Millî takım arası geride kaldı ve lige geri döndük. Galatasaray’ın maçlarını iple çeken heyecanla bekleyen -en başta biz taraftarlar olmak üzere- büyük bir kesim var. Hatırlayacağınız gibi sezona müthiş başlayan, oynadığı futbolla izleyenlere büyük keyif veren bir Galatasaray vardı. Sarı kırmızılılar olarak bir hayli mutluyduk ve ümitliydik. Ancak Rangers ve Kasımpaşa maçlarındaki ruhsuz, mücadeleden yoksun ve etkisiz oyun taraftarı hayal kırıklığına uğratmıştı. Buna rağmen enseyi karartmamak gerektiğini, başımızda İmparator’un olduğunu önceki yazılarımda ifade etmiştim. Cimbom lige verilen arada yara sardı. Sakatlığı bulunan futbolcular iyileşerek takımla birlikte antrenmanlara katıldı. Millî takımlara giden oyuncuların Omar hariç herhangi bir sakatlık yaşamadan dönmeleri de bir başka sevindirici durumdu.
Galatasaray, önceki maçlara göre farklı bir on birle çıktı sahaya. Fatih Hoca, Belhanda ve Feghouli’yi yedek kulübesine oturttu. Maç, her iki takımın da kontrollü oyunuyla başladı. İlk on dakikayı birbirini ölçerek geçirdi takımlar. Alanyaspor ilerleyen anlara doğru daha fazla pozisyon üreten taraf oldu. Emre Kılınç’ın 15.dakikada kaçırdığı bariz fırsat dışında pozisyon bulamadık. Galatasaray, pek de iyi oynamamasına rağmen 32’nci dakikada Falcao’nun penaltıdan attığı golle öne geçmeyi başardı. İlk yarının son dakikaların Marcao’nun güreşçi edasıyla yaptığı amatörce müdahale pahalıya mal oldu. Tehlikeli bir noktadan serbest vuruş kazanan Alanyaspor, Babacar’ın doğru vuruşu ve kaleci Fatih’in tuhaf hatasıyla –neredeyse kale dibindeydi- beraberliği sağladı. Tam ilk yarı bitti derken Etebo’nun ikinci sarıdan atılması takım adına işleri daha çok zorlaştırdı. Nitekim Cimbom, ikinci yarı on kişi oynamanın eksikliğini fazlasıyla hissetti. Alanyaspor bir hayli pozisyon buldu. Galatasaray’da Belhanda ve Ömer’in oyuna girmesi takımı, savunma anlamında daha dirençli kıldı. Üstelik zaman zaman topu ileri taşıdık ve esasında fırsat da bulduk ancak değerlendiremedik. Babel’in eli birkaç cm daha aşağıda olsa öne de geçecektik ama olmadı. Maçın son dakikasında yediğimiz golle hüsrana uğradık. Sahadan en azından 1 puanla ayrılmalıydık. Galatasaray takımı olarak bu kadar basit goller yememeliyiz.
****
Galatasaray’daki en önemli problem haddinden fazla pas hatası yapılmasıdır. Topla çıkarken ve atağa kalkarken yapılan basit top kayıpları kalemize pozisyon olarak geri dönüyor. Orta sahadaki yerleşimde problem olduğunda pas hatası kaçınılmaz oluyor. Rakibi bunaltacak raddede pres yapamıyoruz. Haybeye yapılan baskılar sonuç vermeyince karşı takımın oyun kurma cesareti kendini gösteriyor. Bu da kalemizde tehlikeye neden oluyor.
Emre Kılınç’ın dağınıklığına anlam veremiyorum. O kadar savruk ve yumuşak oynadı ki neredeyse her topu kaybetti. Taylan baskı yer yemez topu ayağından çıkarmalı. Emre Akbaba hazır olmadığı için ilk on birde başlamamalıydı, takımı eksik bıraktı. Marcao’nun kafası başka yerlerde gibiydi. Kendisine yakışmayan hatalar yaptı. Linnes oynadığı bölgede çok açık verdi ama Luyindama orayı iyi kapattı
Yapamadıklarımız!
- Babel’in süratinden hiçbir şekilde yararlanamıyoruz.
- Topu hızlı bir biçimde çevirmekte çok zorlanıyoruz.
- Falcao’yu yeterince topla buluşturamıyoruz.
- Savunmadan çıkarken amatörce hatalar yapıyoruz.
- Duran topları ve köşe vuruşlarını pozisyon üretecek nitelikte kullanamıyoruz.
- Oyunu organize etmede ciddi sorunlarımız var.
- Kanatları efektif ve etkili hâle getiremiyoruz.
Hakemler ligin kaderiyle oynamaya devam ediyor. Marcao’ya yapılan faulü gözünün önünde olmasına karşın göremedi. Dün FB maçındaki küfürleri fizandan duydular ama her ne hikmetse ne orta hakem ne VAR oralı oldu. Golden önceki faulü es geçtiler. Bunlara rağmen hâlâ hakemlerin aleyhlerine hata yaptığını savunmaları komik oluyor. MHK ve TFF el ele, kol kola hiç sezdirmeden götürüyorlar işi. Bizim yöneticilerimiz beyaz sayfa açmaya devam etsinler. Böyle giderse defter sona erecek ve açılacak sayfa kalmayacak. Yönetime transfer beceriksizliği konusunda kızgın olan taraftar bu tür mağlubiyetlerde de oku onlara çeviriyor. Nitekim taraftar olarak haklı olduğumuzu düşünüyorum.
Fatih Terim’in elinde yeterli opsiyon olmadığı için oyunu değiştirecek hamleler yapamıyor. Bunun sebebi de transfer yapamayan yönetimdir. Fatih Hoca’yı teknik mevzularda eleştirdiğimiz oluyor ki kendisi de zaman zaman öz eleştiri yapıyor. Ancak genel anlamda bir kusurlu arayacaksak bu, yönetimdir.
Burhan ALSAN
Twitter: https://twitter.com/alsan_burhan
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!