Ah Be Galatasaray!

0
391

Galatasaray deplasmanda verdiği savunma mücadelesinin devamı niteliğinde bir maça çıktı. Maçın başında Gomis’in kaçırdığı golle bizleri kahretti. Sonrasında Barcelona’nın net atağında şans yanımızdaydı. Takım halinde savunmaya yaparken Babel’le yakaladığımız atak neticesinde bir korner kazandık. Bu sezon yeni yani alışmaya başladığımız şekilde bir korner golü bulduk. Hem de bu konuda beklentimizi çok yükseltmeyen isimlerden birisi Marcao ile. Ancak maçın en önemli oyuncusu Marcao’nun gol sevinci sonrası bayrak direğine vurması ve sarı kart alması sevincimizi biraz kursağımızda bıraktı. Maçın sonlarında olası bir ölüm kalım savaşında Marcao’nun sarı kartlı olması işimizi zorlaştırabilirdi.

Erken Gol

Hangi Galatasaraylıya sorsak ikincisini atamayacaksak eğer golün yetmişlerde gelmesini ve sonrasında bir direnç koymamızı hayal ederdi. Erken gelen gol Barcelona takımına toparlanması için zaman verdi. Hem ilk maçta hem de bu maçta gençliklerinden kaynaklı erken şut tercihleri kullanan Barcelona takımı genç bir takım olmasına rağmen golden sonra paniklemedi. Pedri savunmamızı ipe dizerken biz diğer maçın alışkanlığı ile etten duvar olmaya çalışıyorduk. Çünkü Barcelonalı oyuncular genelde acele şutlar atıyorlardı. Devre son dakikada Barcelona lehine gelişen atağın direkten dışarı çıkmasıyla son buldu. Büyük bir hikâye şansımız deva ediyordu.

****

İlk devre 1-1 bitmişti. Deplasman golü kuralının değişmesinin avantajı ile ikinci devreye başladık. Beraberlik senaryosu devam ediyor ve tekrar araya bir gol sıkıştırmamız gerekiyordu. İkinci devreye Barcelona daha baskın başladı. Van Anhoo+++lt’un sakatlığı sonrası eksik kaldığımız anda Barcelona’nın üst üste gol vuruşlarını uzaklaştıramadık ve mağlup duruma düştük. Maç tek farkla devam ederken hâlâ bir umut taşısak da Barcelona istediğini almayı bildi.

****

Pazartesi Beşiktaş derbisinde aldığımız galibiyet her ne kadar sevindirse de bu maçın senaryosunu etkilediğini düşünüyorum. Ben Feghouli’nin tedbir amaçlı çıktığını düşünmüştüm ama meğer bir sakatlığı varmış.

****

Galatasaray deplasmandaki maça daha kötü başlayıp maç ilerledikçe daha da konsantre olmuş ve beraberliği koparmıştı. Bu maç diğer maçın aksine daha pozitif başladı. Ancak golü kazandıktan kısa süre sonra beraberliğin gelmesi takımın genel durumunu maalesef etkiledi.

Anlar ve Dirençler

Böyle maçlarda anlar vardır. Kaleciler, savunma oyuncuları, ofans oyuncuları kader anları yakalarlar. Van Anhoolt’un sakatlığı sonrası eksik kaldığımız anlarda Pena’nın üst üste kurtarışları sonrası golü yemesek bambaşka bir direnç ortaya çıkabilirdi. Golden sonra Barcelona öne geçmenin avantajını çok iyi kullandı. “Anlar” kısmından bakarsak Van Anhoolt’un önemli bir şutu vardı. Bu şut gol olsaydı maçın seyri değişebilirdi. Kısmet değilmiş…

****

Feghouli’nin olmadığı kadroda Mohammed’in yokluğunda Gomis ile başlamaya şaşırmadım. İlk devre Gomis ile araya bir gol sıkıştırabilir ikinci devre Mohammed ile direnç ortaya koyabilirdik. Ancak ikinci devrenin hemen başında golü yememiz tüm senaryoyu bozdu. Ancak değişiklikler arasında Halil’i görmek açıkçası beni şaşırttı. Son maçların 12 kişisinden birisi olan Emre Kılınç’ın sahaya sürülmesi Kerem’in Mohammed’in yanına yönlendirilmesi farklı bir sonuç ortaya koyabilirdi.

Avrupa Ligi Vitrini

Kadro mühendisliğimiz sıkıntılı ama Avrupa ligi serüveninde bazı mevkilerde öne çıkan oyuncularımız var. Marcao, Nelsson, Kerem, Boey ve grup maçlarında Morutan aklımda kalanlardan. Luis Campos’un öncülüğünde bu oyunculardan yüksek gelirler elde etmeli ve hemen alternatiflerine yönelmeliyiz. Bunu bir tarz haline getirirsek hem oyuncular yeni nesil taraftara yem olmamış olur hem de ekonomik geleceğimizi kurtarmak adına önemli bir adım atmış oluruz.

Devre Arası Transferleri

Galatasaray devre arasında 3 transfer yaptı. Bunlardan Pena ve Gomis’ten önemli katkılar da aldı. Ancak eğer Pulgar yerine bir nokta atış oyuncu bulabilseydik bu iki maçın iklimi çok değişirdi. Önümüzdeki süreçte bol alternatifli ama daha ekonomik kurulmuş bir kadro görmek dileğiyle. Yabancı sınırı garabetinin olduğu ligimizde mücadele etmek için alt yapı oyuncuları iyi değerlendirilmeli, birinci lig ve gurbetçi oyunculardan sürpriz oyuncular bulunmalı. Yoksa yabancı kaleci tercihi de kullanan halimizle sıkıntılar yaşarız.

Sonsöz

Galatasaray öyle ya da böyle son süreçte bir güven iklimine girdi. Eğer Avrupa’ya devam etseydik Avrupa’ya konsantre olmamız gerekirdi. Ancak bu elenmeden sonra buradan kazandığımız güveni lige yansıtıp ilk dördü zorlamamız gerekir. Ancak bu sıralamaya zorlarken Babel, Feghouli ve kiralık oyuncumuz Halil’i ikinci plana alarak yürümeliyiz. Morutan, Emre, Cicaldau ve Barış’ı önümüzdeki seneye hazırlamalıyız. mümkünse Işık Kaan’ı da formayla daha çok buluşturmalıyız.

Evet bugün alacağımızı bir sonucun yaratacağı sinerji belki de bizi finale kadar taşıyacaktı ama olmadı. Bu sene “çıtayı” bırakıp nihayet Avrupa takımı olmamızı sağlayan Fatih Hoca’ya, bu iki maça takımı çok iyi hazırlayan Torrent’e teşekkür ederim. Kerem, Marcao, Nellson, Boey önderliğinde bu parçalıyı hakkıyla terleten tüm oyuncularımıza teşekkür ederim. Çok farklı iki ligin seviyesini yaşayan iki takımın arasındaki uçurumu kapatanın, parçalının ruhu olduğunu onlar da anlamıştır. Bundan sonraki Galatasaray kariyerlerinde hep “gerçekçi olmalarını” ama “imkansızı istemelerini” dilerim. Çünkü Ali Sami Yen ve arkadaşlarının “yabancı takımları yenmek” mottosu parçalıyla onlarca defa gerçek oldu. Sadece parçalının ruhuna inanan ruhların bindiği bir trene binmek ve hep birlikte gelecekteki başarılara yürümek dileğiyle… Galatasaray’la kalın!

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye

Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/

İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız