Çift Forvet
Çift forvet tercihi herkes gibi beni de şaşırttı. Özellikle Tudor elinde Podolski-Eren varken daha önce çift forvet denemesini neredeyse hiç yapmamışken. Eğer Tudor uzun yıllardır Türkiye’de çalışmış olsaydı Mesut Bakkal’ın “bol faullü oyun planı”nı bildiği için, çift forvet oynayarak bu maçı orta sahada gevelemeden ceza sahasında bitirmeyi planlıyor derdim. Yok ama Tudor bu ligin acemisi, o Bakkal’ı tanımaz. Ayhan Akman bu konuda taktiksel destek vermiş olabilir demek isterdim ama ne yazık ki buna da inanmıyorum. Çünkü Ayhan Akman’dan bugüne kadar takıma herhangi bir katkı hissetmedik. Tudor ne hesapladı bilemem fakat nispeten rahat geçeceği belli olan bir iç saha maçına çift forvet çıkmak çok doğru bir karardı. Bu bence Mesut Bakkal’ın planlarını bozdu. Bir de üzerine erken gelen gol Gençlerbirliği takımını faul yapmaya değil futbol oynamaya zorladı. İlk golden sonra yaklaşık 10 dk. bir baskı kursa da gol atmayı başaramayınca devre sonuna doğru Maicon’dan gelen golle maç bitmiş oldu.
Üçlü Defans
Bu kadronun orta saha oyuncuları o kadar çok yönlü ki eldeki sakatlık ve ceza durumlarına göre farklı farklı varyasyonlar denenebilir. Ancak elindeki stoper yapısıyla asla üçlü defans oynayamaz. Tamam, iyi bir sol beki yok ama bu üçlü karşısında sağlam takımlar bulduğunda ne presi karşılayabilir ne de oyun kurabilir. Tudor üçlü sistemle aynı zamanda Fernando’yu da rahatlatmayı planlıyor ama bu sistem Fernando’yu korumak yerine daha çok etkisiz kılıyor. Tudor bu maçın sonucuna bakıp da Başakşehir maçına asla üçlü defansla çıkmamalı. Böyle bir hatayı Abdullah Avcı da affetmez ve Tudor bir kez daha tartışılmaya başlar.
Kısa Kısa
- Tudor’u son iki maçta her ne kadar çok eleştirsek de Fernando ve Maicon’u sarı kart cezası almamaları adına korumaya alması kendi adına şampiyonluğu ne kadar çok istediğini gösterir.
- Feghouli’nin yokluğunda Rodrigues’in dönüşü son iki haftada takımda eksik olan hız problemini çözmüş. Bir de Rodrigues son vuruş ve paslarda doğru tercih oranını arttırsa kendi değerini bir kat daha arttırır.
- Galatasaray’ın stoper Melo’su olarak gördüğüm Maicon sanırım bu sene çift hanelere ulaşacak. Bence bu da Melo’nun ilk sezonundaki gibi bir çeşit şampiyonluk kehanetidir.
- Bu maça çift forvet çıkmak özellikle Eren Derdiyok’u kazanmak adına önemliydi. Gol atamasa da ikinci yarıda maça ağırlığını koydu. Bu düzeyde iç saha maçlarında çift forvet 4-3-1-2 sistemiyle çok rahat denenebilir. (Özellikle devre arasında takım iyi bir sol bekle takviye edilirse)
- Serdar’ın eline çarpan toptan sonra sarı kartı bence biraz ağırdı. Serdar bu kartla Başakşehir maçında cezalı duruma düştü. Özellikle yüksek toplarda etkili forvetleri olan Başakşehir maçında Maicon’a çok iş düşüyor. Malum Denayer hava toplarında hiç güven vermiyor. Belçika alt yapılı bu kadar iyi bir fiziğe sahip oyuncunun hem vücut vücuda oyunda hem de zıplama konusunda bu kadar eksik kalmasını gerçekten aklım almıyor.
- Mariano bu sezon ilk golünü attı. Sanırım sezon bitene kadar en fazla bir gol daha atabilir. Diğer gole dair en büyük dileğim kritik bir maçın ilk golü olmasıdır.
- Tam “duran toptan pozisyon verme” olayı bitti derken üç haftadır eski hastalık tekrar sirayet etti. Milli arada bu konuya tekrar eğilmek gerekiyor.
- Belhanda sanırım kafaya asist krallığını koymuş. Gomis’e attırdığı golde, golü de riske sokup ısrarla asist kovalaması bana böyle hissettirdi. Bugüne kadar yazılarımda maçın adamı seçmedim ama bu maçın birinci adamı tartışmasız Belhanda’dır.
PDFK
Geçen haftanın skandal kararlarına bir tanesi daha eklendi. Feghouli 3 maç ceza aldı. Son iki maç ve bu karardan sonra şöyle bir geçmişe gidince bu haksızlıklar bana Anelka’nın eliyle ünlenen 2005-06 sezonunu hatırlattı. Birçok haksızlığa rağmen sezonun kazananı Galatasaray olmuştu. Ki o sezondaki kadroya göre bu sezon elde olan kadro çok daha üstün. Tek fark Tudor’un Gerets’den daha az cesaretli olması. Umarım Tudor Başakşehir ve Beşiktaş maçlarında bu cesaret sorununu giderir ve bu kadar puana rağmen onun yetkinliği hakkında tereddütte kalan benim gibileri rahatlatır.
3 Kasım
Bugün 3 Kasım tarihte Galatasaray adına çok önemli iki maçın yıldönümü. Daha önce yazdığım 0-0 başlıklı yazım bu maçlardan birini tarihsel ve duygusal önemiyle birlikte işliyor. Daha önce okumamış olanlar varsa bu linkten okuyabilir https://www.3numaraliuye.com/0-0/
Not: Seslendirme için sevgili Erhan Gökay Aksoy’a teşekkürlerimle. Twitter’den takip için https://twitter.com/byega
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye