Büyük umutlarla başladığımız sezonu türlü fiyaskolar yaşayarak ve adeta işkence çekerek bitirdik. Bu yazımda sezonun genel değerlendirmesini yapıp naçizane düşüncelerimi paylaşacağım. Antalyaspor karşılaşmasında önceki maçlarda izlediğimiz Galatasaray’dan çok da farklı bir tablo yoktu. Zaten birçok Galatasaraylı sezonun bir an önce bitmesini istediği için saha içine dönük teknik ve taktik değerlendirme yapıldığını sanmıyorum. Yine de maçta dikkatimi çeken birkaç noktaya değinmek istiyorum. Dizilişte Berkan sola yakın, Taylan sağa yakın gibiydi. Halil forvet arkasında yer aldı. Babel değişerek oynadı. Sezonun genelinde isteneni veremeyen Halil’in özellikle fiziki anlamda takımı ileri taşıdığını düşünüyorum. Oyunu ve topu tutma hususunda ekstra meziyetleri var. Eksikleri de göze çarpıyor ama bunları iyileştirebilirse katkısı çok daha fazla olacaktır. Berkan’ın da son haftalarda yükselen bir ivmesi var. Kimi maçlarda önde kimilerinde altı numara pozisyonunda gördüğümüz Berkan, koşu ve mücadele açısından takımın en iyisi. Bir de sağ ayağını efektif kullanabilirse pozisyon alma ve hızını artırmayla birlikte takıma işlerlik kazandıracaktır. Bugünkü maçta da gördük ki Gomis doksan dakika sahada kalamaz. Hâlihazırdaki kadromuza takviye yapılması konusunda hepimiz hemfikiriz. En az 4-5 kaliteli ismi kadroya katmamız elzem görünüyor. Aksi takdirde şampiyonluk yarışında yer almamız oldukça zor. Tabii bunların yanı sıra iyi bir teknik direktöre de ihtiyacımız var.
Hayallerle Başladık
Hafızaları tazeleyip bir yıl öncesine gittiğimizde küçük bir kitle dışında herkes son derece ümitliydi. Taraftarın istediği bir Başkan ve İmparator Fatih Terim bir araya gelmiş her şey pozitif cereyan etmişti. Burak Başkan müthiş projelerini taraftarlara ve üyelere büyük bir özgüvenle anlatmıştı. Seçilir seçilmez Fatih Terim’le irtibat kurup onu Florya’ya davet etmişti. 2021 yılının haziran ayı Galatasaray adına bayram gibi geçmişti. Ancak devam eden süreçte yaşanan sıkıntılarla beraber onulmaz bir girdabın içine girdik. Burak Elmas transfer sözlerinde yaşanan gecikmelerle ilk falsosunu vermişti. Takımımız Şampiyonlar Ligi’nden elenmiş, ufak tefek serzenişler başlamıştı. Genç oyuncularla sözleşmeler imzalanmış ve yaklaşık 25 milyon avroluk transfer yapılmıştı. Gençleşme harekâtı kapsamında üç yıllık projeksiyonla yola çıkılmıştı. İleriye yönelik hedefler konulduğundan ödenen bonservis bedelleri taraftarı çok da rahatsız etmemişti.
Evdeki Hesap Çarşıya Uymadı
Lig başladıktan bir süre sonra alınan kötü sonuçlarla homurdanmalar başlamıştı. Fatih Hoca sert bir şekilde eleştirilse de Avrupa’daki oyun ve sonuçlar ümit veriyordu. Takımın ligdeki kötü gidişine yönetim içindeki sıkıntılar da eklenince derin ve sarp bir dehlize girdik. Hakemlerin aleni hatalarına karşı pasif kalan yönetim, taraftar tarafından yoğun tepkilere maruz kaldı. Ayrıca içerdeki anlaşmazlıkların dışarıya yansımasıyla beraber bir bölünmüşlük havası yayıldı. Süreç Fatih Hoca’nın görevine son verilmesiyle kimsenin beklemediği bir duruma evrildi. Kaotik bir sezondu ama bu kadarını beklemiyorduk. Yerine getirilen isim hayli tartışmalıydı. Alınan sonuçlar da bunu onayladı. Burak Elmas yönetimi, birçok konuda başarısız bir sınav verdi ve olağan genel kurulda idari açıdan ibra edilmedi. Böylece yeni bir süreç başladı. Galatasaray seçime gidecekti. İşin içine hukuki süreçlerin de girmesiyle seçim tarihi değişti. En nihayetinde 11 Haziran’da seçim yapılması kararı alındı. Hem yönetim hem de teknik anlamda hayli kaotik bir süreç yaşadık. Bugün itibarıyla sezonu noktaladık, adayları netleştirdik ve uzun bir belirsizlik sona erdi.
Kırılma Anı
Genele bakıldığında kargaşayla geçen bir sene yaşadık. Ben, şahsen Fatih Hoca’yla yolların ayrılmasının kırılma anı olduğunu düşünüyorum. Gerek taraftar nezdinde gerekse üyeler içinde bu karara son derece sert tepkiler verildi. Kaldı ki hocanın gönderilme şekli tamamen yanlıştı. O dönem bizler de yazılarımızda hocanın saha içi kararlarını eleştirdik. Tercihlerini, söylemlerini doğru bulmadığımızı belirttik. En azından sezonun Fatih Hoca’nın tamamlanması gerekiyordu. Şayet hoca devam etseydi ve birkaç nokta transfer yapılsaydı Avrupa’da da ligde de çok daha iyi yerlerde olurduk ve bu kadar kötü günler yaşamazdık. Üç yıllık stratejiyle yola çıkıp böyle bir ayrılış hikâyesine gebe kalmayı hiçbir zaman beklemiyorduk. Nitekim o günden sonra Burak Elmas ve yönetimi mütemadiyen istifaya davet edildi. Gelinen nokta hepimizin malumu.
TFF, Kurullar ve Hakemler
Galatasaray bu yıl inanılmaz bir hakem faciası yaşadı. Üst üste 4-5 maçta doğrudan aleyhimize yanlış kararlar verildi. Evet, takım olarak oyunumuz ya da performansımız yeterli olmayabilir ama bu sadece Galatasaray’ı ilgilendirir. Hatırlayın o dönemi. Birçok maçta çifte standart uygulandı. Tüm bunlar bizim motivasyonumuzu bozdu. Koskoca Galatasaray kendisiyle uğraşanlarla zayıf yönetim yüzünden baş edemedi. Sahada katledilen Galatasaray’ı masada da savunamadılar. Kurullarda alınan kararları ve bizlere verilen haksız cezaları da hatırlatmakta fayda var.
Sezonun Olumlu Yanları
Sezonun kazanımlarına bakacak olursak Avrupa’daki başarıyla birlikte Kerem, Marcao ve Nelsson’un tatmin edici performanslarını sayabiliriz. Gruptan namağlup çıkıp Barcelona ile eşleştik. Deplasmandaki maçta yenilmeyerek acaba mı dedirttik. Üstelik içerdeki maçta öne geçtik. Sanırım sezonun en keyifli anlarıydı o maçta yaşananlar. Maalesef üst tura çıkamadık ama Avrupa sahnesindeki performansımız büyük bir heyecan oluşturdu. Avrupa’dan elendikten sonraki süreçte ligde de hedefimiz kalmayınca taraftarlar olarak gençlerimizi seyredelim, alt yapıdaki yetenekli oyuncularımızı izleyelim güdüsüyle hareket ettik. Ancak Torrent gençlere şans vermedi ve büyük bir fırsatı geri tepti.
11 Haziran Seçimi
Galatasaray’daki karmaşık adaylık sürecini geride bıraktık. Seçimlere iki aday katıldı. Metin Öztürk, Dursun Özbek lehine adaylıktan çekildi. Eşref Hamamcıoğlu ise ekibini koruyarak seçimlere girmeye karar verdi. Her iki aday da listelerini sundu. Çoğunluk Dursun Özbek’i favori gösterse de söz konusu Galatasaray seçimleri olunca hiçbir şeyin belli olmayacağını akıldan çıkarmamak lazım. Ben, tüm camiayı birleştirebilecek bir adayın çıkmasını isterdim. Çünkü zor bir süreç bekliyor bizi. Yığınla borç, atılması gereken adımlar, planlanan projeler ancak güçlü bir ekiple halledilebilir. İki adaya da başarılar diliyorum.
Son Söz
Bu sezon Avrupa maçları dışında yüzümüz pek gülmedi. Projelerle, hayallerle ve birtakım planlarla başladığımız sezon, muhtelif nedenlerden ötürü hayal kırıklığı içinde geçti. Umarım yeni gelecek yönetim yapılan hatalardan ders çıkarır. Umarım gençleşme harekâtı devam eder. Galatasaray’ın başarısızlığa alıştırılması ya da bunun normalleştirilmesi kabul edilemez. Dolayısıyla yeni yönetim, iyi bir teknik direktör bulup doğrudan şampiyonluğa oynayacağımız güçlü bir takım oluşturmak zorunda. Elbette mali disiplini de elden bırakmamak gerekiyor. Önümüzdeki sezon her şeyin çok daha güzel olmasını temenni ediyorum. Her türlü sonuçtan bağımsız bizim Galatasaray sevdamız ilelebet sürecektir. İyi ki Galatasaraylıyım!
Burhan ALSAN
Twitter: https://twitter.com/BurhanAlsan
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!