Galatasaray bu sezon _maçtan maça ya da bir maç boyunca_; çok sert iniş ve çıkışlar gösteren, performansında istikrar sorunu yaşayan bir takım oldu. Mesela hızlıca Trabzonspor maçını hatırlarsak, Trabzonspor’u boğmuş, ilk yarı pas yüzdesi % 71 – % 29’a gelmiş ama bir bakıyorsunuz ki Galatasaray zincirleme hatalarla gol yiyebiliyor ya da yine oyun üstünlüğünü elde tutarken Trabzonspor bir gol kaçırmasa maçı 1-2’ye getirecek golü yiyebilecek noktaya geliyor. Yine benzer şekilde _hakemin katkısı da olsa_ Fenerbahçe maçı da bu şekilde oyun üstünlüğü ile devam ederken 2-0’dan 2-2’ye gelmişti. Başka bir takım olsa bu oyun üstünlüğü kurduktan sonra rakibinin sinirini bozar, top göstermez ve farkı açar. Ama Galatasaray bunu yapamıyor. Ya çılgınca saldırıyor ya da rakibi maça ortak edecek hatalar yapıyor.
Bunun yanında özellikle deplasman maçlarında önde basan ve hızlı oyuncuları olan takımlara karşı da çaresiz duruma düştüğü çok maç var. Bugün de Kasımpaşa maça önde baskı yaparak ve özellikle Trezeguet’in hızlı hücumlarıyla başladı. Bu atakların birinde kazanılan serbest vuruşu Muslera kapattığı köşeden yiyince oyun 1-0’a geldi. Eğer bugün maç kazanılmasa Belhanda’nın barajdaki gamsız duruşu ve Muslera’nın hatalı barajı ile koruduğu köşeden golü yemesi çok konuşulurdu. Golden sonra Kasımpaşa hızlı ve tehlikeli ataklarını sürdürdü. Yine sıkıntılı bir deplasman olacak diye düşünürken; barajın “gamsızı”, Trabzonspor maçının “yıldızı,” Benfica maçının “kayıbı” Belhanda harika bir gol attı. Galatasaray beraberliği sağladıktan sonra Kasımpaşa bir daha reaksiyon gösteremezken; Belhanda’nın asistinde Feghouli’nin golüyle de öne geçti. Bu dakikadan sonra Kasımpaşa bir daha devreye girmedi. Galatasaray oyun üstünlüğünü koruyarak farkı açtı.
Benfica ile Alanyaspor maçlarını ve Ankaragücü ile Trabzonspor maçlarını düşününce bu maçtaki sevincin çok uzatılmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü takım nezdinde en ufak rehavetin bile ciddi sıkıntılar doğuracağını düşünüyorum.
****
Benfica maçını yazarken ve sonrasında Galatasaray’ın inişli çıkışlı trafiğini yok etmesi için farklı bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyordum. Galatasaray sahada en gerekli zamanlarda sakin oynamayı beceremiyordu. Ndiaye çılgın savunma ya da çılgın hücum etme dışında planlara sahip değil; pas trafiği zayıf, şutu ve asisti yok denecek kadar az; bunun dışında ölüm kalım müdahaleleriyle de karta çok yakın oynuyor. O’na istikrarsız Belhanda ve Feghouli olumsuz eşlik ederse, üstüne bir de Onyekuru her topu tek başına sürmeye kalkarsa ortaya Benfica maçı benzeri oyunlar çıkıyor. O yüzden son üç sezondur yavaş oynadığı için eleştirdiğimiz Selçuk İnan gibi gerektiğinde oyunu sete çevirecek, ceza sahasına girmeyi sağlayacak bir oyun aklına ihtiyaç vardı. Bunu yazmak biraz acı verici ama elde orta saha anlamında sezonun bu evresinde denenecek çok fazla alternatif yok. Galatasaray sözleşmeli oyuncusundan verim alması gerekiyorsa mutlaka almalı.
Nihayetinde Fatih Hoca, Selçuk İnan’a şans verdi. Kasımpaşa’nın zayıflığının ne kadar katkısı var bilmem ama Selçuk bugün maça dokunanlar arasındaydı. Selçuk’un iyi performansında Luyindama ve Marcao’nun savunmayı ileride kuruşunun etkisi de vardı bence. Böylece fiziksel sıkıntılar çeken Selçuk İnan daha kısa mesafelerde koşmak zorunda kaldı. Bunun dışında iki stoperden özellikle Marcao’nun geriden çok iyi oyun kurmasının katkısı büyük olduğunu düşünüyorum. Marcao gibi bir stopere sahip olsaydı sanırım biz Tudor’u iyi hoca sayabilirdik 🙂
Skora Rağmen Sıkıntılar Var
Bu maçın skorunun 2-1’e ulaştığı andan itibaren Kasımpaşa maçtan koptu. Devamında Ali Sami Yen’de santrforsuz da olsa farklı skor aldığı maçlara benzer ataklarla farkı arttırdı. Bu ataklara ne Diagne dahil olabildi ne de Diagne dahil edilebildi. Periyot zorlaştıkça bu durumu taşımak zorlaşacak. Bir an önce Diagne’nin dahil olduğu bir plan devreye girmezse gelecekte sıkıntılar doğabilir. Diagne transferinin en kabul gördüğü şey lige uyum sorunu yaşamadan golleriyle katkı verme beklentisi olmuştu. Sanırım Diagne’nin fiziksel sıkıntısı yanında takım arkadaşlarıyla ortak bir frekansın oluşmamasının da etkisi var. Takımın sağ tarafından bu katkının yavaş yavaş geleceğini düşünsem de Onyekuru’nun oyun stilinin bu işi zorlaştıracağını düşünüyorum. Diagne’nin her ne kadar performansı tartışılsa da potansiyeli ile stoperlerin dikkatini toparlamasının zaman zaman diğer arkadaşlarını rahatlattığını yazsak abes olmaz sanırım.
Bugün özellikle Marcao, Belhanda, Feghouli ve Selçuk İnan’ın performansını çok olumlu buldum. Donk ve Luyindama’da onları çok iyi desteklediler. Uzun süren sakatlık periyodu sonrasında yeni takımıyla ilk kez ilk on bir oynayan Emre Taşdemir’i de tebrik ederim. İlk on bocalama dakikasından sonra Galatasaray’ın sevdiği hücumcu bek görüntüsünden esintiler verdi. Gereksiz şutları şu an düşünmese daha iyi olur. Galatasaray taraftarına bir golle kendini kabul ettirme fikri yerine oyununa odaklansın, gereken şansları ve sevgiyi bulacaktır.
Benfica Maçına Doğru
Galatasaray’ın tüm bu inişli çıkışlı performansının Lokomotif Moskova maçı hariç hiçbir Avrupa maçına çıkış performansı olarak denk geldiğini görmedik. Bunda Avrupa takımlarına karşı fizik ve kondisyon açısından sıkıntılar yaşamak, savunmada sürekliliği yakalayamamak ve yüksek yaş ortalamasının katkısı büyüktü. Şimdi savunma yeni yeni oynasa da belli bir istikrarın yanında dinamizm de kazandı. Ancak Avrupa maçları için bu sefer sıkıntı orta saha organizasyonları, Henry’nin B plansız oyunu ve Diagne’nin sürece dahil olmaması. Fernando’nun yerine Donk’un olması ve eğer devam ederse Selçuk hamlesi orta sahada farklı bir oyun ortaya çıkarılabilir. Bir diğer müdahale de Henry’e olmalı. Sanırım Henry, Fatih Hoca’ya göre şu an için alternatifsiz ama bu oyun anlayışında bir değişiklik yapmazsa Avrupa’da O’nun kaptırdığı toplardan kaynaklı ciddi fiziksel yük binecek takıma. Bu konuya mutlaka müdahale edilmeli. Sonrasında da Diagne’nin devreye girmesini umarak Avrupa’da devam etmenin sevincini yaşamayı dilerim. Ayrıca Muslera’nın da maça olumlu damga vurmasını yürekten istiyorum.
Sonsöz
Her ne kadar Kasımpaşa zayıflamış bir ekip olsa da deplasman galibiyeti önemli. Hele ki zayıf Akhisarspor maçı gibi maçlarda hem oyun hezimeti hem de üç puan kaybını hatırlarsak … Artık mart ayına giriyoruz. Mart ayları her zaman ciddi kırılmalara gebedir. Galatasaray çok zorlu bir fikstürde ilerlerken rakiplerinin de lig fikstürü çok şeye gebe. Galatasaray önümüzdeki süreci çok iyi yönetmeli. Avrupa’dan gelecek olası bir başarı ligdeki moral seviyesini yükseltecektir. Ancak olumsuz bir sonuç olursa bunu iyi yönetip gelecek süreci olumsuz etkilemesinin önüne geçmeli. Lig Galatasaray’ın sevdiği noktalara gelmeye başladı. Önümüze gelmek üzere olan fırsatları kaçırmayalım. Benfica maçında bir tur yazısında buluşmak dileğiyle.
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Yeni açtığımız ana hesabı takip edin ve gücümüze güç katın: https://twitter.com/3numaraliuyecom