Trabzonspor’a karşı aldığımız farklı galibiyet ve harika oyundan sonra taraftarın çantada keklik gördüğü bir maçtı. Doğal bir taraftar refleksi olabilir. Ancak teknik ekibin rakibe biraz çalışmış olması ve gereken senaryoyu önceden yazması gerekirdi.
Ligin bu evresinden sonra kadro tercihi yaparken peşin düşük performans kabul etmek anlamlı değil. Diğer yandan Trabzonspor maçının en verim aldığımız yerini görmezden gelmemiz doğru değil. Trabzonspor maçında maçın kilidini açan, atak sürekliliği sağlayan Barış Alper’di ve sağ açık oynamıştı. Bu maçta Boey’in yokluğunda aynı şeyi sağ bek olarak yapması beklendi ama önde Tete gibi ne yapmak istediğini kimsenin anlayamadığı bir oyuncu olunca bu gerçekleşmedi.
Geçen hafta iki kanattan birinin çizgiye basan ayak kullandığında verimimizin arttığını, Rashica’nın da Barış’ın da bu açıdan daha farklı katkılar verdiği yorumunu yapmıştım. Bugün Tete oynayınca yine içeri dönen kısa paslaşmalar neticesinde sırtı dönük alınan toplarda özellikle Kerem Demirbay’ın zor duruma düşmesine ve kaptırılan toplarla tehlikeli ataklar yememiz gibi zincirleme bir sebep sonuç ilişkisi yaşanmasına neden oldu. Bu tarz ataklar ve yenilen kontrataklar rakibin motivasyonunun artmasına ve kendine güven kazanmasına neden oldu. Peşinden İstanbulspor’un golü geldi.
Daha Sakin
Oysa kendi verimliliğimizin en yüksek olduğu kadro ile sahaya çıkmalıydık. Ve daha sakin bir 30 dakika hedeflemeliydik. Bir an önce gol bulmak zorundaymış gibi maça başlamak gereksiz bir düşünceydi. İstanbulspor’un kalecisi ve stoperleri kötü olduğu gerçeğini, biraz baskı sonrası sonuç alabileceğimizi teknik heyetin görebilmesi gerekirdi. Gereksiz acelecilik içinde “nasıl olsa kazanırız” duygusu da barındırıyordu ki İstanbulspor’un ikinci golünde mucize gerçekleşip bizim lehimize penaltıya dönmese iki farkı çıkarmak zor olurdu.
İkinci Yarı Değişiklikler
Geçen haftanın iyilerinden Zaha bu hafta sırtı dönük gezgin santrfor rolünü bugün beceremedi. Ona yapılan fauller de görmezden gelinince iyice etkisiz kaldı. Maç haliyle İcardi’yi çağırdı. İcardi oyuna girince bazı değişiklikler oldu. Ben hızlı Sambissa’nın Kaan’ı zorladığı ve gol attığı, Davinson’un sol stoperde kötü oynadığı düşüncesiyle iyi olanlara güvenle yer değişiklikler olduğu şeklinde yorumladım. Okan Buruk maç sonu açıklamalarında “ İcardi girince Kaan Ayhan’ın orta kalitesinden, Davinson Sanchez’in Nelsson’a göre daha iyi oyun kurabilme özelliğinden faydalanmak için yerlerini değiştirdim” dedi. Teknik adamın beyanı esastır tabii ki.
Değişiklikler bazı faydalar getirdi ama gol gelmedi. Okan Buruk çok riskli bir hamle yaptı. Günün kötü isimlerinden Kerem Demirbay’ı oyundan çıkarırken Ndombele’yi oyuna aldı. Ndombele yine kritik bir top kaybı yaptı. Neticesinde savunmada bu hatayı telafi ettik. Kerem Aktürkoğlu’nun ikinci golünden önce yapılacak değişikliklerde Ndombele’yi görsem açıkçası şaşırmazdım.
Maçın sonunda Barış’ı sakatlamaya yönelik yapılan hareketten sonra tedbir amaçlı Barış yerine Berkan’ı oyuna aldı Okan Buruk. Berkan 5 dakika da olsa sol bek pozisyonuna geçti. Ben bu oyuncunun bek melekeleri taşıdığına inanmıyorum. Bana göre Barış ve Kaan’ın farklı mevkilerde oynayabilmesi fazla rahatlık sağlamış. Bunu sürekli uygulamaya kalkarsanız olmadık yerde patlar ve oyuncunuzu zor duruma düşürürsünüz. Futbol şakaya gelmez…
Transfer Devam Ederken En Önemli Konu Vedalar
Bazı medya organları Ndombele üzerinden polemikler ortaya koydukça farklı bir inatlaşma ortaya çıktı. Sanki Ndombele’yi kazanmak ayrı bir savaşın konusu oldu. Evet bu yayıncılara tepki vermek doğru. Ancak diğer yandan Galatasaray koskoca bir devreyi çöpe atmış bir oyuncuyu kazanmak zorunda değil. Milyonlarca Euro kazanan bir oyuncunun kendi kilo sürecini, fitness sürecini organize edecek olanakları var. Kadro dışı kalmış, kamp yapmamış Boey’in geçen sezon bireysel antrenörle başardıklarını görünce sorumluluğun ana kısmının oyuncularda olduğunu düşünüyorum.
Bu saatten sonra gelecek bir beceri kıvılcımına 15 Milyon Euro veremeyeceğimize göre verilen her dakika Galatasaray’ın geleceğinden çalacaktır. Diğer yandan bugünkü değişiklik puan kaybına da neden olabilirdi. Transfer yapamıyorsak Berkan ve Eyüp süre almalı, yapabiliyorsak oyuncuyu bir an önce gönderip transfer yapmalıyız.
Benzeri şeyleri Tete için de söyleyeceğim. Bu oyuncuyu bu şartlar altında kazanacak zamanımız yok. Sağ ön kenarda Kaan Ayhan oynasa daha çok hücum yapar, daha rahat sete döneriz. Evet değerli bir oyuncu, evet yüksek bir potansiyeli var ama bu potansiyele kiralama yöntemi ile ulaşmak gerek. En azından yaz kampına kadar…
Diğer yandan Boey’in Bayern Münich’e transferi konuşuluyor. Bir Boey hayranı olarak onu bu forma altında izlemek çok keyifli. Ancak ciddi bir meblağ karşılığında Bayern gibi bir takıma transfer yapmak hem Boey’e hem Galatasaray’a fayda sağlar. Futbolcu dediğinin değeri pamuk ipliğe bağlı…
Bazen bir oyuncu tam bir seviyeye geliyor daha fazlasını beklerken bir sakatlık haberi her şeyi terse çeviriyor. Boey eğer Fransa milli takımına çağrılsaydı –ki hakediyordu- ya da üst liglerden oynayan bir takımda olsaydı 40- 50 Milyonlar konuşulurdu. Maalesef kalitesiz ligimiz bazı önyargılara sebep oluyor. Şampiyonlar Ligi maçları olmasa Boey’in performansını üst düzey takımlara izletmek çok daha zor olurdu.
Boey lige neredeyse yedeksiz başladı. Birçok mevkii yedekleyen Kaan ve sonradan portföyüne bek oynamayı ekleyen Barış’ın takımda olması güzel ama hem ligdeki iddiamız hem de Avrupa’daki iddiamız gereği benzeri bir alternatifi hemen hazırlamamız gerekir. Bir scout transferinden yüksek kâr etmek ve sonrasında yerine hemen yenisini bulabilmek gibi bir başarı yaratabilirsek önümüzdeki süreçleri bambaşka hale getirir.
Diğer yandan ilk kez bir transferde satma eğilimini açıkça göstermeyen, beklentilerinin yüksek olduğunu gösteren kulübümüzün yaklaşımını çok beğeniyorum. Boey’in de bu süreçte Galatasaray’ın elini güçlü tutması beni ayrıca mutlu ediyor…
Aşırı Motive İstanbulspor
Rakiplerin aşırı motive olmaları benim açımdan bir sorun değil. Keşke bütün maçlarda aynı motivasyon olsa biz de daha istekli oyunlar seyredebiliriz.
İstanbulspor ezeli rakibimizle bir maç yaptı. Oyunun beraberliğe geldiği ilk dakikadaki basit bir pozisyonda İstanbulspor stoperi ayağındaki topu kaptırdı ve maç 2-1 oldu. Bu seviyede nadir görülen gollerdendi bu.
Maç içinde de oyuncuların yaklaşımları gayet rahattı. Bugün aşırı motivasyonlarının nedeninin hoca değişikliği olduğunu yazan arkadaşlarım oldu. Formasını giydiği bir takımın maç kazanması için gereken çabayı göstermek için hoca değişikliği bekleyen oyuncular takıma ihanet etmiştir. Ayrıca alakasız pozisyonlarda oyuncuları sakatlayacak, topsuz alanlarda yaptıkları ile Galatasaray oyuncularını kart tartışmalarının içine çekecek hareketleri ben çok masum görmedim…
Bahattin Şimşek
Aslında maçın ilk bölümünde birebir pozisyonlarda verdiği kararların çoğu doğruydu. Ancak İstanbulsporlu oyuncuların sarı kartlık hareketlerini görmek yerine tahrik edilen oyuncularımıza kart vermesi sonrası zaman zaman kontrolü kaybetti. Normalde sarı kartları cepte oynaması gereken oyuncular daha sonra da benzeri yaklaşımları sürdürdüler. Bu sayede benzer hamlelerini sürdürüp takımlarının yerine oyunu çirkinleştirmeye devam ettiler. Aksine Zaha ve Kerem cepte sarı kartla oynamak zorunda kaldı.
Zaha’ya ve İcardi’ye yapılan hareketleri görmezden gelmesi, Barış’a yapılan hareketi direkt kırmızı kart olarak değerlendirmeyip VAR desteğine ihtiyaç duyması onun adına ciddi eksi puan yazdı.
Öte yandan VAR ekibine şapka çıkarmak lazım. Diğer kalede gol olmuş atak öncesinde yapılan hareketi görüp uyarmaları pek alışılageldik “3 Maymun VAR” kararlarına uygun değildi. Aynı şekilde İcardi’nin golündeki ofsayt uyarıları da doğruydu.
Kerem Aktürkoğlu
Bir kanat oyuncusu olduğunu nihayet Okan Buruk da kabul etti. İlk yarı solda ikinci yarı sağda etkiliydi. Frikik golünde yüksekten kesmemesi maçın en önemli kararlarından birisiydi. Okan Buruk onu kanattan almayı bir daha düşünmemeli, Kerem de performansının üstüne koymaya devam etmeli.
Mertens
Veteran topçu olur diye beklediğimiz Mertens bu yaşından sonra sahanın en çok mücadele eden oyuncularından birisi oluyor… Şapka çıkarılacak bir oyuncu…
Sonsöz
Ligin alt kısmı o kadar karıştı ki Mart ayında gelmesi gereken sert mücadeleler Ocak ayına çekildi. Bu kesinlikle Galatasaray’ın işine yarayacaktır. Ancak önümüzdeki evrede kadroya pozitif dokunuşlar yaparak elimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Zira 3 kulvarda mücadele etmek bu saatten sonra daha da zor olacak. Duygusal değil gerçekçi hamlelerle hem Avrupa Ligi’nde hem de ligde rüzgârı lehimize çevirebiliriz. Hepinize sevgilerimi sunuyorum. Galatasaray’la kalın!
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/