Bir Veda, Bir Merhaba
Sezonun üçüncü resmi maçına da zeminden bahsederek başlayalım da adet yerini bulsun. İlk iki resmi maçtaki kötü zeminleri görünce 80’lerden 2000’lere ışınlanmış olduk adeta. Hatırlarsanız geçmiş zamanlarda doğru çimin tercih edilmemesi sebebiyle Cluj maçı gibi zemin faciaları yaşamıştık. Gerekli dersler nihayet alınmış ki iki sezondur iyi zeminler izliyoruz Ali Sami Yen’de. Bu sezon da saha konusunda görevli ekip dersini çok iyi çalışmış. Hem oyun kalitesi hem de seyir zevki için harika bir zemin sağlamış, görevli ekibe teşekkürü borç bilirim.
Maça Gelirsek
Açıkçası ben bu maçın iç sahada yapılacak, Göztepe’nin eksik oyuncularının olması, aynı zamanda Emre transferinin taraftarın üzerindeki olumlu etkisi ve iyi zeminin de katkısıyla birlikte hem iyi oyun ortaya çıkacağını hem de iyi bir skorla biteceğini düşünmüştüm. Ancak Göztepe beklediğimden diri Galatasaray ise beklediğimden uyumsuz çıktı. Fatih Terim Rodrigues’in yokluğunda geçen hafta sağda oynattığı Onyekuru’yu solda Rodrigues’in yerinde, sağda boşalan yeri ise geçen hafta orta sahada oynayan Sinan Gümüş’le doldurdu. Geçen hafta son dakikada gol atan Eren ile devam ederken Feghouli’ye ise şans vermedi. Belhanda ise Sinan’ın sola geçmesiyle birlikte formasına kavuşmuş oldu. Tabii ofans hattında bu kadar farklı oyuncu olunca da doğal olarak arada uyum problemleri oldu. Fernando ve Donk’un beraber oynadığı orta sahada yaratıcılık sorunu olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu durumda devreye girmesi gereken Belhanda da tam formunda olmayınca hücum etkinliği bireysel çabalara kaldı. Bu noktadan sonra Henry Onyekuru devreye girdi. Oyun içinde farklı versiyon denemelerini en son bir santrfor gibi duvar olup Fernando’ya aktardığı topu Fernando’nun tekrar O’na aktarması neticesinde harika bir golle süsledi.
Maçın ikinci yarısında Gomis-Eren değişikliği ile birlikte Galatasaray için skor artışı beklerken Göztepe çok pozisyon bulmasa da iyi bir baskı kurdu. Bu baskı sonucu Galatasaray üst üste ataklar vermeye ve sarı kartlar görmeye başlayınca Fatih Hoca yeni transfer Emre Akbaba ile Sinan Gümüş değişikliği ile oyuna müdahale etti. Emre Akbaba’nın girmesiyle Galatasaray tekrar pozisyonlar bulmaya başladı. Fakat gerek son pas-son vuruş hataları gerekse de Emre Akbaba’nın şanssızlığı ile ikinci golü bulamadı.
Her şeye rağmen Galatasaray 3 puanı almayı başardı. Ezeli rakiplerinin aksine ufuktaki transferlerle birlikte daha fazla olumlu ışık taşıdığını düşünüyorum.
Kısa Kısa
- Ezeli rakiplerin kaleci performanslarını görünce Muslera’nın bu seneki başlangıcı çok önemli. İlk haftalarda olası sürprizlerin önüne geçip farkını ortaya koyacaktır.
- Yine Nagatomo ve Mariano gibi beklere sahip olmak da Galatasaray için çok önemli. Nagatomo gerekli forma ulaştı, Mariano ise maç eksiğine rağmen oldukça etkili. Bugün Sinan’dan yeterince yardım alamamasından kaynaklı Yasin Öztekin’i birkaç kez kaçırsa da önünde oynayan oyuncu belli olup, o pozisyon asıl sahibini bulunca rahatlayacaktır.
- Maicon üç resmi maçta da takımın etkili ve lider oyuncularındandı. Özellikle bu maçta yanında Serdar olmamasına rağmen çok etkiliydi.
- Ahmet Çalık gözle görülür bir hata yapmadığı gibi herhangi bir ekstra varlık da gösteremedi. Büyük takım stoperleri -özellikle Fatih Terim’in anlayışındaki stoperler- takımı biraz daha ileri taşır. Maçın bir anında Nagatomo taç kullanırken O’na “daha ileri gel artık” diye serzenişte bulunuyordu. Ahmet Çalık’ın bu konuda ve daha kısa sürede top kullanma konusunda özel çalışma yapması lazım.
- Fernando kilit pas denemelerinde bugün artış gösterdi ve bunların birini asistle taçlandırdı.
- Donk artık belli bir standart yakaladı. Ndiaye ve Emre transferi sonrası 6 numara için Fernando ile rekabet edecektir. Ön libero bu sezon emin ellerde.
- Belhanda’nın oyunda olması mutlaka fark yaratıyor ama hâlâ tam formunu yakalayamamış gözüküyor.
- Sinan Gümüş bugün Henry’den pas aldığı iki pozisyonda golü de bulabilirdi (İkincisinde Henry geç attı) ama bu çok şeyi değiştirmezdi. Sinan Gümüş 11 oyuncusu olduğu zaman savunmaya yardım, saha içi pozisyon alma, takımla birlikte hareket etme konusunda bir türlü gelişim kaydedemedi. Bence Emre transferi ile birlikte ilk 11’den iyice uzaklaştı.
- Eren iyi niyetli, istekli ama çok etkili değildi. Bu maçla birlikte formasını Gomis’e bırakır. Bu sezon en büyük hedefi sonradan oyuna girdiğinde skor yapmak ve az dakika ile sezon sonunda 10 gole ulaşmak olmalı.
Henry Onyekuru
O’na bugün özel paragraf açalım: Henry Onyekuru öncelikle savunmaya yardım koşularıyla, sonra Nagatomo’ya attığı topuk pas gibi ince dokunuşlarla, daha sonra da Eren’in yapması gereken ama çok fazla yapamadığı stoperlerin önünde duvar olma gibi türlü özellikleriyle öne çıktı bu maçta. Bu çalışmalarının sonunda da yine duvar olarak başlattığı pozisyonda Fernando ile yaptığı paslaşma neticesinde harika bir gol attı. Bu görüntüsüyle “sakatlığını atlattı mı, savunmaya yardım eder mi, acaba bencil mi?” gibi tüm soruları boşa çıkardı. Hoş geldin Henry Onyekuru!
Bir Veda: Hakan Balta
Bazı oyuncular vardır transfer edilirken çok ses getirmez, bonservis ücretleri, yıllık ücretleri sorun olmaz, gel dersen gelir görevini yapar, git dersen polemik yapmaz ve tekrar görev verildiğinde kaldığı yerden devam eder. İşte Hakan Balta da bu profile uygun oyunculardandı Galatasaray için. Ergün Penbe’den sonra Galatasaray taraftarının aradığı soğukkanlı, centilmen ve takıma gizli liderlik yapan oyuncu ihtiyacını uzun süre giderdi. Son döneminde yaşa bağlı performans eksiklikleri olsa da asla taraftarı irrite etmedi. O’nunla ilgili aklımda en çok kalan GençlerbirliğiOftaşspor, Gaziantepspor’a attığı birer gol ve Fenerbahçe’ye attığı gollerdi. Yolun açık olsun Hakan Balta, hocalık performansının da en az futbolculuğun kadar saygı ve kupa dolu geçmesini dilerim.
Bir Merhaba: Emre Akbaba
Emre Akbaba tüm olumsuz şartlara rağmen Galatasaray’a gelmenin bir yolunu buldu. Bonservis ücreti kulüp şartları açısından sıkıntı olsa da Galatasaray forma sponsoru olan NEF’in de desteği bu transferi gerçekleştirdi. Tek maç tabii ki ölçü değil ama bu maçla birlikte Emre için yeni bir şarkının başladığını görebiliriz. Çok mevkili olması da forma bulma konusunda O’na yardımcı olacaktır. Emre biraz şanslı olsa bugüne gol ya da asistle başlayabilirdi ama bu merhabayı gelecek haftalara bıraktı. Topuk vuruşuna bayıldığımı da eklemeliyim. Sen de hoş geldin Emre Akbaba, yolun “His Takımının” unutulmazları arasına girmek olsun.
Yasin Öztekin
Bir tarafta Hakan Balta diğer tarafta Yasin Öztekin. Aslında iki ismi yan yana yazdıktan sonra başka bir şey yazmaya gerek kalmıyor sanırım ama ben yine de yazayım: Bir takımın en iyi oyuncusu değilseniz yani bir takımın “gerçek Messi’si, gerçek Ronaldo’su” değilseniz çok konuşmayıp işinizi yapmanız gerekir. Başarılı olduğunuzda krediniz artarken başarısız olduğunuzda da göze batmazsınız. Yasin Öztekin kötü futbolcu değil ve Galatasaray’a gelirken de ciddi fedakârlıklar yaptı. Geniş kadroda da çok rahat yer bulabilirdi. Eğer sadece görevine odaklansaydı hem zamanında yeni sözleşmeyi alabilirdi hem de ücretini artırırdı. Ama o hem saha içinde bencil bir görüntü verdi hem de saha dışında devamlı kendini öven, büyük gören açıklamalar yaptı. Böylece kendi taraftarının gözünde antipati oluşturdu. Bugün de Göztepe takımında pas opsiyonu kullanmadığı pozisyonda takımını golden etti. Ve Galatasaray taraftarını haklı çıkardı. Göztepe’ye transfer olduktan sonra söylediklerini ise yazmaya gerek yok. Hakan Balta’ya bakıp neleri yanlış yaptığını görebilir…
Transfer Sezonunun Sonuna Girilirken
Henry, Muğdat ve aslen orta olarak düşünülse de Emre transferi ile birlikte elde ciddi bir ofansif kanat birikimi oldu. Yine Emre’nin orta saha opsiyonunda sayıldığı ve Fatih Hoca’nın açıklamalarıyla birlikte Ndiaye transferini de eklersek orta saha rotasyonu da tamamlanmış oldu. Elde bir yabancı oyuncu kontenjanı kaldı. Hoca basın toplantısında sol bek, stoper ve merkez santrfor konusunda çok istekli olduğunu söyledi. Aklın yolu bir tabii ki. Ama nasıl yapacaksınız? Sanırım bu 11 gün çok şeye gebe, iki haftadır 11’e alınmayan Feghouli’nin kadro dışı kalması, sanırım varsa “gelen teklifleri değerlendir” baskısı. Kanat oyuncusu yoğunluğu ve yüksek yıllık ücreti düşününce Feghouli’yi satmayı başarmak ya da para kazanarak kiralamak önemli bir hamle olur. Ayrıca Belhanda da başkanın zaman zaman arka plandan değindiği gibi “Sevr Antlaşması” gibi sözleşmeye sahip. Bu sözleşme de transfere sebep olabilir. Bu tarz ayrılıklar neticesinde 2 yabancı bir de sürpriz yerli transferi olabilir. Bakalım ilerleyen günler ne getirecek?
Sonsöz
Aslında bu sezonun en iyi transfer hamlelerinden biri Rodrigues’in yüksek bir bonservisle pazarlanması olurdu. Açıkçası ben Henry transferinin bu satışa yönelik olduğunu düşünmüştüm ama Galatasaray alma konusunda başarı oranını biraz daha arttırsa da satış ve pazarlama konusunda hâlâ bir atılım yapabilmiş değil. Bugün Tosiç bonservis kazandırıyorsa, Giuliano 11 Milyon gibi bir rakama satılıyorsa; Tolga, Rodrigues, Belhanda, Gomis ve Feghouli’nin rakamlarının ciddi olması, hatta bazılarına astronomik transfer teklifleri gelmesi gerekiyor. Gelmiyorsa demek ki arka planda bazı çalışmalar yapmak gerekir. Tabii bu oyuncuların yıllık ücretleri de engel ama “Giulianoa az para mı alıyordu?” diye sormak lazım. Ha gayret Galatasaray yönetimi, transferin son günlerinde satışta da milat olacak haberler bekliyoruz…
Not: Ve Tevfik Fikret’i aramızdan ayrılışının 103. yılında saygıyla anıyorum.
Bugünün dünyasını 100 yıl önce çözmüş,
savaşların ve savaş çığırtkanlarının defterini ortaya dökmüş,
"Fikri Hür, Vicdanı Hür"
gerçek aydınlığın temsilcisi #TevfikFikret'i saygıyla anıyorum… pic.twitter.com/ixxEI6fr3c
— 3 Numaralı Üye (@3numaraliuye) August 19, 2018
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/