Ligin ilk yarısını geride bıraktık. Bu sezon geçtiğimiz yıllarda alışık olduğumuz üzere uzun bir devre arası yok. Hatta hiç ara yok. Kulüplerimiz normal şartlarda ilk yarı bitince ülkemizin sıcak iklimlerinde kampa girerdi. Ancak sizlerin de malumu salgın sürecinden dolayı maç takvimi oldukça sıkışık bir şekilde seyrediyor. Geçen hafta kayısı tarlasında(!) son dakikalarda gelen golle adeta bir hazine bulmuştuk. Bizim açımızdan son derece önemli bir üç puan elde etmiştik.
Fatih Terim geçtiğimiz haftanın ilk 11’ini bozmadı diyebiliriz. Sakat olan Feghouli’nin yerine Emre Kılınç kadrodaydı. İlk on bir aynı olsa da yedeklerimiz arasında Onyekuru ve Halil’i görmek bizi bir yandan mutlu etti bir yandan da çeşitli hayallere sevk etti.
Genel Değerlendirme
Galatasaray olarak maça daha hızlı ve etkili başlayan taraf bizdik. Kaldı ki aşina olduğumuz bir oyun şablonuyla sahadaydık. Ama oyun planımızı ilk yarı boyunca yeterli seviyede sahaya yansıtamadık. Gaziantep, önde baskıyla pas bağlantılarımızı koparmaya çalıştı. Bunun yanında birkaç pozisyon da buldular. Neyse ki kalede Muslera var da içimiz rahat. İlk yarıda göze çarpan pozisyon sayısı sınırlı sayıda. Gaziantep’in savunma hattını ilerde kurmasından yararlanmak için arkaya attığımız paslar ofsayta takıldı. Babel daha geriden çıkmayı becerebilse golü bulabilirdik. Ön bölgede topu sıkıştırdığımız için pozisyonları netleştiremedik. Yine ileri uçtaki pas ve şut tercihlerini daha doğru yapmalıydık. Orta sahada kaybettiğimiz toplar kalemize pozisyon olarak döndü ama kalede Muslera’nın olması bizim adımıza paha biçilmez bir şanstı.
İkinci yarıya başlarken İmparator’un muazzam sihirli dokunuşu geldi. Belhanda ve Emre Akbaba’yı kenara alan Fatih Hoca, yeni transferimiz Onyekuru ve genç yeteneğimiz Kerem’i oyuna sürdü. Oyuncu değişikliğinden sonra gelen golle hepimizi coşku sardı. Onyekuru’nun uzun bir aradan sonra sahalara golle dönmesi bizim adımıza inanılmaz bir opsiyon oluşturacak. Golden sonra topla daha çok oynayan taraf Gaziantep’ti. Orta alan hâkimiyetini kaybettik ama net pozisyon vermedik. Fatih Hoca maçın aleyhimize işlediğini fark ettikten sonra Arda ve Emre Kılınç’ı çıkarıp Etebo ve Ömer’i soktu. Bu hamleyle kaybettiğimiz topla oynama oranımızı yakalamaya başladık. Nitekim beş dakika sonra Kerem’in akıl dolu pasına ince bir dokunuş yapan Onyekuru farkı ikiye çıkardı. 2-0’dan sonra da pozisyonlarımız oldu. Antep savunmasının önde kurulmasını arkaya atılan toplarla değerlendirmeye çalıştık. Maçın son dakikasında Mete’nin uydurduğu penaltıyla topu kalemizde gördük ve maçı 2-1 kazandık.
Kısa Kısa
- Muslera gibi bir oyuncuya sahip olduğumuz için gerçekten çok şanslıyız. Ortaya koyduğu karakterle hem saha içinde hem de takımın genelinde öyle bir hava oluşturuyor ki bunu bizler bile hissedebiliyoruz. Bugün de kurtardığı kritik birkaç pozisyonla maça tutunmamızı sağladı.
- Linnes’in performansı idare eder nitelikteydi. Bazen basit top kayıpları yapsa da takımın kimyasına ayak uydurdu. Donk ve Marcao iyi bir ikili oldular. Ligin en az gol yiyen takımı olmamızda her ikisinin de payı büyük. Bunun yanı sıra topu doğru ve verimli kullanmaları da takımın pas oyununa olumlu anlamda yansıyor.
- Saracchi bugün bilhassa savunma yönüyle öne çıktı. Çizgiden çıkardığı topun yanında yerinde müdahaleleriyle dikkat çekti. Hızıyla fark oluşturdu. İlk goldeki etkisini de es geçmemek gerek.
- Taylan istasyon şefliği vazifesini dolu dolu yürütmeye devam ediyor. Savunma açısından da hücum anlamında da takıma katkısı üst düzeyde. Dolayısıyla ben ona ‘’istasyon şefi’’ diyorum.
- Akbaba ve Belhanda ilk yarıdaki olumsuz görüntüleri yüzünden haklı olarak oyundan çıkarıldılar. Bugün bekleneni karşılayamadılar. Emre Kılınç kanatlardan ziyade orta alanda oynayınca daha belirgin oluyor. Maçın içinde kalabiliyor. Pas akışında kendine yer ediniyor.
- Arda Turan, oyun planımızın vazgeçilmez unsuru kabul edilebilir. Topu tutması, saklaması ve kaybetmemesi önemli bir meziyet. Bundan faydalanıyoruz. Savunmaya yardıma gelmesi, mücadeleden kopmaması ve hırsıyla dikkatleri üzerine çekiyor.
- Babel ileri uçtaki performansıyla göz doldurmasa da bekleneni verebiliyor. Atletik vücut yapısı sayesinde topu kaybetmemesi oldukça önemli. Hareketliliğini artırdığı müddetçe daha yararlı oynayacaktır. Sonradan oyuna dâhil olan Etebo, Ömer’le beraber takımın düşen orta sahasını toparladı. Güçlü fiziği sayesinde ayakta kalmayı başardı. Topun bizde kalmasında önemli işler yaptı.
Onyekuru ve Halil
Onyekuru’nun uzun süre maç yapmamasına rağmen oyuna girmesi Fatih Hoca’nın ona ne denli güvendiğini gösteriyor. Fiziğinin diriliği maç eksiğini kapatmasında önemli rol oynuyor. Hem zeki hem hızlı olması rakipler adına ürkütücü olacaktır. Takımdaşlığın üst düzeyde olduğunu buna benzer duygusal bağlarla daha net anlayabiliyoruz. İyi ki geldin Onyekuru! Halil Dervişoğlu hocanın beğendiği bir isim olacak ki takıma alındı. Henüz ilk maçta oyuna girmesi hocadan oyuncuya iletilen mühim bir mesajdır. Halil bu mesajı aldı, umarım enerjisini doğru yöntemlerle yükseltir ve takıma katkı sağlar.
Son Söz
Zor gibi görünen maçı Fatih Hoca’nın çok yerinde iki hamlesiyle çözmeyi başardık. Onyekuru transferi gösterdi ki kenarda sahaya sürülebilecek oyuncun varsa maçı koparabiliyorsun. Bu takıma Mohamed Mostafa’nın da katılacağını düşündüğümüzde müthiş bir ileri hattımız olacak. Yedlin transferi de bitmek üzere diye duydum. Orta sahaya pas oyununu etkili oynayan, delici ve şutör bir futbolcu alabilirsek şampiyonluk daha yakın olur.
Uyarı
Değerli Galatasaray Taraftarı,
Medyanın uyduruk haberlerini yakinen takip ediyoruz. Galatasaray üzerine yapılan olumsuz haberlerin maksadını da hangi odaklardan türediğini de biliyoruz. Mütemadiyen ortaya atılan ve aslı astarı haberlere karşı uyanık olmalıyız. Birileri açıklamalar yapacak, birileri konuşacak, birileri de bunu basın yoluyla duyuracak. Her türlü algıya karşı dikkatli olmalıyız ve her daim takımımızı desteklemeliyiz. Galatasaray’la kalın!
Burhan ALSAN
Twitter: https://twitter.com/BurhanAlsan
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!