Geçtiğimiz hafta Erzurum deplasmanından zor da olsa üç puanla ayrılmıştık. Bu galibiyetle kötü gidişe dur dedik. Oynadığımız futbol takdire şayan olmasa da galip gelmek moral ve motivasyon açısından son derece önemliydi. Hatırlayacağınız üzere maç sonunda hiç beklenmedik bir gelişme olmuştu. Fatih Terim soru cevap kısmından sonra kendi hazırladığı metni okumuş ve gündemi sarsacak açıklamalar yapmıştı. Yönetim ve hoca arasındaki soğuk rüzgarlar artık iyice ayyuka çıkmıştı. Neyse ki korkulan olmadı ve pazartesi günü yapılan toplantıdan mutabakat çıktı. Fatih Terim “Her şey yolunda.” diye tweet atınca Galatasaray taraftarı kenetlendi. Resmî hesaplardan yapılan “Fatih Terim kırmızı çizgimizdir.” açıklamasıyla beraber tüm camia bir oldu. Şunu da es geçmemek gerekir. Sorunlar sümen altı mı edildi yoksa tamamen halledildi mi bilemiyoruz. Galatasaray kültürüne yakışan bir diğer durum da önceki gün yaşandı. Adnan Öztürk’ün eşinin cenazesinde eski başkanlar, yönetim, hoca hep birlikte yer aldı. Bu, camianın temel değerlerine yakışır bir durumdu.
Bu Futbolla Şampiyonluk Zor!
Galatasaray, mutlak favori çıktığı maça etkili başlayamadı. Özlediğimiz, arzu ettiğimiz Galatasaray yoktu sahada. Sahaya çıkan on bire baktığımızda nitelik açısından zorlanacağımızı tahmin etmek zor değildi. Topa sahip olan taraf Galatasaray’dı ama rakip alanda o kadar sığ kaldık ki ilk yarı pozisyona dahi giremedik. Oyun geçişlerindeki aksaklığımız pozisyon üretmemize mani oldu. Ayrıca pas aksiyonlarımızı zamanında yapamamamız da verimliliğimizi olumsuz etkiledi. Belhandacı değilim ama ortaya konan futbol onu aradı. Zira geçişlerdeki problem net olarak göze çarptı. 44.dakikada ilk kez pozisyona girdik ve Saracchi’nin getirdiği topta Babel’in düzgün vuruşuyla öne geçtik.
İkinci Yarı Biraz Kıpırdandık…
İkinci yarıda oyuna dahil olan Arda’nın futbol zekası kendini gösterdi. Babel’in forvete geçmesiyle ilerdeki hareketlilik arttı. Feghouli’nin de Ömer’in yerine oyuna girmesi takımın kalitesini yukarı çıktı. Omar, Etebo ve Taylan alışageldiğimiz performanslarından uzaktı. Emre Kılınç, sahadaki fonksiyonundan bihabermiş gibi oynuyor, ne yaptığı belli değil. Sağ iç mi, forvet arkası mı olduğu konusunda kafası karışık sanki. Yani sahada yaptıkları itibarıyla bunu düşündürtüyor. Saracchi, Etebo ve Marcao’nun beklenmedik anlarda yaptığı pas hataları takım olarak bocalamamıza sebep oldu. Diagne sahada kaldığı süre zarfında son derece pasif ve durağandı. Yeterli baskıyı yapamadı. Falcao sağa sola koşuyor ve baskı yapıyordu ama Diagne bunu yapamadı. Kendisine alan oluşturamadı. Evet, top gelmedi ama kendisi de efor harcamadı.
Galatasaray maçı kazandı kazanmasına ama oynanan futbol taraftarı tatmin etmedi. Ligin uzun süreli bir maraton olduğunu düşünürsek Galatasaray’ın çok daha etkili, baskılı ve rakiplerini korkutan bir futbol sergilemesi zaman alacak gibi duruyor. Kaldı ki bunun garantisi yok. Fatih Terim’in Kerem, Oğulcan ve Jesse’yi ne zaman sahaya süreceğini merakla bekliyoruz. Ligin görece zayıf ekibine karşı oynayamayacaklarsa ne zaman oynayacaklar? En azından birkaç tanesini sahaya sürüp durumlarını görmelidir diye düşünüyorum. Marcao ve Saracchi’nin sakatlıkları umarım başımıza iş açmaz. Nitekim iki oyuncumuz da takım için bir hayli önem arz ediyor. Eksikliklerini mutlaka hissedeceğiz.
Bundan sonraki süreçte yönetim, teknik ekip, futbolcu ve taraftar bazında kenetlenebilirsek şampiyonluk yarışında yer alabiliriz. Elbette bu, tek başına yeterli değil. Takımın oyununu da geliştirmesi gerekir. Burada Fatih Hoca’ya ve yardımcılarına büyük iş düşüyor. Ben şahsen Fatih Hoca’mıza güveniyorum.
Burhan ALSAN
Twitter: https://twitter.com/alsan_burhan
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!