Sanırım hepimiz Galatasaray’ın formda olduğu haftalar sonrası gelen milli aralardan nefret ederdi. Bu milli ara ise hepimize sakinleşmek için bir nefes ve diğer ilgi alanlarımıza zaman ayırma fırsatı oldu. Hepimizin bu duyguyu yaşamasında Galatasaray’ın oynadığı mücadelesiz ve kopuk futbolun etkisini kimse tartışamaz. Oysa Galatasaray iyi olduğunda milli ara geldiğinde hepimiz zamanın geçmediğini, Galatasaray’ı özlediğimizi belirtirdik. Sanırım Riekerink ve Tudor’la biten sezondan sonra bu duyguyu ilk kez bu sezon yaşamış olduk.
****
Bugün herkes kadroda sürprizler bekliyordu. Ancak hepimizin beklentisi de sahada oynayan isimlerden ziyade istek ve mücadele açısından yeni bir ivmeydi. Kadrolar açıklandığında hem olumlu hem de olumsuz duygular yaşadım. Açıkçası Seri ve Belhanda’nın yer değiştirmiş olmasını bekliyor ve Emre Taşdemir’i ise beklemiyordum. Tabii ki milli arada takımla çalışan Fatih Hoca son sözü söyleyecek, biz ise sahada Galatasaray’ı temsil eden oyunculardan üstün bir temsil bekleyecektik. Bu kadar kötü geçen bir periyottan sonra şapkadan mucizeler çıkacağını beklemiyorduk tabii ve bugün de öyle oldu. Ama hem takım hem de bazı oyuncularda geleceğe yönelik olumlu ışıklar gördük. Neydi bunlar?
- Öncelikle bu sezon ilk kez sahada gerçek hücum pres anları gördük.
- Yine basit top kayıpları yapsak da bunların diğer maçlara oranla oldukça azaldığını gördük.
- Direkt pas ve atakları daha fazlaca yaptık. Bu da Sivasspor üzerinde baskı kurmamızda hücum preslerle birlikte belirleyici unsurlardandı.
- Sağ bek pozisyonundan ilk kez ortalamanın üzerinde bir katkı aldık.
- Her ne kadar set hücumu şeklinde olmasa da uzun süre sonra ilk kez bir santrforumuzu anlamlı şekilde topla buluşturduk.
- Ve ilk kez Nzonzi’nin tadına vardık.
Üç puana rağmen ciddi eksiklikler vardı.
- Öncelikle rakiplere hâlâ biz bu takıma gol atarız duygusunu yaşatıyoruz.
- Ceza sahasında soğukkanlı olamıyor ve bulduğumuz pozisyonları değerlendiremiyoruz.
- Set hücumlarında üretkenliğimiz yetersiz. Bulduğumuz pozisyonların çoğu hızlı ataklar neticesinde geldi.
- Duran toplarda topla buluşma sayımız artsa da hâlâ ön görülemez duran top çalışmalarımız yok.
- Andone her ne kadar topla buluşma sayısı açısından iyi bir rakama ulaşmışsa da Galatasaray O’nun aracılığıyla büyük takım ve ev sahibi takım değil de deplasmanda kontratak oynayan bir takım gibi goller buldu.
- Yine eksik kalmış bir rakibi oyuna davet etmek hem de bunu Ali Sami Yen’de yapmak biraz iç acıtıcıydı. Artık maçların son dakikalarında “şimdi birine çarpacak” ya da “birisini ayağından top kaçıracak ve golü yiyeceğiz” duygusunu yaşamak istemiyorum. Bizler heyecanı Avrupa maçları ve Mayıs aylarında olumlu pencerelerinden izlemeye alıştık. Bundan sonra Galatasaray’ın büyüklüğüne yaraşır oyunları bir an önce görelim.
****
- Bu maç artı ve eksileriyle birlikte Galatasaray açısından olumlu pencereden değerlendirilmeli bence. Fatih Hoca bu formsuz oyuncu topluluğu açısından mevkiilerine göre öne çıkan oyuncularını bulmuş oldu. Muslera, Marcao, Luyindama, Nzonzi, Andone bu form ve sakatlık durumlarına göre tartışmasız olarak on bire yazılacak oyuncular. Sezon başından beri formsuz olan Mariano yerine Şener’in performansının önde olduğunu düşünüyorum. Şener Galatasaray seviyesi için tartışılsa da rotasyon oyuncusu olması tartışılmaz. Ve bu kadar formsuz bir bekle rekabet ediyorken formayı alması da tartışılmamalı.
- Sol beke gelince alternatifsizlikten de olsa Nagatomo formanın sahibi olmak zorunda. Uzun süre oynamayan Emre Taşdemir ve bek performansı son derece yetersiz Ömer Bayram, Nagatomo’yu ne yazık ki kesemez. Hücum performansını çok fazla tartışsak da savunma performansı güvenli bir isim Nagatomo.
- Belhanda geçtiğimiz yıllarda sazı eline aldığında ya katkı veriyor ya da net hatalar yapıyordu. Bu sezon ise gizlenme gibi bir alışkanlık edindi. Kısa vadede dışarı alınmayı hak ediyor. Formayı istiyorsa daha çok mücadele etmeli.
- Ömer Bayram bu sezon formayı en çok isteyen ve hak eden isimlerden birisi. Uzun vadede bu yerini kaybedeceğini düşünsem de forma adaleti ve ateşleyici oyunu açısından sakat ya da cezalı değilse mutlaka sahada olmalı. Ayrıca direkt pasları ile takımı atağa çıkarma konusunda en kilit oyunculardan birisi ne yazık ki.
- Takımın en önemli oyuncularından birisi Babel. Ancak Babel puan kaybettiğimiz hemen hemen tüm maçlarda kilit pozisyonlarda doğru pas ya da şut tercihinde bulunamadığı için taraftardan tepki alıyor. Fatih Hoca bu haftaya kadar çeşitli rotasyon girişimlerinde bulundu. Ancak sezon başında neredeyse tüm hazırlık ve tüm resmi maçlarda oynayan, ayrıca Hollanda milli takımında da oynayan Babel’i es geçti. Her ne kadar genç ve çılgın gözükse de eğer rotasyon düşünüyorsanız Babel’i de bu listeye almalısınız diye düşüyorum. Ancak önem derecesi yüksek bir maçta Babel’in on bire yazmaktan çekinilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
- Fatih Hoca bu mevkilerin dışında kalan yerleri tamamen form ve taktiksel duruma göre değerlendirmeli. Bu isimler geçtiğimiz yıl Feghouli’de olduğu gibi sezon içinde kazanmalı.
Suyun Öte Yakasının Kahramanı Ali Palabıyık!
Tıpkı Kasımpaşa maçında olduğu gibi açık hatalarla değil çaktırmadan aldığı kararlarla Galatasaray’a zarar vermeye çalıştı. Kasımpaşa maçında Aytaç Kara’ya neredeyse sınırsız faul hakkı veren Ali Palabıyık, Andone’ye hücum presinden aldığı bir topa alakasız faul çaldı. İki dakika içinde Andone yine bir hücum preste bu sefer faul yaptı ve Ali Palabıyık “ikinci faulün oldu, bir daha yaparsan sarı kart veririm” diye uyardı. Andone ilerleyen dakikalarda yine hücum aksiyonunda top kapma mücadelesindeyken top kapmak isterken faul yaptı. Hakem Ali Palabıyık ise seni uyarmıştım diye hemen sarı kartını gösterdi. Bu maç içinde Ali Palabıyık’ın niyetini anlamak için bomba pozisyon aramanıza gerek yok. Galatasaray’ın ilk faulünde Luyindama’ya verdiği sarı kart ve Andone’ye verdiği sarı kartların karşılığında 10’a yakın faul yapan Mert Hakan’ın bir kez bile uyarılmamış olması O’nun niyetini ortaya koyuyor bence. Bu ligin en kurnaz üç hakeminden birisi olduğu için kendisini tebrik ediyorum.
Sonsöz
Galatasaray-Sivasspor maçıyla birlikte Fatih Hoca’nın elindeki kartlar olumlu yönde değişmeye başladı. Fatih Hoca’nın bugüne kadar en çok katkı verdiği anlar formda hücumculara yer açmayı başardığında ortaya çıkıyor.
Fatih Hoca eğer Falcao oynamaya başladığında Andone’ye yer açmayı başarırsa eski hücumcu Galatasaray’ı yeniden görmeye başlarız. Nasıl ki Sneijder ve Drogba’yı, Burak Yılmaz’ı kesmeden kadroya dahil etmeyi başardıysa; diziliş rakamlarına bakmaksızın Andone’yi sahada tutmanın yolunu bulmalı.
****
Önümüzde çok önemli bir Galatasaray-Real Madrid maçı var. Bu maçtan alınacak bir 3 puan Galatasaray’ı eski günlerine döndürecek ve gruptan çıkma yolunda, oldukça avantajlı hale getirecektir. Ancak İstanbul deplasmanına zor şartlarda gelen Real Madrid’in çeyrek final oynarken ayaklarını yerden kestiğimiz maçtan çok daha konsantre bir takım olarak İstanbul’a geleceğini düşünüyorum. Çünkü o maçtaki Real Madrid’i bir rehavet anından sonra abandone etmiştik. Bu maça çok daha farklı hazırlanacaklarını düşünüyorum. İki formsuz takımdan rengi sarı kırmızı olan kazansın 🙂
Herkese iyi bir hafta sonu dilerim…
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Yeni açtığımız ana hesabı takip edin ve gücümüze güç katın: https://twitter.com/3numaraliuyecom
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/