DAYAN GALATASARAY…
Geride bıraktığımız can sıkıcı haftaya ilişkin olarak çok fazla teknik taktik konuşmak, hem kendimize, hem de sarı kırmızı renklere gönül vermiş Galatasaray sevdalılarına haksızlık olur herhalde.
Üstümüze oynanan oyunlara ve sırtımızdan bıçaklamak için namertçe bekleyen Galatasaray düşmanlarına karşı en güzel cevabı, aslan gibi karşılarında durarak, doğruları yazarak, konuşarak, yüzlerine haykırarak, hakkımızı sonuna kadar savunarak söylemeli, meydanlarda, sahada, gazetelerde, sosyal ortamlarda her mecrada sonuna kadar haykırmalıyız…
Geçtiğimiz senelerde de üstümüze birçok kez oynanmış ama bu kadar açık şekilde katledilmemiştik. Sezon başında, Akhisar kupa maçında ki bozuk zemine verilen maçla birlikte başlayan terbiyesizlik, yine bozuk zeminli Yenikent ASAŞ Stadı’nda oynanan Ankaragücü maçıyla devam etmişti. Ekmek parası ve takımının başarıları için mücadele eden oyuncuların sakatlanması veya iyi futbolun güzel zeminde oynandığı gerçeğinin T.F.F tarafından önemsiz olması sezonun ilerleyen günlerinde de ortaya çıkacak sıkıntıların baş göstergesiydi.
Nitekim bu durum, Yeni Malatya deplasmanıyla devam etti. Demirören’in tetikçilerinden Halis Özkahya görevini yapmış, 2-0 yenildiğimiz maçta takımın en önemli oyuncularından, sarı kart sınırında yer alan Mariano’ya hiç alakası olmayan bir pozisyonda kart göstererek Fenerbahçe derbisi öncesi takımı eksik bırakmıştı.
Sakatlıklardan ve formsuz oyunculardan canı yanan takımımız, tetikçi Halis Özkahya sayesinde önemli bir oyuncusunu daha kaybederek Fenerbahçe derbisine çıktı. Arkasına aldığı seyirci desteğiyle birlikte de rakibi karşısında 2-0 önde geçti. Sonrasını hepimiz biliyoruz zaten. Bir başka tetikçi Fırat Aydınus’un Alper Potuk’a göstermediği kırmızı kart, uyduruktan verilen bir penaltı, yine Serdar Aziz’e çalınmayan penaltı, Onyekuru’nun faul pozisyonu ve yanlış taç kararıyla gelen ikinci gol sonrası ortalığın karışması…
Buraya kadar namertlerin planları tam da istedikleri gibi ilerliyor, tetikçi Halis ve Fırat sayesinde takımımız bir kez daha eksik bırakılarak sahada mücadele etmemiz engelleniyordu. Ya sabır diyerek evimizde oynayacağımız Konya maçına konsantre olduk. Nihayet hafta sonunun başlangıcı cuma günü gelmişti. Sakatlıktan dönen Fernando, Nagatomo ve Eren her ne kadar sarı kırmızılıları sevindirse de, nasıl bir performans sergileyecekleri kafalarda soru işaretiydi. Maçın ilk 11’i açıklandığında Nagatomo’nun yedek, Fernando ve Eren’in ilk 11 de olduğunu gördük. Bir hayli eksik, formsuz ve sakatlıktan çıkan oyuncularla sağlı sollu saldırmamızı kimse beklemiyordu. Devre arasına sayılı haftalar kala beklenen tek şey, masa başında üstümüze planlar kuranların düşüncelerini suya düşürmek ve alınacak üç puanla önümüzdeki dört haftaya umutla bakmaktı. Eksik kadroyla oynadığımız kontrollü oyunun meyvesini, rakibin kendi kalesine attığı golle almaya başladık. Allah’ın adaletidir ki, golü kendi kalesine atan oyuncu, altyapımızdan çıkmasına rağmen her oynadığı takımda Galatasaray aleyhine konuşmayı alışkanlık edinen, seyirciyi tahrik eden Uğur Demirok’tu.
Skor üstünlüğüyle kontrollü oyunumuza devam ederken, Galatasaray düşmanlarının kurguladıkları oyun bir kez daha kapımızı çalacak ve atanmış tetikçi Hüseyin Göcek sayesinde bir kez daha sahada katledilecektik. Serdar Aziz tertemiz bir müdahaleyle topu Skubic’in ayağından almış, rakibin ayağı kırılmışcasına yerde kıvranmasıyla birlikte Hüseyin Göcek isimli şahıs penaltı noktasına gitmişti. Ne tesadüftür ki, herkese ” VAR ” iken bize ” YOK” olan var odasının başhakemi bilin bakalım kimdi? Malatya maçında haksız yere Mariano’ya kart göstererek olayların ilk fitilini yakan Halis Özkahya.
Ekran başında maçı izleyip taraflı tarafsız herkesin penaltı değil yorumunu yaptığı bir ortamda, maçın hakemi Hüseyin Göçek pozisyonu izlemek için ” VAR KAMERASINA” bile gitmedi. Tartışmalı pozisyonlarda ” VAR ODASININ” mutlak suretle gösterilmesi gerektiği bir uygulamada, yayıncı kuruluş görevini yapmış ve tartışmaya kapalı bir pozisyon olmasına rağmen ” VAR ODASINININ” içini göstermeyerek işini sonlandırmıştı. Bu da nasıl bir düzenin içinde olduğumuzun açık kanıtlarından biriydi. İşin sonunda sahtekar Skubic’in ayağından golü yedik ve kendi sahamızda iki puan daha bıraktık.
Bugünkü Göztepe – Başakşehir maçı ligin gidişatını daha da netleştirecek.
Bizim kötü bir kadromuz yok ama sakatlıklar, formsuz ve cezalı oyuncular yüzünden bir türlü istenen takım ve sistem kurulamadı. Devre arasına kadar yukarıdan kopmadan, koparılmadan ilerlersek yapılacak takviyeler, sakat ve cezalı oyuncuların aramıza geri dönmesiyle çatır çatır oynayarak rakiplere ligi dar edebiliriz. Üstümüze oynayan Galatasaray düşmanları bunu bildiklerinden dolayı, ilk yarı sonuna kadar yukarıyla olan puan farkını açtırıp bizi dibe çekerken alttan da Beşiktaş ve Fenerbahçe’yi yukarı ittirmeyi hedefliyorlar. O yüzden tahriklere kapılmadan, sahaya, tribünlere, medyaya, sosyal ortamlara yüreğimizi, kalemimizi, dimdik aslanlar gibi duruşumuzu koyarak savaşmalıyız.
Son olarak bir iki kelam da Başkanımız Sayın Mustafa Cengiz’e ederek cümlelerimi sonlandıracağım.
Sayın Başkanım; iyi niyetinizden, uyumlu çalışma sisteminizden, Galatasaray’ı düzlüğe çıkartma çabanızdan yana şüphemiz yok, şahsım adına da asla olmadı. Lakin; sizi sürekli sırtınızdan bıçaklamaya çalışan rakiplere karşı da şiir okuyarak karşılık veremezsiniz. Olaylar koptuktan sonra yaptığınız, yapacağınız açıklamalarda bir işe yaramaz, yaramayacaktır maalesef. Can Yücel ustanın da dediği gibi, ( ….. …… demeli bezen)
Konya maçı sonrası, yönetim kurulunu toplayarak yaptığınız en son açıklamayı en başta yapacaktınız. Yaptığınız açıklama sonrası, istenilenlerin olmaması durumunda, eylem planının ne olacağını söyleyip namertleri açıkça tehdit edecektiniz. Neyse ki, hangi tayfayla nasıl savaşacağınızı biraz da Fatih Hoca’nın ittirmesiyle görmüş oldunuz. Umuyoruz ki, bundan sonra yapacağınız açıklamalar eylem niteliği taşır ve milyonlarca sarı kırmızılıyı arkanıza alırsınız.
Sayın Başkanım; aile nedir? Aile her şeydir. Bir ailenin babası varsa, Sarı Kırmızılı camianın en tepesinde yer alan kişi olarak bu ailenin de babası sizsiniz. Aileyi karşınıza değil, arkanıza alın. Ancak o şekilde sırtınız sağlam olur ve ancak o şekilde aile ayağa kalkar…
Bunu anlamanız için umarım geç kalmamışsınızdır ve umarım bundan sonrası için ailenin babası olduğunuzu unutmazsınız.
Sabırla, inatla ve gururla, dimdik savaşarak bu cenderenin de içinden çıkacağız.
Güzel günler göreceğiz çocuklar,
Motorları mavilikleri süreceğiz,
Çocuklar inanın, inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz, güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz,
Güzel günler göreceğiz, güneşli günler.
DAYAN GALATASARAY…
Umut COŞKUN
Twitter: https://twitter.com/emana312
3 Numaralı Üye’nin notu: Yeni açtığımız you tube kanalımızı ziyaret edin. Videoyu beğenip, abone olun. Ayrıca Galatasaray’a bizimle birlikte dokunun! ⇓ ⇓ ⇓
Ayrıca yeni açtığımız ana twitter hesabımızı: https://twitter.com/3numaraliuyecom hesabımızı takibe almayı unutmayın!