Geçen hafta rotasyon yapıp takım uyumunu yakalayamadığımız maçtan sonra Fatih Terim’in “Galatasaray gereğini yapacaktır.” röportajını hatırladık. Farka gidemesek de gruplara kalmayı başardık. Son bölümler hariç maça ve topa tamamen hakim olduk. Kalite farkı, oyun gücü, taraftar coşkusu, soyunma odasını çok iyi kullanan hocamızla ikinci yarı baskısını arttıran Galatasaray uzun süredir hasret kaldığı futbolu oynadı. Barış Alper Yılmaz yıldızlaştı, Luyindama eski günlerinden esintiler gösterdi.
Teknik Analiz
Bu sezon ki tüm maçlarda Taylan’a yapılan baskılar ile sıkıntılı anlar yaşıyorduk. Berkan’ın ona daha çok yardım etmesi gerekiyordu. Bu yardımı son Hatay maçında Feghouli yapmıştı. Fatih Terim hem o baskıdan kurtulmak hem de Kerem’den vazgeçmemek için Feghouli’yi 8 numaraya çekti -ki bence hep orada oynaması gerekiyor. Onun organizasyonuna, tek toplarına, demarke olup top almasına, rakibi üzerine çekip diğer arkadaşlarını boşa çıkarmasına ihtiyacımız var. Ancak o kanatta aksayan bir konu vardı ki o da Kerem ile sürekli pişti olmalarıydı. Kerem’i solda, Feghouli’yi sağ iç veya sağda kullandığımızda saha parselizasyonu anlamında çok daha iyi oluyor. Yine de zaman zaman Feghouli ve Kerem’in etkili paslaşmaları vardı. Eğer bu formasyonu kullanacaksak ikisinin uyumunu arttırması lazım. Aynı zamanda Kerem’in pozisyon bilgisini de arttırması lazım. Sol kanat harici diğer pozisyonlar onun için gereksiz koşular yapmasına sebep oluyor. Barış’ın o kanattaki farkı da aslında bu oldu. Barış daha çok çizgi oyuncusu olduğu için Feghouli’den top alabilecek alan bulabiliyor. Kerem ile bu uyum olmadı. Üçü birden sahada olacaksa Kerem solda olmalı.
****
Maçı şöyle bir gözümüzün önüne getirdiğimizde sağ tarafa ne kadar yığıldığımızı hatırlamak zor değil. O anlarda sol tarafta ciddi boşluklar bulduk. Berkan ve Taylan’ın oyunun yönünü değiştirmesiyle birlikte özellikle Babel ile ceza sahasını zorlamayı başardık. Çabukluğuyla öne çıkan Kerem’i sol kanatta kullanmamız bu yüzden önemli. Patrick van Aanholt da onu besleyebilecek yeteneğe sahip. Her ne kadar Babel’in asistinde ilk golü bulmuş olsak da ikinci yarı Kerem yerine Babel çıkmasını tercih ederdim. Bir kanat çizgi oyuncusuyla, diğer kanat içeriye giren, savunma arkasına koşu yapan ve çabuk oyuncuyla oynamak hücum çeşitliliğini arttırır. Babel bazen fren yapıyor, hızlı atakları engelliyor. Diğer yandan Diagne’nin pas oyununa katkısı, topu saklayabilmesi ve kendine gelen uzun topları arkadaşlarına kazandırması oyun gücümüzü arttırıyor. Diagne bu zamana kadar sadece ceza sahası oyuncusuyken İngiltere’de çok değişmiş. Önüne doğru atılan toplara koşu yapmakta bile zorlanıyordu, şimdi bu topları almak istediğini görüyorum. Mostafa’nın bu Diagne’den formayı alması kolay görünmüyor.
****
Ufak bir parantez de Luyindama’ya açmak istiyorum. Geçen yıl Donk’tan formayı alamayışının iki sebebinden biri topu oyuna sokma konusuydu. Marcao zaten bunu yapabiliyor ve hücuma çıkabiliyor. Bunu sağdan da yaptığınızda rakibin sizi durdurması zorlaşır. Özellikle Feghouli – Donk uyumu da olunca Luyindama formayı alamıyordu. Randers maçı Luyindama’nın topu oyuna iyi soktuğu, Feghouli ve Boey’i beslediği bir maç oldu. İlk geldiği günler de bunu yapabiliyordu ve fark yaratıyordu. İnşallah bu maçtaki performansına devam eder.
Forma Aslanın Ağzında
UEFA kupasını kazandığımız zaman yedek kulübesindeki oyuncularımız ilk 11 kalitesinde oyunculardı. Giren, çıkanı aratmıyordu o yüzden çok iyi işler başarmıştık. Şimdi özellikle orta sahada bu durumu yakalamış görünüyoruz. Her ne kadar Mostafa beklentilerin altında başlamış olsa da bence o da kendini yükseltecek ve forvette de forma aslanın ağzında olacak. Öyle olması da gerekiyor. Forma rekabetinin eksik olmadığı, Galatasaray’ın hep bu coşkuyla oynadığını görmek ümidiyle…

Twitter: https://twitter.com/ejderdilber
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!