Değerli Galatasaraylılar,
Sezon başından beri Galatasaray’ın oynadığı her maçı -neredeyse tamamını- yazdım. Bugün sezonun genel değerlendirmesini yapacağım. Öncelikle, bana bu sitede yazma imkânı sunan ‘’Bağımsız Galatasaray Medyası’’ 3numaraliuye.com’un kurucusu ve yazarı Mustafa abiye sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Onun sayesinde Galatasaray tutkumu sizlerle paylaşabildim. Bir aksilik olmazsa seneye de buralarda olacağım.
Bu yıl olağanüstü bir sezon yaşadık. Esasen son bir yıldır malum hastalık sebebiyle hepimizin hayatında birçok değişiklik meydana geldi. Söz konusu salgın futbola da hayli olumsuz yansıdı. Tribünlere gidip takımlarımızı destekleyemedik. Kulüpler çok yoğun bir maç trafiğine girdi. Vakalar, sakatlıklar her kulübün canını sıktı. Nihayetinde zorlu bir süreci geride bıraktık.
Yeşeren Ümitler
Üç dört hafta öncesine kadar şampiyonluk ümidimizi neredeyse kaybetmiştik. Rakiplerimiz puan farkını açmıştı. Özellikle jimnastik kulübü, Hatayspor’u farklı yendiği maç sonrası kamuoyu nezdinde şampiyon ilan edilmişti. Bir hafta sonra Ali Sami Yen deplasmanından eli boş ayrılan BJK birazcık panikledi. Çünkü puan farkını üçe indirdik ama avantaj hâlâ onlardaydı. Üç gün sonra oynanan maçlarda iki rakibimiz de mağlup olunca bir anda şampiyonluk hayalleri kurmaya başladık. Gelinen nokta bizi çok heyecanlandırdı. Nitekim rakibimiz avantajlı olsa da bizim ne yapacağımız daha önemliydi. Dün akşamla birlikte tüm Türkiye nefesini tuttu, adrenalin tavan yaptı. Bir yandan takımımızın maçını izlerken diğer yandan rakiplerin maçlarındaydı aklımız. Bu düşüncelerle beraber dünkü maça geçelim.
Panik Hücum
Galatasaray rakibinden eksi iki averaj geride olmasından ötürü bir an önce gol bulmalıyım refleksiyle başladı maça. Bu durum psikolojik baskı oluşturdu ve panik hâline evrildi. Ortaya çıkan panik havası oyuncuların telaşlanmasına sebebiyet verdi. Evet, rakibe üstünlük kurduk ve topun bizde kalmasını sağladık. Kenardan defalarca orta yaptık. Buna rağmen bir türlü golü bulamayınca afalladık. Daha sakin kalıp zorlama paslar yerine şut denemeliydik. Zira kapanan rakibi açmanın çeşitli yolları vardır, bunlardan biri de şut çekmektir.
Ön tarafta ortaya koyduğumuz organizeden yoksun panik hâlindeki baskı arkada boş alan bırakmamıza neden oldu. Golü de bu yüzden kalemizde gördük. Mostafa, Kerem ve Emre Kılınç’la başlasaydık başka bir sonuç çıkabilirdi. İlk yarıyı yenik kapatmamız hiç olmayacak bir senaryoydu.
Değişikliklerle Gelen Goller
İkinci yarıya üç oyuncu değişikliğiyle başladık. Kenardan gelen bu hamleler takıma hem hareketlilik hem de ivme kazandırdı. 60.dakikaya kadar iki gol bulduk. Öne geçtikten sonra da sağlı sollu ataklarla ve şutlarla farkı açmaya çalıştık ama kaleci Ertaç’ı geçemedik. Üçüncü golü biraz daha erken atabilseydik istediğimiz neticeye ulaşabilirdik. Ne yazık ki arzu ettiğimiz sonucu alamadık ve ligi ikinci sırada bitirdik. Her şeye ve herkese rağmen canın sağ olsun Cimbom’um…
Sezon Değerlendirmesi
Sezon içinde inişli çıkışlı bir performans grafiğimiz vardı. Oyun anlamında istediğimiz seviyeye bir türlü ulaşamadık. Birkaç maç dışında üst düzey ve çok etkileyici bir performans sergileyemedik. Daha doğrusu etkili oyunu sürdürme konusunda birtakım zaaflara düştük. Süreklilik arz etmeyen sistem, bir noktadan sonra kendi kendini kilitledi. Buna; korona vakaları, sakatlıklar, hakemlerin ve kurulların yanlı kararları da eklenince belimizi doğrultamadık.
Federasyonundan MHK’sine, tahkim kurulundan PFDK’sına kadar her yerden saldırıya uğradık. Bize verilen afaki cezaların haddi hesabı yok. Oğulcan, Arda ve Fatih Hoca’ya hiç adil olmayan şekilde cezalar kesildi. Aynı örnekler farklı kulüplerde görülünce suspus olan yetkililer söz konusu Galatasaray olunca hayli cesur davrandılar.
Yönetilemeyen Galatasaray
Bu noktada Galatasaray yönetiminin tutumu çok önemliydi ancak onlar da sessizdi. Fatih Hoca’yı yalnız bıraktılar. Alenen doğranmamıza rağmen çıkıp da masaya yumruk vuramadılar. Üstelik içerde kavga çıkarmaya çalıştılar. Fatih Hoca’yı handiyse istifaya zorladılar. Futbolcularımıza ağza alınmayacak ifadeler kullandılar.
Evladımız Ozan Kabak’ın doğum gününü sosyal medyadan kutlamayanlar resmî hesaptan Recep Ankaralılara şifa diledi. Stadın zeminine bakmayı bilmeyenler kendisini eleştiren futbolcuyu Galatasaray’a yakışmayacak şekilde gönderdiler. Belhanda’nın performansı tartışılabilir ama bu şekilde gönderilmesi kulüp kültürüne taban tabana zıttır. Saymakla bitmeyecek hatalar silsilesine rağmen Fatih Hoca sayesinde gol farkıyla şampiyonluk gitti. Başka bir teknik direktör olsa ilk dörde giremezdik.
Yaşayan Efsanemiz: İmparator Fatih Terim
Fatih Hoca elbette tenkit edilir ki ben de bu köşede defaatle eleştirdim. Oyuncu tercihleri, saha içine odaklanma, teknik ve taktik planlar gibi muhtelif mevzularda eleştirilerimi sezon boyunca yaptım. Maç yazılarımda hocanın hatalarını tek tek sıraladım. Ancak şunu da önemle dile getirdim. Fatih Hoca bu sezon yalnızlaştırılmaya çalışıldı. Onu etkisiz kılmak isteyenlerin maksadını hepimiz gayet iyi biliyoruz. İşte tam burada taraftarlar olarak Fatih Hoca’mıza sonuna kadar sahip çıkmalıyız.
Galatasaray’ın yaşayan en büyük efsanesini pamuklara sarmalayıp her türlü dış ve iç olumsuz etmene karşı savunmalıyız. Çünkü o, çok büyük bir Galatasaray sevdalısı. Onun sayesinde elde ettiğimiz başarıların haddi hesabı yok. Bizi Avrupa’nın zirvesine taşıyan, Şampiyonlar Ligi’nde yarı finalin kapısından döndüren, sekiz lig şampiyonluğu ve bir sürü kupa kazandıran Fatih Terim, bizim için vazgeçilmez olmalıdır. Kendisi dinlenmek isterse elbette saygı duyarız. Ama birileri çıkıp da hocayı kötüleyerek artık bırakmalı, vakti geldi minvalinde laflar edince sinir katsayım tavan yapıyor.
Rakipler kendi efsanelerini türetmek için bin dereden su getiriyorlar. Fatih Hoca’nın bırakmasına en çok rakipler sevinecekken hangi mantıkla ona yol gösterme gafletine düşülüyor anlamakta güçlük çekiyorum. Ayrıca içinde bulunduğumuz kirli futbol iklimine başkaldıracak ve onların üstesinden gelebilecek tek kişi de İmparator’dur. Bu da sakın unutulmasın. Ben Fatih Terim’in doğru bir yönetimle birlikte Florya’da kalması gerektiğini savunuyorum. Umarım böyle olur.
Yeni Yönetimden Beklentilerim
Maçların sona ermesiyle beraber gündemimiz artık Galatasaray seçimleri olacak. Kısıtlamalar da hesaba katıldığında seçimlerin haziran ayında yapılması öngörülüyor. Halihazırda dört başkan adayımız var.
Benim seçilen başkandan ilk beklentim derhal Fatih Hoca’yla mukavele imzalamasıdır. Florya’yı emin ellere emanet ettikten sonra kulübün temsil ağırlığını tekrar kazandıracak şekilde hareket etmeleridir.
Mali anlamda çıkılması zor bir girdapta olduğumuzun farkındayız. Seçilecek yönetimin kapsamlı bir bütçe analizi yapıp bu şekilde yola çıkması gerekecektir. Bunun yanı sıra Riva, Florya ve Kemerburgaz arazileri için kazan kazan formülüyle Galatasaray çıkarları doğrultusunda gerçekçi projeler geliştirilmelidir.
Galatasaray’ın diğer branşlarda da zirveye oynayacak kadrolara sahip olması kulübün şanlı tarihinden aldığı bir yükümlülüktür. Ekonomik bakımdan katma değer kazandıracak, günümüz şartlarına uygun dijital projeler hayata geçirilmelidir. Sponsorluk anlaşmalarında çok sıkı pazarlıklar yapılarak hem maddi hem de manevi açıdan kazanan taraf olmalıyız.
Galatasaray kulübünün büyüklüğünü, ağırlığını ve gücünü; her yerde, her kurulda ortaya koyan cesur bir yönetim anlayışı kaçınılmazdır.
Burhan ALSAN
Twitter: https://twitter.com/BurhanAlsan
Blog’un kuruluş amacı ve hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Burhan Bey, güzel yorumunuz için sizi kutlarım.