Bir tarafta daha oturmuş kadrosuyla lige fırtına gibi giren Galatasaray vardı bugün seyircisiz Ali Sami Yen stadyumunda, diğer tarafta toplama ve yaşlı bir kadroyla lige “vizyon katan” Fenerbahçe. Galatasaray önceki dört resmi maçında da topu hızlandıran, hızlı üçgenler kuran, oyunun yönünü çok hızlı değiştiren ve tüm maçlarını kazanan bir ekip olarak çıktı bugün maça. Henüz ne oynadığı ve ne oynayacağı belli olmayan, ilk maçında hediye bir üç puanla başlayan, sonraki haftada da dokuz kişi kalmış Hatayspor’a karşı sadece bir puan alan Fenerbahçe ise kadro planlamasında yaşadığı belirsizliklerle deplasmana maçına çıkıyordu.
Takımların form durumundan bağımsız son maçların ağırlıkla berabere bittiğini düşünürsek bugünkü maça da şaşırmamak gerektiğini düşünüyorum. Daha zayıf durumda olan Erol Bulut’un takımı da kazanmaktan çok berabere kalmayı hedeflemiş bir oyun anlayışıyla sahada yer aldı. Galatasaray ilk yarıda genel duruşuyla dahi iyi gözükse de, hem topu hem oyunu istediği gibi hızlandıramadı. Sezonun daha önceki maçlarına göre kurduğu hücum üçgenleri daha azdı. Yine daha önceki maçlara göre şok preslerle top kazanıp ani ataklar da başlatamadı. Buna rağmen net üç tane pozisyon buldu. Fenerbahçe ise daha çok savunmayı ön planda tutarken, sakatlıktan dönen ve risk alma potansiyeli yüksek olan Luyindama’yı hataya zorlamak en büyük stratejisiydi. Buna ek olarak takımını savunmadan kaliteli bir şekilde hücuma çıkaran Taylan’a baskı yaptılar. Bu ilk yarıda kısmen işe yaradı. Gol umudu olarak da duran toplarda Gökhan Gönül’e umut bağlamış, “bedava santrfor” Mame Thiam’ı ise bonservisindeki gibi yok saymıştı.
****
İkinci yarıda başlarında işler biraz Fenerbahçe’nin lehine değişse de net pozisyonları Galatasaray buldu. İlk yarıdaki golü ofsayt gerekçesiyle sayılmayan Feghouli’nin pas tercihleri doğru olsaydı, daha net pozisyonları bulacaktı. Dakikalar 70’e geldiğinde Fatih Hoca üç değişiklik birden yaptı. Diagne-Falcao, Feghouli-Babel ve Arda-Etebo değişikliği sonucunda yeterince pozisyon bulamayan takımımız golü bulamadı.
****
Son üç sezondur derbilerde hızlı kanat oyuncuları üzerinden gidilmesi gerektiğini düşündüğümü derbiler önü yazılarımda hep yazmıştım. Nitekim Kadıköy serisinin anahtarı da bu oldu. Bu sene Galatasaray’ın Rodrigues ve Onyekuru gibi hızlı oyuncusu yoktu. Ancak Galatasaray o kadar net futbol oynuyordu ki artık bu ihtiyacın eskisi gibi olmadığını düşünmeye başlamıştım. Bugünkü maçı izleyince yanıldığımı anlıyorum. Özellikle derbilerde Anadolu takımı gibi savunma yapan takımlara kaliteli pas ayaklarının öldürücü paslar atacağı hızlı bir oyuncu şart. Bugün ilk kez oynayan Fenerbahçe stoperlerinin yeni oynamasının dezavantajını, hızlı bir oyuncuyla değerlendirip stoperlerinin defolarını ortaya çıkarabilirdik diye düşünüyorum.
****
Galatasaray bugün çok iyi oynamadı, Galatasaray’ın çok iyi oynayamaması ve istediği oyunu sahaya yansıtmasını engelleyen sebepler kısaca şöyle sıralanabilir:
- Luyindama’nın savunmadan çıkarken yarattığı tedirginlik ve çok erken sarı kartlı duruma gelmesi…
- Taylan’ın savunma önünden top alamaması, aldığında da diğer maçlardaki etkinliğini ortaya koyamaması…
- Galatasaray’ın bu seneki hücum planında beklerin hücum katkısı çok önemli. Bu anlamda Saracchi’nin yokluğu belki de Omar’ın performansına bile yansımış olması…
- Belhanda’nın diğer maçlarda hem savunma hem de hücum yaparken takıma yaptığı katkının bugün neredeyse hiç olmaması…
- Feghouli’nin Caner’in savunma zaaflarını kullanabileceği baskıyı kurmaması ve Omar’ın daha çok savunmayı düşünüp O’ndan uzak kalması…
- Arda’nın bir kanat oyuncusu olarak kaleye uzakken yapabileceklerinin sınırlı olması…
- Falcao’nun neredeyse hiç pozisyon bulamaması ve çoğunlukla stoperlerin kucağından kurtulamayışı…
- Takımın üst üste yaptığı yolculuklardan kaynaklanan yorgunlukların bu maçın gerginliğiyle birlikte sahaya yansıyışı…
Evet bugün Galatasaray istediğimiz gibi iyi oynamadı ama yine de galip gelebilirdi.
Ali Palabıyık
Maç öncesi hakem triosu, VAR’ı ve AVAR’ı Galatasaray’ın daha önceki maçlarında yaptıklarıyla adeta “tetikçiler ordusuydu.” Özellikle Ali Palabıyık’ın Kadıköy serisinin bozulmaması için adeta bedenini ve kariyerini ortaya koymasını Galatasaray taraftarları unutmaz. Ben bugün Ali Palabıyık’ın çok aktif bir şekilde maça müdahale etmek yerine oyunun ibresine ince dokunuşlar yapacağını ve özellikle kartları stratejik olarak vereceğini düşünüyordum. Maçın daha ikinci dakikasında Gökhan Gönül’ün kasıtlı eliyle oynaması ve sonrasında Marcao’nun yüzüne iki kere elle vurulmasını es geçen “Yetiş Bey,” Taylan’a ve Luyindama’ya çok rahat sarı kart gösterebiliyordu. Özellikle Taylan Antalyalı’nın pozisyonu o kadar temizdi ki bana göre faul bile yoktu. Faul kararlarında Fenerbahçe aleyhine verdiği tek yanlış karar Ömer Bayram’dan topu kapan Tisserand’a faul çalmasıydı.
****
Benim derbilerde en büyük derdim kaybetmek değil ,gerginleşen maçlarda kartların adaletsiz kullanımı ve PFDK’nin Galatasaray camiasına ceza vermek konusunda her zaman cömert davranarak Fatih Hoca’yı ve önemli oyuncularımızı gelecek haftalarda sahadan uzaklaştırmayı başarması… Bugün bol sarılı bir akşamla nispeten ucuz atlattığımız için bu anlamda sevinçliyim.
****
“Allah kimseyi beraberliğe sevindirmesin!” nidasını duyduğumuzdan beri tesadüfi galibiyet dışında galibiyet alamayan hem içeride hem de dışarıda beraberliğe oynamayı gelenek haline getiren, hatta bu beraberliklerden birisiyle “belki de Galatasaray’ı şampiyonluktan ettik” gibi müthiş bir başarı öyküsü ortaya koyan bir takımın yıllardır şampiyon olamamasına şaşılmamalı. Kupa için sadece bir puana ihtiyacı yoksa hem Kadıköy’de hem de Ali Sami Yen’de beraberliğe üzülen takımdır Galatasaray. Fenerbahçe’nin sanal olarak değişen “vizyonu” gerçek olarak değişmediği sürece de bu geleneğin değişmeyeceği çok açık.
Sonsöz
Ağır geçen fikstürümüzde istediğimiz oyunu oynayamayarak sahadan bir puanla ama az hasarla ayrıldık. Şimdi önümüzde Avrupa mücadelesi için olmazsa olmaz bir maç var. Galatasaray’ın Avrupa Ligi’nde gruplara kalması demek ucunun nerelere varabileceğini henüz bilemediğimiz bir maceraya atılması demek. Aynı zamanda bu senenin olası şampiyonluğunun sonunda, gelecek sene Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynamamak için ülke puanı toplamak demek. O yüzden bu maç burada bitmeli ve rota tamamen Glasgow Rangers maçına dönmeli. Çünkü Galatasaray’ın Avrupa’da olmadığı yıllar benim için “şekersiz Kemal Paşa tatlısına” benziyor. Canın sağ olsun Galatasaray… Avrupa’da boynumuzu bükme bize yeter!
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/