Şampiyonluk adayı iki rakibin bu hafta mağlup olmasıyla Sarı Kırmızılılar bu maça yüksek bir konsantrasyonla hazırlandı. Geçtiğimiz hafta Beşiktaş maçının kaybedilmesiyle moral arayan Cimbom, bu kritik galibiyeti alarak ligdeki yarış için adeta nefes aldı.
İlk Yarı
Rakip Gaziantep FK, uzun süredir 5-3-2 dizilişiyle sahaya çıkıyor. Teknik direktörler değişse de bu anlayış değişmiyor. Çünkü ligimizde savunmayı kalabalık tutmak, ofansif çözümler üretemeyen takımları epey zorlayan bir durum. Bu anlayışa karşılık üst üste gol pozisyonuna girmek isteyen ve gol arayan rakip takım bir süre sonra savunmayı orta sahaya kadar çekmek zorunda kalıyor. Gaziantep FK’nın savunma ve orta sahası kalabalık olduğu için rakibe hem alan bırakmama hem de ani baskı uygulanabiliyor. Merkezden çözüm üretemeyen takımlar kanattan yapılacak ortalara muhtaç kalıyor -ki bu durum da Gaziantep FK’nın oldukça haliyle işine geliyor… Zira stoperlerin boy ortalaması; 1.90.
Üç stoper de geriden oyun kurma konusunda yetkin değil. Bunu sürekli uzun top atmalarından ve pas isabet yüzdelerinden de anlayabiliriz. Caulker’ın pas isabet yüzdesinin yüksek olmasının nedeni ise, savunmanın merkezinde yer aldığı için orta sahaya ve savunmaya attığı kısa paslar diyebiliriz. Rakip hem orta sahayı hem savunmayı kalabalık tutarak pozisyon almayı, beklemeyi tercih etti. Galatasaray ise özellikle Cicaldau’nun oyunuyla rakibin dengesini bozdu. Morutan ve Cicaldau’nun gönderdiği ara paslar ve Cicaldau’nun topu ısrarla hücuma kadar taşıması Gaziantep’in baskı yapamamasına ve geriye koşmasına neden oldu.
****
Galatasaray, oyunun kontrolünü ele aldığı dakikalarda kalabalık savunmaya karşı 2’e 1’lerle, kurduğu üçgenlerle ve iç koridor kullanımıyla rakip savunmada defalarca kez gedik açtı. Ancak ne yazık ki bu fırsatları iyi değerlendiremedi. Ev sahibi kaleyi bulmayan şutlar ve hücumda kaybedilen toplar nedeniyle -topla oynama yüzdesi yüksek olmasına rağmen- skora dönüştürmekte birçok maçta olduğu gibi yine zorlandı. Üst üste yakalanan fırsatlar gole dönüşmese de rakibi epey yıprattı. Normalde 80. dakikadan sonra görmeye alışık olduğumuz oyunu soğutma ve yavaş oynama durumunu rakip takım ilk yarıda uygulamaya başlayarak bu anlayışa çözümü olmadığını gösterdi.
Van Aanholt, ilk yarı boyunca hücuma kısa süreli de olsa destek vermek istedi ancak yeterli olamadı. Yedlin hücuma destek verme konusunda epey kısır kaldı ama savunmada en az hatayla oynamasıyla takdiri hak ediyor. Berkan’ın daha az top kaybı yapması gerek. Kerem ile Berkan, Galatasaray’da en fazla top kaybı yapan iki isim. Kerem’in kaybettiği toplar genel itibariyle hücumda olsa da Berkan’ın kaybettiği toplar kalemizde tehlike yaratabiliyor. Takımda en az top kaybı yapan isim ise Yedlin. Halil, Diagne ve Mohamed gibi rakip savunmacıları çok fazla rahatsız etmese de daha mobil oynayarak hücumda fırsatlar bulunmasını sağladı. Sağ içte Morutan’ın görev alması eleştirilse de merkezdeki pas akışı için eldeki en formda isimdi. Hatalı oynamadı ancak tıpkı Barış gibi ekstra işlere imza atamaması ve yeni pozisyonu nedeniyle oldukça eleştirildi.
Orta saha ve hücum oyuncularının ritmine uyum sağlayamayan tek isim Barış Alper oldu. Nitekim ilk yarının uzatma dakikalarında rakip defanstan dönen topu önünde bulan Morutan, EPL’de görmeye alışık olduğumuz gollerden birine imza attı. Ceza sahasının sağ çaprazından uzak köşeye gönderdiği şutla Galatasaray’a adeta “Ohhh bee” dedirtti. Devreye 1-0 önde girmenin rahatlığı ile 0-0 girmenin gerginliği arasında elbette birçok fark var. Galatasaray, bu gol sayesinde ikinci yarıya başka çok fazla değişiklikle başlamamış oldu ve bu oyunda ısrar etti. Deplasmanda 1 puana razı olan rakip ise artık ikinci yarıya daha fazla risk alarak çıkmak zorundaydı. Senaryo değişince film de değişti.
İkinci Yarı
İkinci yarıya Feghouli-Barış değişikliğiyle çıkıldı. En son 3 Ekim’deki Çaykur Rizespor maçında forma giyen Feghouli’nin bu maçta nasıl bir performans ortaya koyacağı merak konusuydu. Form düşüklüğüyle takım dinamizmine ayak uyduramayan Cezayirli oyuncu yine de kalitesini ortaya koydu. 73. dakikada Feghouli’nin gönderdiği uzun topu iyi değerlendiren Kerem, Lokomotif Moskova maçında da olduğu gibi doğru yere topu gönderdi ve skoru 2-0’a getirdi. Bu golden dakikalar önce benzer bir girişim daha gerçekleşti ama hem topun çok hızlı olması hem de Kerem’in doğru şekilde koşamaması nedeniyle pozisyon gole dönüşmedi.
Golün de verdiği rahatlıkla konsantrasyon kaybı yaşayan ve orta sahada sıkça top kaybeden Galatasaray, çareyi Morutan-Taylan değişikliğinde buldu. Hücumda fazla bir etkinlik gösteremeyen Halil’in yerine de Emre Kılınç oyuna dahil oldu. Kısa bir süreliğine forvetsiz düzene geçen Galatasaray, kısa süreliğine de olsa rakip savunmanın orta sahaya kadar gelmesine fırsat verdi. 82. dakikada Kerem’in yerini Mohamed alınca risk alan rakip savunma yeniden geriye çekilmek zorunda kaldı. Patrick van Aanholt’un yerine de Ömer Bayram oyuna dahil oldu ancak Ömer’in son dakikalarda yaptığı hata, az daha gole neden oluyordu. Kalan dakikalarda yakalanan fırsatlar da iyi değerlendirilemeyince maç bu skorla sona erdi.
Son Söz
Maçın öne çıkan ismi hiç şüphesiz Marcao’ydu. Marcao’nun siper olup engellediği, geçit vermediği pozisyonlar, en az atılan goller kadar önemliydi. Bu maçta savunmadaki liderliğini perçinleyen ve cezası nedeniyle yokluğu epey hissedilen Marcao, -her ne kadar cezası Beşiktaş maçıyla bitmiş olsa da- lige adeta bu maçla dönüş yaptı diyebiliriz. Umarım bir daha bu tür olaylar yaşanmaz. Zira tarafların tamamı bu olayda yıprandı ve yine umarım gereken dersler alınmıştır. Hem Kerem hem Marcao bu süreci en az hasarla atlattı. İkisini de kaybetmek istemeyen Galatasaray teknik heyeti bu iki ismin de güçlenmesinde rol oynadı. Olayın yaşandığı gün ve sonrasında yazılanlar, çizilenler ise hafızalardaki tazeliğini koruyor.
Avrupa’da yoluna dolu dizgin devam eden Galatasaray, 4 Kasım’da Lokomotif Moskova’yı ağırlayacak. Avrupa’da gol dahi yememiş Galatasaray, alacağı galibiyetle gruptan çıkmak için önemli eşiği atlamış olacak. Taraftarının da desteğini arkasına alacak olan Cimbom, dilerim ki bu maçtan da galibiyetle ayrılır.
Twitter: https://twitter.com/10raumdeuter
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!