Gündüz Maçı Stresi
Yine bir gündüz maçı… Oldum olası ürkmüşümdür gündüz maçlarından. Rutin hâline gelmiş birtakım işler farklı bir zamanda yapılınca ister istemez bir gerginlik olur. Galatasaray’ın gündüz oynamasını bu duruma benzetiyorum. Avrupa dönüşlerini ve millî takım aralarını da buna ekleyebilirim. Zihnimin köşesinde böyle bir düşünce varken aslında maçın erken saatte oynanması daha doğru oldu. Zira kış mevsimindeyiz ve maç Malatya gibi karasal iklimin hâkim olduğu bir yerde oynandı.
Kadroya bakınca Fatih Hoca’nın önceki maçın ilk on birini bozmadığını gördük. Emre Kılınç’ın oynatılmama sebebi, Antalya maçında yaptığı son derece fuzuli hareket olabilir. Akbaba’nın Belhanda ile aynı anda sahada olması bazı defolarımızı açığa çıkarsa da hoca, ikiliden yine vazgeçmedi.
Genel Değerlendirme
Maç başladığında çoğu futbolseverin dikkatini çeken şey zeminin berbat olmasıydı. Buradan baktığımızda maçın kalitesine dair öngörüler kafamızın bir köşesinde yer edindi. Pas oyununu seven, rakibi derin paslarla açan sarı kırmızılılar epey zorlandı. Yeni Malatyaspor ise daha çok hızlı ataklarla pozisyon kovaladı. 25.dakikaya kadar Feghouli, Belhanda ve Linnes’le sağ kanattan etkili olmaya çalıştık. Cılız sayılabilecek pozisyonlar ürettik. Feghouli sakatlandıktan sonra Emre Kılınç oyuna dâhil oldu. Maça girer girmez net bir gol fırsatı yakalayan Kılınç, pozisyonu değerlendiremedi. Bu dakikadan sonra oyunu rakip alana yığdık ve çeşitli varyasyonlarla topu filelere göndermeye çalıştık. Ancak üçüncü bölgedeki şut ve pas tercihlerinin hatalı olması gol atmamıza mani oldu. İlk yarının akılda kalan bir başka görüntüsü, Arda’nın çok sinirlenip isyan etmesiydi. Nitekim bu tepkisinde son derece haklıydı.
İkinci yarıya da benzer şekilde başladık. Topu tutan, hem göbekten hem de kanatlardan akın etmeye çalışan taraf bizdik. Yalnız orta isabeti oldukça düşüktü. Şut konusunda da girişken değildik. Yeni Malatyaspor’da ikinci yarı Tetteh oyuna girdi. Uzun topları indirmek suretiyle gol aramaya yönelik bu hamleyi, Donk’un etkili markajı ve Marcao’nun dikkatli duruşuyla boşa çıkardık. Topun ve oyunun hâkimi biz gibi görünsek de bariz pozisyon üretmekte zorlandık. Gerek kanatlardan atılan pasların isabetsizliği gerekse köşe atışlarının diz altına doğru ortalanması bizi golden uzaklaştırdı. Dakikalar 73’ü gösterdiğinde Kerem ve Jesse, Arda ile Belhanda’nın yerine oyuna girdi. Sahanın en çok mücadele eden futbolcusu Arda’nın oyundan çıkmasını garipseyen sadece ben değilimdir diye düşünüyorum. Emre Akbaba’nın bu denli uzun süre sahada kalmasını hazmedemiyorum. Naçizane, Fatih Hoca’nın ve ekibinin bu kararı gözden geçirmesi gerektiği kanaatindeyim.
Dakikalar ilerledikçe heyecan ve stres oranı artmaya başladı. Neyse ki 88.dakikada Kerem, Donk ve Babel karışımı şahane bir gol izledik. Bu, adeta bir hayat öpücüğüydü. Bugüne kadar son dakikalarda yenen goller gardımızı düşürüyordu ama bu defa tam tersi oldu ve galibiyet geldi. Böylelikle kayısı tarlasında şahane bir hazine bulmuş olduk.
Kısa Kısa
- Muslera’nın kalede olması bize inanılmaz bir güven telkin ederken rakipleri o derece korkutuyor. Bugün kendisine çok fazla iş düşmese de varlığı yeterliydi. Linnes ve Saracchi daha isabetli paslar atabilseler hücum organizasyonlarımız heba olmazdı.
- Donk ve Marcao hem fiziki olarak hem de zamanlama olarak iyi bir performans gösterdi. Donk’a ayrı bir parantez açmak lazım. Zaman zaman eleştirilse de verim açısından tartışılmayacak bir oyuncu. Gol olan pozisyonda ayakta kalması, pes etmemesi, topu kaybetmemesi ve pası doğru kişiye aktarması çok ama çok değerliydi. Bugünkü servisiyle şampiyon olduğumuz sezonda Akhisar’a son dakikada attığımız golü anımsattı.
- Taylan istasyon şefliğine devam ediyor ve başarılı performansını sürdürüyor. Belhanda ilk yarı oyunda hep vardı, pas aksiyonlarının içinde yer aldı ama ikinci yarı sahada yok gibiydi. Emre Akbaba bir türlü arzu edilen seviyeye çıkamıyor, buna karşın sahada kalıyor. Kendisine sayısız fırsat verildi ancak gerek mücadele gerekse oyun içi etkinliği bakımından yetersiz.
- Arda, sahada kaldığı süre zarfında maçın en iyilerindendi. Oyun aklını sahaya en iyi yansıtan futbolcumuz konumunda. Ona ayak uydurabilen oyuncu sayımız biraz fazla olsa skoru yakalamak için 88 dakika beklemezdik. Emre Kılınç, Fatih Hoca’nın hamle oyuncusuna evrilmiş durumda. Antalya maçındaki hatası ona pahalıya mal oldu. Bugün yer yer etkili bir performans gösterse de bunu maçın tamamına yayamadı. Beklentimiz yüksek olduğu için değerlendirmemizi o minvalde yapıyoruz.
- Kerem, oynadıkça açılacak ve tecrübe kazanacak. Süre buldukça faydalı işler yapıyor. Deneyimsiz olmasından kaynaklanan eksikleri çok da büyütmeden kendisini geliştirmeye devam etmeli. Jesse Sekidika geçen hafta attığı golle moral bulmuştu. Performans grafiği artmaya devam ediyor.
- Babel, attığı golle üç puanı hanemize yazdırdı. Umarım bu gol sezonun kazanmamıza vesile olur. Geçen haftaya göre daha hareketli bir Babel vardı. Mütemadiyen yer değiştiren, kenarlara ve ortaya gelip top alan Babel hücum opsiyonumuza zenginlik kattı. Ayrıca topu iyi saklaması, atletik olması ve hızlı bir şekilde adam eksiltmesi fazlasıyla önem taşıyor. Bunların yanında daha fazla şut denemesi gerekirdi.
Zemin…
Süper(!) ligimizde böyle bir zemin olması hiç de şaşırtıcı değil. Haybeden harcanan milyon liralar biraz da sahaların zeminine harcansa keşke. Futbolcu ve hakem sağlığı konusunda ahkâm kesenlerimiz niçin böyle zeminlere müdahale etmiyor? TFF’nin vazifeleri arasında kulüplerimizin stadyum çimlerine dair bir tasarruf hakkı yok mudur? İvedilikle çözülmesi gereken bir problemle karşı karşıyayız, umarım gerekli tedbirler alınır.
Burhan ALSAN
Twitter: https://twitter.com/BurhanAlsan
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!