Taylan’ın İpliği

4
2245

Galatasaray yeni sezon hazırlıklarını sürdürürken herkes dört gözle transferi takip ediyordu. Geçen sezon kiralık oynayan Seri ve Lemina’nın yerine en az iki oyuncu beklerken diğer yandan olası bir Belhanda ayrılığı ve bir orta saha transferi daha taraftarlarca bekleniyordu. Neredeyse tamamen kapalı kapılar ardında devam eden hazırlık kampında Galatasaray’ı ilk kez Hatayspor karşısında izledik. Herkesin transfer beklediği orta sahanın ilk alternatifinin Taylan Antalyalı olduğunu bu maçta ilk kez gördük. Çoğu Galatasaraylı Taylan’ı beğendi ama rakip zayıf olduğu için durumun da münferit olacağı yönünde fikirler ağırlıktaydı. Sonra lig başladı, işin ciddiyetinin değiştiği bu ortamda Taylan ilk kez vitrine çıktı; iyi bir performans gösteriyordu ancak taraftarlar arasında hâlâ yeni transfere kadar geçiş oyuncusu olduğu yönünde bir fikir yoğunluğu yaşanıyordu. Sonrasında Neftçi Bakü performansını izledik Taylan Antalyalı’nın “rakip zayıftı,” “zaafları Başakşehir maçında ortaya çıkacaktı.” İşte bu görüşlerle Okan Buruk da aynı fikirde olmuş olacak ki; bugün Galatasaray’ı, Taylan’a kuracağı baskı üzerinden çözeceğini düşünürek maça çıktı. Böylece “Taylan’ın ipliği” pazara çıkmış olacaktı. Ancak genç oyuncu bu sene öyle bir güncelleme almış ki bazen Seri gibi oluyorken O’nun defansif zaafları yerine iyi savunma yapıyor, bazen genç Selçuk İnan gibi oyuna yön veriyor, neticede Okan Buruk’un bu planının tutmasına izin vermiyordu. Özellikle ilk yarıda oyun berabereyken ve Galatasaray Falcao’nun penaltı golüyle önüne geçene kadar Başakşehir’in orta sahada varlık göstermesine izin vermiyor ve daha ilk devreden maça damga vuruyordu.

Geçen hafta ki yazımda da belirttiğim gibi Ben Taylan’ın daha ofansif roller edinerek çıkış yapacağını düşünüyordum. Ancak Fatih Hoca O’nu çok farklı bir rolde vitrine çıkardı. Taylan’ın bu performansla ortaya çıkmasının Fatih Hoca’nın en önemli ustalık eseri olacağını düşünüyorum. Üç maçta oyuncuları göklere çıkarmayı sevmem ama Taylan için bugün şunu hissettim; eğer bu oyununu sürdürür ve performansına Avrupa arenasını da eklerse Ozan Kabak’tan sonra Galatasaray’a en fazla bonservis kazandıran yerli oyuncu olabilir. Bu hedef de burada dursun. 🙂

****

İkinci yarıda Okan Buruk kurgusunu değiştirince Taylan üstündeki baskı kalktı. Ön tarafta Falcao ve Arda Turan’ın oyundan düşmesini de değerlendirince Başakşehir ilk yarıya göre biraz daha fazla pozisyon buldu. Bu arada Saracchi’nin sakatlığı sonrası ilk değişiklik geldi. Birbirlerinin hatalarını örten savunma hattı değişince ters ayaklı Linnes’in girmesi beni biraz tedirgin etse de Linnes görevini fazlasıyla yaptı. Oyundan düşen Arda’nın değişikliği bana göre biraz geç de olsa anlamlı üç değişiklikle birden olması beni sevindirdi. Fatih Hoca Arda’dan beklediği görevi Babel’e verirken, markajdan boğulan Falcao yerine Neftçi Bakü maçının golcüsü Diagne’yi aldı. Emre Kılınç’ı Feghouli’nin yerine çekerken yeni transfer Etebo’yu hem ısındırmak hem de patlayıcılığından faydalanmak için oyuna aldı. Değişikliklerin sonucunda Galatasaray üzerindeki baskıyı kaldırdı ve tekrar pozisyonlar bulmaya başladı. Bulduğu pozisyonlar sonunda Belhanda’nın şık golüyle nihayet farkı ikiye çıkardı ve rahatladı. Golden sonra Başakşehir takımı daha fazla yüklenirken her iki takım da karşılıklı pozisyonlar bulmaya başladı. Ve maç biraz daha keyifli hale geldi. Başakşehir bir gol bulsa maç belki stresli bir hal alabilirdi ama iki farkın verdiği rahatlıkla daha fazla pozisyon verse de uzun süre sonra ilk kez gol yemedi. Verilen pozisyonlar sadece Başakşehir’in istatistiklerini olumlu göstermesine yaramış oldu.

****

Yazının ilk bölümünü Taylan’a ayırmış olsam da maçın adamının Marcao olduğunu düşünüyorum. Ofansif bir stoper olarak zaman zaman basit hatalar ve kartlarla takımını zor durumda bırakacak hatalar yapıyordu. Bu sezon özellikle de bu maçta müthiş hamleler yaparak takımına fazlasıyla katkı verdi. Marcao’nun performansı sadece kendisini değil kaleci ve savunma hattını çok olumlu etkiliyor. Sakatlıktan dönen Luyindama’nın oynayarak kazanılmasında ve Omar’ın uyum problemi yaşamamasının en büyük etkeni bence Marcao’dur. O’nun hakkında bu hafta sürekli bir transfer haberleri taraftarın büyük ilgisini çekti. Ben Galatasaray’ın alma ve satma yönünde bir gelişim göstermesi adına nadir olarak yaptığı scout transferinin satılmasını çok isterim ancak zamanlama itibariyle bu satış çok olumsuz bir domino etkisi yaratabilir endişesindeyim. Futbol takımlarını sahaya çıkan onbirlerinde isimler değişebilir ama bu sezon başlangıcı özelinde Marcao’yu çekmek takım savunmasının birden çökmesine ve bu sezonun mükemmel başlangıcının bozulmasına neden olabilir. İsimli bir Avrupa takımının Marcao gibi bir stoperi istemesi kafa karışıklığı yaratabilir diye düşünülebilir. Burada iş önce Fatih Hoca’ya, sonra da yönetime düşüyor. Fatih Hoca bu sene takımın yapabilecekleri konusunda ve bu planlamada Marcao’nun önemi konusunda oyuncunun motive etmesini ve yönetimin de sözleşmesinin son senesine girmeden oyuncunun sözleşmesini uzatmasını bekliyorum. Bu fikir kimsenin tekelinde değilse ben de böyle düşünüyorum 🙂

Ben bu yazıyı yazarken Fatih Hoca, Marcao transferi hakkında konuştu. Bir taraftan oyuncuyu överken diğer taraftan oyuncunun satışı konusunda kulübün ekonomik menfaatlerinin daha önemli olduğunu, alma ve satma konusunda Galatasaray’ın da bir yer alması gerektiğini söyledi. Üstüne de giderse ellerinde alternatif oyuncu planının olduğunu ima etti. Sanırım istenilen bedellere ulaşılırsa Marcao gidecek. Umarım bu değişim kulübe en faydalı şekilde olur.

****

Fatih Terim önceki sezona başlarken Onyekuru ve Babel değişimi gerçekleştirdiğinde kontratak oyunundan daha büyük bir oyun göstermek istediğini göstermişti. Yeni transferlerin uyumsuzluğu, Babel’in düşük performansı, Şampiyonlar Ligi hezimetleri derken bu gelen başarısızlık yüzünden en azından ön hatta bu fikirden vazgeçmek zorunda kaldı. Fatih Hoca bu sene de aynı oyunu deniyor. Arda’nın fiziksel eksikliklerine rağmen, savunmanın ve Taylan’ın performansının yüksek olması, diğer yandan ön hattın Belhanda öncülüğünde ördüğü baskı yardımlaşmasını ekleyince sonunda Fatih Hoca’nın istediği oyun artık oturacak gibi gözüküyor.

Geçen sezon sadece sekiz haftalık olumlu periyotta görebildiğimiz ama sezonun diğer kısmında göremediğimiz bir hastalığı vardı Galatasaray’ın. Zayıf rakiplere karşı bile oyunu tutmakta zorlanıyordu Galatasaray. Öne geçtikten sonra hem oyunu hem skoru kaybettiği maçlar belki de şampiyonluğa mal olmuştu. Bu sene bu bocalamanın kalktığını görüyoruz. Bu açıdan gittikçe artacak özgüven şampiyonluk yolunda önemli bir adım olacak.

Kısa Kısa

  • Fatih Öztürk: Geçen haftaya göre kendine daha çok güvendiğini gözledim. Ancak böyle bir savunma hattıyla oyması da büyük bir şans. Umarım bu fırsatın farkına varır ve Muslera dönene kadar bize sıkıntı çıkarmaz.
  • Omar: Derbi sayılacak bir haftada daha gösterişsiz bir savunma oyunu gösterdi. Ofansif oyuncuları daha çok görmek istesem de bu ligde bu sertlikte ve hızda bir sağ beke sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Takıma alıştıkça ofansif katkılarının artacağını düşünüyorum.
  • Luyindama: Bugün daha öne çıkan hatalar yapmış gözükse de ben iyi yolda olduğuna inanıyorum. Bu süreçte kendini bulacak ve bu sezon O’na doyacağız.
  • Saracchi: O’nun iyi bir hücum beki ama savunma zaafları olan bir bek olduğunu düşünüyorum. Bugün ise sakatlanana kadar yaptığı mükemmel savunmayla beni utandırdı. Umarım sakatlığı ciddi değildir ve umarım beni böyle utandırmaya devam eder.
  • Belhanda: Bugünün en iyilerindendi. Takımın hücum hattındaki savunmasında çok anlamlı roller üstlendi. Maçın kritik anlarında gösterdiği mücadele ve attığı golle takımını rahatlatması O’nu Taylan ve Marcao’yla birlikte maçın adamı olmaya aday oyunculardan birisi haline getirdi. Belhanda’nın en son şampiyonluğumuzda yaptığı katkıdan sonra bonservis geliri getirerek satılması gerektiğini düşünüyordum. Özellikle Sevr antlaşması gibi sözleşmesinin takıma yükü çok fazla. Ancak Belhanda satılmadı ya da satılamadı. Bu sezona geldik işler daha değişik bir hal aldı. Belhanda’nın sözleşmesinin son senesi ve bir sonraki kontratı kariyerinin kontratı olabilir. Bunun da farkında olarak hem daha iyi bir performans gösteriyor hem de ayrılığa sıcak bakmıyor. Galatasaray, Belhanda’ya çok ciddi bir bonservis ödedi. Ve bu yatırımın boşa çıkma gibi bir lüksü yok. Bu konuda duygulardan sıyrılıp biraz daha akılcı davranıp Belhanda’nın sözleşmesini de uzatmak gerektiğini düşünüyorum. (Bu fikir de kimsenin tekelinde değilse 🙂 ) Belhanda’ya az da olsa bonservis her daim ödenir ama o ayarda bir oyuncuyu bonservisiyle almak bizim için zor. O yüzden hazır tribünler de boşken Belhanda’yı bu gözle değerlendirmeliyiz diye düşünüyorum.
  • Feghouli: Ön hattaki hem hücum hem de savunma paylaşımı O’nun oyunda daha çok öne çıkmamasını doğurdu. Zaman içinde Omar ile göstereceği uyumla birlikte bu sene daha çok katkı verecektir.
  • Emre Kılınç: Önceki maçlarının aksine bugün daha çok top kaybı yapsa da moralini bozmadan kaldığı yerden devam etmesi benim için olumlu bir göstergeydi. Emre Kılınç her an skora ve oyuna katkı yapabilecek bir oyuncu takım oturdukça katkısının daha da artacağını düşünüyorum. Sivasspor’un iki tane çıkış yapan oyuncusundan mental olarak daha kuvvetli olanına öncelik vermiş olan olan teknik heyeti tebrik ediyorum.
  • Arda Turan: Üç senelik maç eksikliğini zekasıyla kapatmaya çalıştı. Maçın üçüncü bölümünde oyundan iyice düşünce Fatih Hoca onu değiştirdi. Galibiyet serisi devam ederken, öne rahat geçen bir takımda ve taraftarsız bir periyotta oynaması O’nun için büyük bir şans. Kendini dinleyerek oynama şansı elde etmesi, mağlup durumda gösterilmesi gereken reaksiyonu göstermek zorunda olmaması ve tribünleri etkilemek adına kendini zorlamadan oynaması belki de geri dönüşünün anahtarı olacak.
  • Falcao: Bugün çok fazla markajda kaldı. Erken gelen gol Galatasaray’ın daha az pozisyon aramasına neden oldu. O yüzden çok etkin gözükmese de iki stoperi de fazlasıyla yıprattı. Penaltının başına gelirken acaba kaçırır mı endişesi duymamak da Galatasaray taraftarının lüksü olsun.

****

Evet Galatasaray iyi yolda. Zor periyodun ilk ayağından alnının akıyla güzel bir oyunla çıktı. Transfer döneminin kalan kısmında önceliğini Marcao’nun olası gidişine ve Taylan ile rekabet edecek bir orta sahanın transferine ayırmalı. Taylan’ın performasından sonra direk O’nu kesecek bir oyuncu değil de potansiyelli bir genç oyuncu alıp işi rekabete bırakmak gerektiğini düşünüyorum. Ancak hem stoper hem de orta saha oynayabilecek bir joker ama kalitesi ispatlanmış bir oyuncu transfer edilirse de bir şey diyemem.

****

Transfer demişken rakiplerin türlü muhasebeci hileleriyle yaptıkları transferlere bizim ise az ve öz gözüken transferlerimize bakıyorum. O kadar çok eksikleri var ki transfere doymuyorlar. Biz ise dönen sakatlara eklenen hazır oyuncularla uyum sorunu yaşamadan ilerliyoruz. Bu anlamda rakiplerden çok ilerideyiz.

Sonsöz

Bazı takımlar sezona kollanarak başlasa da en azından bizim 3 puan mücadelelerimizde güdümlü hakemlerin gelmemesi, futbol lehine düşünen daha objektif ve genç hakemlerin maç yönetmesi bu iki haftada beni çok mutlu etti. Bugün her iki takım lehine ve aleyhine yaptığı hatalarda bir niyet ya da eyyam sezmedim. Geçen sezon bunun yerine güdümlü hakemlerle sezona başlamış ve verilen kararlar Fatih Hoca’nın da saha dışına çıkmasına ve konsantrasyonunun bozulmasına neden olmuştu. Hoca bu sene olaya çok konsantre gözüküyor. Kervanın yolda düzüldüğü ilk yarıların yerine, geleceğin hedef gösterildiği dönemler yerine daha ilk maçtan işi sıkı tutan, her puanın kıymetini bilen bir Galatasaray’ı görmek beni çok mutlu ediyor. Umarım hafta içi Avrupa’da hafta sonunda da derbide kayıpsız ilerleyerek sezonun başından büyük bir yürüyüş başlatacağız. Yolumuz açık olsun!

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/  yazısını mutlaka okuyun!

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye

Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/

İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/

4 Yorum

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız