatomo ve Mariano birlikte bir maç daha yapmış oldular. Bugün maçın başındaki birkaç hata dışında da geleceğe doğru olumlu izlenimler verdiler.
Maçı Benfica tarafından değerlendirsek çok değişik bir takım olmuşlar. Öyle anlar vardı ki sahada 14 kişi oynuyor sanabilirsiniz. Oyunu çizgilere yaydıklarındaki paslaşmalarda Galatasaraylı oyuncuların yapabileceği tek hamle kademe yapıp pas hatası yapmalarını beklemekti çoğu zaman. Ve bu pas hatalarını o kadar az yaptılar ki gerçekten her iki maçta da bende fazlasıyla saygı uyandırdı. Çoğu oyuncusunun altyapıdan gelmesi çoğumuzun hayalidir sanırım. Umarım Galatasaray’ımız da o düzeyde bir organizasyon oluşturmayı bir gün başarır.
Sonsöz
Gücüme gidiyor mu Avrupa’dan elenmek? Ne yazık ki gidiyor. Ben Avrupa’ya meydan okuyan Galatasaray’ı özledim. Galatasaray adını duyunca o an ki form seviyesi ne olursa olsun rakibi ürküten günlerimizi özledim. Bu geceden geleceğe bakarsak tüm planlamaların bu yönde olması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Bunun için önce şampiyon olup rakiplere karşı önde olduğumuz ekonomik alanı pozitifte tutmalıyız. Şu andan itibaren lige bakarsak oklar bizim açımızdan pozitif tarafı gösteriyor. Yeni kadromuz umut vaat ediyor, sakatlıktan çıkan Emre Akbaba da yavaş yavaş katkı vermeye başladı; tam olarak başladığında O da bir yeni transfer sayılır. Şimdi yapılması gereken Muslera’yı havaya sokmak ve Diagne’ye gol attıracak hücum organizasyonunu bulmak. Bu akşam “köyümüze geri dönsek de” köyün en iyisi olup şampiyon olmanın tüm anahtarı elimizde. Bu saatten sonra taraftarlarımızın tribünde rakibe karşı agresif, kendi oyuncumuza şefkatli, acele beklentilerden uzak davranışlar içinde olup Galatasaray’ı hep pozitif yönde motive etmesi lazım. Sahadaki oyuncuların ise anlık oyunlara gelmediği, sabır ve takımdaşlık duygusunun yükseldiği bir sürece girmesi lazım. Akhisarspor maçında iyi bir oyun ve iyi bir sonuçta görüşmek dileğiyle.
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Yeni açtığımız ana hesabı takip edin ve gücümüze güç katın: https://twitter.com/3numaraliuyecom