Yeniden lider olmak, bunu da ezeli rakibimizi yenerek yapmak, galibiyeti de üst üste ikinci defa almak önemli. Üstelik zor bir virajdan geçiyorken yenilgisiz ilerliyoruz. Bütün takımı kutluyorum.
TEKNİK AÇIDAN
Fatih Terim Hoca da bahsetti, maç teknik ve taktik açıdan beklenen sekilde geçti. Oynamaya çalışan bir Galatasaray ve oynatmamaya çalışan Fenerbahçe… Zaten uzun zamandır Galatasaray karşısında böyle oynayan Fenerbahçe görüyoruz. Çünkü ilk amaç yenilmemek. Benim maç öncesi bir skor tahminim de vardı. 1-1 biteceğini ve Altay’ın kurtardığı gollerle maçın adamı olacağını düşünüyordum. Nitekim golü de yedik ama ofsayta takıldı.
Artık en büyük silahımız olan Onyekuru’nun sağda başlaması açıklaması kolay ve mantıklı bir seçim. Caner’in ne kadar ileri çıktığını düşünürsek o kanadı etkili kullanabilirdik ama Caner Onyekuru’yu adım adım takip ederek “önce savunma” dedi. Adım adım takip edilen diğer oyuncumuz da Belhanda idi. Sosa sürekli ensesindeydi. Zaten hareketsiz ve istasyon görevi görmeyen Belhanda Sosa’nın da etkisiyle sahada neredeyse yok gibiydi. Hal böyle olunca yine Taylan’a çok büyük bir yük kaldı ama neyse ki yine bu yükün altından kalkmayı başardı. Maç öncesi yapmış olduğu paylaşım zihinsel açıdan maça ne kadar hazır olduğunu gösteriyordu. Ekstra bir motivasyonla oynadı. Biraz dinlenmeyi de haketti diye düşünüyorum.
İlk yarı için dikkatimi çeken bir konu var ki üzerine kesinlikle düşülmesi gerekiyor. Fenerbahçe gibi çok ama çok fazla orta yapan bir takımla maç yapıyor olmamıza rağmen ilk yarıda orta sayısında üstünlük bizdeydi. Ancak ne yazık ki isabetli değillerdi. Burada Linnes’e parantez açmak gerekiyor. Aidiyet duygusuna, çabalamasına hiçbir sözüm yok ama bir türlü istenilen seviyeye gelemiyor. Yaptığı ortalardan sonuç bulamıyoruz. İkinci yarı bu sözümüzü boşa çıkaracak şekilde 2 ortanın ikisini de Mostafa ile buluşturdu. Başarılı ortaların sayısı artarsa Mostafa ile daha çok kafa golü bulabiliriz ki gerçekten çok etkili vuruyor.
****
Teknik analiz yapmak isterken daha çok oyuncular üzerinden bir yorum çıkıyor ortaya ama maçta o kadar çok faul vardı ki. Üst üste 10 tane başarılı pas yapıldı mi merak ediyorum. Hal böyle olunca izlediğimizden tat alamadık. Özette bile gol pozisyonundan çok faul pozisyonları var. Bu derbi dünyanın önde gelen derbilerinden biri ve böyle bir futbol yakışmıyor. Fenerbahçe’nin duran toptan çok fazla gol bulan bir takım olduğunu düşünürsek belki planları bile olabilir. Zaten golü bulduktan sonra şunu düşündüm: “Fenerbahçe üzerimize gelecek bu yüzden boş alanlar bırakacak. Biz de Onyekuru’yla etkili oluruz. Ama bu kadar faul varken ya duran toptan gol yersek?” Düşündüğüm de başıma gelmişti, eğer ofsayt olmasaydı…
RÜZGÂR BİZDEN YANA
Maç nasıl geçmiş olursa olsun, yıllar sonra sadece sonuç hatırlanacak. Ve sonuç şu: rakibinin tek başarı olarak gördüğü Galatasaray’a yenilmeme serisi geçen yıl bitmişken bu yıl rakip sahada galibiyet serisi yakaladık. Uzun süredir de yenilmiyoruz ama bunu konuşmuyoruz bile. Çünkü bizim için başarı başka şeyler ifade ediyor. Yenmek ya da yenilmemek sadece istatistik.
Bu galibiyetle tekrar liderliğe yükseldik ve geçen yıl pandemi öncesi gibi rüzgarı tekrar arkamıza aldık. Bu oyun gücü, bu oyuncu çeşitliliği ve bu moralle Mayıslar bizim olacak
Son söz olarak; keşke Volkan Demirel çarşıdan 11 kişi bulsaydı. Belki dediği gibi yenerlerdi.
Ejder Diber
Twitter: https://twitter.com/ejderdilber
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!