Galatasaray, bu ligin doğal lideridir. Ayrılık da sevdaya dahil makamında, taraftarlarını Galatasaray için oldukça uzun sayılabilecek bir süre bu koltukta görmeye hasret bırakmış olmasına rağmen, işte yine lider koltuğunda… Hem de nasıl bir fırtınadan sonra..
Gelin buradan başlayalım; tarihe şöyle en tepeden, liderlik koltuğundan bakalım.
Sosyal Medya goygoyuyla seçim kazanan ve fakat herşeyin en iyisini kendilerinin bildiğini sanan, kulübün efsanesi Fatih Terim’le didişme raddesinde ham ve tecrübesiz bu EKİP, ahlaken çöktü en evvela! Sen, KADIN hakkında ettiği kabul edilemez lafları cacıktan bir özürle geçiştirip “biz bir tayfayız” kafasıyla Galatasaray ahlâkını ve ananelerini yerle bir eden bir vurdumduymazlık içine giriyorsan, bir de “Ben Galatasaray başkanıyım! Galatasaray başkanı benim!” diye tutturup, bu gemi bizim kafasında takılıyorsan, seni de tayfalarını da denize dökerler. Döktü de zaten Galatasaray camiası taraftar, üye, sempatizan el ele verip.
Fatih Terim ile yolların ayrılması konusuna gelirsek, geçen sene yazmıştım, “hayal taciri derler hocam” diye. İhanete uğradığını göre/bile, son gün bile proje/sabır diyerek o yönetimin arkasında durma gayreti, trajik hatasıydı.
Burada hocayı anlayabiliyorum: bir baba/oğul ilişkisi gibi gördüğü, yıllara dayanan birlikteliğe inandı, Burak Elmas’a bir şans tanıdı, hatta kredisini bile kullandı ve başkan seçilmesinde rol oynadı. Ne var ki daha ilk gün yüzleştiği gerçeği, zafer şımarıklığı olarak düşündü belki bilemem ama içine attı. Her geçen gün birikti içe atılanlar, acemilik dedi, pişerler dedi, laf geçiremedi belki. Lakin, İtalya’da masa devirip kalkan Terim susarsa, kendi olmaktan çıkar. Çıktı da zaten! Baba/Oğul ilişkisinde ihanet hissini kabullenemedi aile babası Fatih! Bütün dengeleri darma duman oldu, kontrolü kaybetti teknik direktör Fatih! Bir tek Avrupa havası İmparator’u kendine getirdi, İstanbul’da ise, cehennemde gibiydi. Sonunda kıyamet koptu tabi!
****
Galatasaray, tarihinin belki de en büyük kriz dönemini yaşadı. İçine hiç düşmediği bir kaosa sürüklendi. Hem ekonomik olarak, hem sportif olarak, hem camia birlikteliği ve barışı açısından yerle bir olmuş halde, düşme ihtimali konuşulan haftalar yaşadı camia, bunun ağırlığı altında ezildi ve travmatik bir hale geldi.
İbra, seçim, mahkeme, iptal, yeniden seçim, aday kim, seçim olacak mı, falan falan falan… Yılan hikayesine dönen, korku tüneli gibi bu süreçte, herbir Galatasaraylı şaşkın olduk. Kızdık, söylendik, gerildik.
Sonunda camia bir refleks ortaya koydu. Dursun Özbek-Erden Timur-Metin Öztürk iş başına geldi. Bir yandan ekonomik ve bürokratik mecburiyetleri hallederken, bir yandan da -geç/erken ayrı konu- tarihi kalitede transferler ile bir #GALAktikos hayal ettirdi. Büyük başarıdır. Yönetim, taraftarın teveccühüne mazhar olmuştur artık. Hele reklam kokmayan hareket tarzı, yıllar sonra Adnan Polat’ın idmanda ağırlanması ile camia barışına ve kucaklaşmaya hizmet etmesi, şeffaf ve saygın duruşları başkan ve yöneticilerimizi taraftarın gözbebeği haline getirdi bile.
İşte bu Galatasaray doğal liderdir. Geçen sene yazdığım gibi, her çöküş sezonunun ardından kükremiştir Galatasaray. O yüzden şaşmamak gerek liderlik koltuğunda oturmamıza.
Liderliği daha hiç gol yememiş lig liderini alt ederek almak da Galatasaray’ın şanına yakışandır. Çok beğendiğim bir Teknik Direktör olan İlhan Palut’un TD Takımı Konyaspor kalitesini çoktan ispat etmiş bir ekip. Form durumu da ortada. Bu arada, ileride İlhan Hocayı bir büyük takımın başında görmeyi çok isterim. Nasıl bir performans çıkaracağını merak ediyorum doğrusu.
Konyaspor bu denli istim üstündeyken, Galatasaray ise transferlerini bile anca yeni tamamlamış, tepeden tırnağa daha yeni yapılanmakta olan, kriz sonrası olağanüstü hal şartları altında…
Maça hangi 11 çıksa, kimse şaşırmazdı 🙂 Öyle de bir geçiş evresindeyiz. Hocamızın ligi buraya kadar getirdiği kadroya saygı duyarak bozmak istememesini anlayışla karşılıyorum. Çok saygıdeğer bir tercih. Forma adaletini ve takım ahengini, popülizme, amiyane tabirle tribünlere oynamaya tercih etmediği için doğrusunu yaptığını düşünüyorum Okan Buruk’un. Zaten maç önü konuşmasında aslında başladığı 11’e değil, maçı bitireceği 11’e dikkat çekmek isteği vardı hocanın.
Maç, tam da başlaması gereken gibi başladı. Herkesin hayalini kurduğu şeyi yaparak başladı takım. Dakika 1, gol 1!
Ama bu takıma yaramadı. Golden sonra fişi çekilmiş gibi durdu. Devre arasında, “1-0’ı kötü oynadık. Bekledik resmen. Beklersen gol atarlar. Gomis’le başlanmaması gerektiğini söylemiştim, tam da söylediğim şekilde nedeni anlaşılmıştır sanırım. Orta saha için de sadece Lukas bu maç yetmez demiştim. Değişikliklerle bu maçı alırız.” diye twit attım (https://twitter.com/KuzgunNogay/status/1570836569703186433?s=20&t=9g_-9e6EAFVoywe20WUnbg)
İkinci yarı, son yarım saat kala, sakatlıktan çıkmış ve yeni gelmiş oyuncuların kondisyon olarak yeterli süreleri zarfında planlanmış olduğu belli değişiklikler ile değişen oyunumuz ise, etkili idi. Konya gibi bir takımı, kendi oyununa mahkum hale getirdin ve neredeyse tamamen etkisizleştirdin. Golü de koparıp aldın.
Okan Hocanın maç sonu açıklamasında dikkat çektiği üzere dinamizm eksikliği olmasaydı, çok daha erken ve farklı koparabilirdik…
****
2-1’i de iyi oynadığımız söylenemez. Hele kalesinde kaleci olmayan, 10 kişi kalmış bir takıma golü atıp fişi çekmek zorundasın. Burada da sonradan girenlerin antrenman eksiği, maç tecrübesi ve birlikte oynama alışkanlığı olmaması, doğal olarak ilk heyecan halinde olmaları mazereti oldukça geçerli bir hal alıyor.
Zaten bu şartlar altında bile kazanmayı bildiği için doğal liderdir Galatasaray!
Şimdi önünde sanki kamp gibi bir süreç var ve Okan Buruk da rahatsızlık duyduğu yerlerin tespitini yapmış olarak bu fırsata işaret etti maç sonu. 30 günde sadece 1 resmi maç oynayacağımız harika bir zaman dilimi… Takımın kaynaşması, 11’in oluşması, oyun planlarının geliştirilmesi ve üstüne çalışılması açısından mükemmel olacak.
Bugün liderlik koltuğuna oturarak sahneden çekilen Galatasaray’ın geriye zımba gibi döneceğine inanıyorum ben. Galatasaray pençesini liderliğe attı bir kere! Geçmiş olsun! Herkes bilir, MAYISLAR BİZİMDİR!
Cumhuriyetimizin 100ncü yılı 1923’te #Hedef23
Yolumuz, şampiyonluk yolu.
Yaşasın Galatasaray!
Twitter: https://twitter.com/KuzgunNogay
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!