Şampiyonlar Ligi futbolun belki de en büyük organizasyonu. Bu büyüklükte bir organizasyonun içinde futbolcusu, hakemi, teknik direktörü, saha içi ve saha dışı düzenlemeleri en iyisi olmalı ve çoğu zaman da oluyor. Ancak ne yazık ki bugün kalitesiz görüntülerle maç izledik. Maçın yönetmeni akan maçı değil de tribünleri, pozisyon tekrarını göstermeyi tercih etti; maçın en önemli pozisyonlarının çoğunu ise tekrarlarda izledik. Oysa maç o kadar da tempolu değildi. Gerekli pozisyonlar oyunun uygun boşluklarında yayınlanabilirdi. Tribünlerin gösterimi için de yine böyle uygun zamanlar var… Umarım bu yönetmen ve ekibine bir daha denk gelmeyiz.
Maça Gelirsek
Club Brugge maça beklendiği gibi baskıyla başladı. Bu baskı ilk üç dakikası çok sert olmak üzere yedi dakika sürdü. Ancak Club Brugge bu baskıdan bir tane net pozisyon çıkardı. Onuncu dakikadan itibaren oyuna bir denge geldi. Bu dengeden sonra Brugge takımının hatasında topu alan Babel çok net bir pozisyon buldu. Ancak vuruşu kaleci Mignolet’in kafasından döndü.
İlk devrenin kalan kısmında Nzonzi’den seken iki top Club Brugge lehine pozisyonlar doğuracaktı ama Brugge takımı bunları kullanamadı. Ancak biri direkten dönen üç pozisyon daha buldular.
Galatasaray’da savunma oyuncularını savunma konsantrasyonu olabildiğince (!) yüksekti. Buna rağmen hem defans hem de orta saha oyuncularından tehlikeler doğurabilecek toplar sekti. Aslında Brugge’nin baskısı daha çok orta sahada yapılan basit top kayıpları ile ortaya çıktı aslında.
Maçın ikinci yarısı da ilk yarıya benziyordu. Muslera’nın kurtardığı iki net gol pozisyonuna Emre Mor ve Feghouli ile yarattığımız pozisyonlarla cevap verdik. Aslında Emre Mor değişikliği ile gelen hareketlilik bana bir an maçın kritik hamlesi bu olur, Galatasaray bu değişiklikle golü bulur diye düşündürmüştü ama ne yazık ki bu değişiklik hamlesinin ateşi çabuk söndü.
Galatasaray bugün Şampiyonlar Ligi maçı deplasmanında oynaması gerektiği gibi oynadı. Ancak bir deplasman takımının yapması gereken kontra atakları yapamadı. Bunu da gözden kaçırmamak lazım.
****
Aslında biraz maç ritmi bulmuş bir Galatasaray bugün bu takımı çok rahat yenebilirdi. Ancak basit topla buluşmalardaki ilk temaslarda çok fazla top kaybı yaptı. Bu düzeyde bir takıma bu yakışmıyor, yakışmaz. Bugün Galatasaray’ın en büyük zaafı bu ilk kontrollerdeki hatalar ve özellikle savunma oyuncularından anormal sayıda top sekmesiydi. Galatasaray gibi bir takımın oyuncularının ayağını bu kadar titrek kullanmaması, net hamleler yapması gerekir.
Yine Galatasaray’ın bu maçı kopartamamasının bir nedeni de orta saha oyuncularının ilk kez bir arada oynamasıydı. Bu uyumsuzluk hem atak organizasyonlarında hem de boş topları alma konusunda çok belli oldu. İşte bu noktada Belhanda’nın eksikliğini çok hissettik. Belki Falcao’nun yalnızlığını kıracak pasları ya da ceza sahası eşliklerini yapabilirdi Belhanda.
Kırılma Anları
Bugün Emre Mor girdikten sonra yaşanılan üç dakikalık hareketlenme, maçın anahtar anıydı bence. Bu üç dakikadan sonra Emre Mor’a uzun süre top gelmedi. Oysa Galatasaray tıpkı Brugge takımın ısrarla hızlı kanat oyuncularıyla oynaması gibi Emre Mor’u potansiyelini değerlendirse, O’nun yarattığı tedirginlikten savunmasını da rahatlatabilirdi. Ne yazık ki Galatasaray bu potansiyelden faydalanamadı.
Maçın bir diğer kırılma anı da Marcao’nun eline çarpan pozisyondu. Bereket var ki VAR hakemleri hem yeni FİFA kuralarındaki “hangi pozisyonda el olur” şeması hem de Marcao’nun elini kaçırmaya çalışmasının dikkate alarak Galatasaray lehinde karar verdiler. Yoksa bu maça yazık olacaktı.
Kısa Kısa
- Bugün Galatasaray’ın en önemli oyuncusu Muslera’ydı. Her iki devrede de yaptığı kritik dört kurtarışla maçtaki bir puanı getiren oyuncu oldu. Ve bugün kaleden başlattığı toplardan hepsini olumlu kullanarak hepimizin dileklerini gerçekleştirdi.
- Savunma hattından Luyindama ve Marcao bugün oyuna çok konsantre oldular. Ligdeki gibi riskli toplar kullanmadılar. Ancak rakibin hızlı oyuncuları karşısında çaresiz kaldıkları anlar oldu. Sezona çok formsuz başladıkları için bu düzeyde bir maçta bundan daha iyi performans beklemiyordum. Yani her oyuncu da beklentimin üstünde bir maç çıkardı.
- Bugün Mariano’dan hücum anlamında beklentim büyüktü. Çünkü rakip takım stoperleri net hatalara açık oyunculardı. Özellikle yerden seken ortalarda. Ne yazık ki bugün Mariano ancak yapabildiği kadar savunma yapabildi. Ancak maçın ilk dakikalarında ters kademede ofsayt beklemek yerine savunma yapmaması da bizim gol yememize neden olacaktı neredeyse.
- Nagatomo bugün savunma konusunda takımın güven veren isimlerinden birisiydi. Hücumda iki kere hızlı atağa katıldı ama her iki ortası da yetersizdi. Özellikle ikinci pozisyonda Falcao’ya atacağı iyi bir ortada, yeni yıldızımız gol pozisyonuna girebilirdi.
- Nzonzi: Bugün görevini en iyi yapanlardan birisiydi. O’nun varlığı bu seneki Galatasaray’ı gün geçtikçe büyütecektir.
- Seri: Bu orta saha hattıyla ve Falcao ile ilk kez oynadı. Ben savunma arkası kilit paslardan sıkça deneyeceğini bekliyordum ama o konuda etkin olamadı. Maç içinde bazen çok basit top kayıpları yaptığı gibi bazen de çok güzel işler yaptı.
- Çok fazla maç eksiği olan ve oyun stilini fizik kalitesinin üzerine kurulu bir oyuncu Lemina. Bu eksikliği O’nun da inişli çıkışlı bir performans göstermesine neden oldu. Zaman zaman çok güzel işler yapsa da bazen de en basit işleri yapamadı. Takımla ikinci maçı olması ve çok fazla maç eksiğinin olması bu performansı anlaşılır kılabilir bence.
- Feghouli: Mariano’dan yeterli destek alamayınca özellikle ilk yarıda çok etkili olamadı. Ancak Lemina yerine orta sahaya geldiğinde Galatasaray’ın direncine eşlik ederken bir de net pozisyon buldu.
- Babel: Bugün sahanın soğukkanlı oyuncularından birisiydi. Tek soğukkanlı olmadığı anda Galatasaray adına golü bulacakken, kalecinin kafasına nişanladı. Oysa kalecinin soluna bırakabilse ya da Falcao’ya çıkarabilse bugün üç puanı kutlayabilirdik.
- Falcao: Bugün güçlü fizik yapısına sahip stoperlerin arasında yalnız kaldı. Bu faktöre rağmen yaptığı hücum preslerle kaleciye zor anlar yaşattı. Bugün Galatasaray geçen sezonun deplasmanda oynanan Şampiyonlar Ligi maçına göre çok daha iyi oynamasına rağmen geçtiğimiz yıl Sinan Gümüş’e hazırlanan pozisyonlar kadar net pozisyon hazırlayamadı Falcao’ya. Takım Falcao’yu, Falcao da takımı tanıdıkça bu durumun değişeceğine inanıyorum.
Sonsöz
Bir Şampiyonlar Ligi maçında deplasmana çıkıyorsanız bir puana kimse kötü diyemez. Hele ki sezonu çok önce açmış, oyunu oturmuş bir rakibe karşı bir puan bence çok iyidir. Ki bu deplasmanın asıl net rakibinizle olduğunu da unutmamak lazım. Maçtan önce yazdığım yazıda Brugge maçlarından en az dört puan çıkartmak gerektiğini yazmıştım. Bugün bu dört puan için ilk adım atıldı. Şimdi içeride favori olmadığımız PSG ve Real Madrid maçlarından alabildiğimiz puanı almalı ve beşinci sıradaki maç olan Brugge maçına daha üst sırada girmeliyiz. O maçtan alınacak üç puan, deplasmandaki PSG maçını bir final havasına sokabilir.
Her şeye rağmen güzel bir gece oldu. Geçtiğimiz sezondan daha zor grupta olmamıza rağmen geleceğe umutla bakıyorsak hepimiz bir şeylerin değiştiğini görüyoruz demektir. Bu gece bunu hissettik. Savunma hattımız toparlandığında, maç ritmimiz oturduğunda daha iyisini yapacağımıza da gönülden inanıyorum.
İçimden bir ses diyor ki biz Avrupa’ya her an güzel bir dönüş yapabilir. Ne de olsa Galatasaray’ız, öyle değil mi?
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Yeni açtığımız ana hesabı takip edin ve gücümüze güç katın: https://twitter.com/3numaraliuyecom
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/