Dominant Galatasaray
Müthiş stresli geçen bir haftanın akabinde bir o kadar keyifli bir maç yaşadık.
Oynadıkları futboldan daha fazla saha dışı ile gündeme gelen iki ilginç figürüyle öne çıkan Trabzonspor son yıllarda gördüğümüz en silik, ruhsuz ve çekingen hali ile sahadaydı. Tabi bu Galatasaray’ın dominant futbolu ve önde baskısı ile de doğru orantılı bir durum.
Maçın taktik analizi
Galatasaray alışık olduğumuz düzeniyle, sahada olabilecek en iyi 11 ve en muazzam dizilişi ile karşımızda idi. Fatih Hocamızın en iyi savunma hücumdur mantığını sahaya yansıtarak henüz maçın başında Trabzonspor savunmasını kendi ceza sahasının içine kadar itmeyi başardı.
Baskılı oyununu rakibine kabul ettiren takımımız, Trabzonspor’un üzerinde en fazla çalıştığı, “savunmadan topla çıkarken doğru şekilde çıkma ve top kaptırmama” tedbirini öndeki muazzam iştahlı baskısıyla kırdı.
Maçın başında Feghouli’nin takipçiliği, Mariano’nun baskısı ve Trabzonspor savunmasının refakatçiliği neticesinde direkt 1-0 önde başladı.
Galatasaray’ın, Fatih Hocamız geldiğinden beri en iyi yaptığı şey, futbol ve saha dışı faktörlerden mümkün olduğunca uzak durma, rakibi saha içerisindeki baskılı ve arzulu oyunu ile psikolojik baskı altına alma konularında her geçen hafta üzerine koyarak ilerliyor.
Hoca, eski dönemlerinin aksine herhangi bir “kötü” sürprize mahal vermeyecek muazzam taktiksel ve bireysel analizler ile sahaya sürüyor takımını.
İkili oyunlar, kanat etkinliği, bekleri oyuna dahil etme, Maicon ve Serdar ile oyunu dikine açmaya çalışma, oyunun sıkıştığı anlarda Belhanda, Feghouli ve Garry ile içeri kat ederek oyunu enine genişletme gibi tahmin edilebilir olmayan modern futbolun gerekliliklerini bu maç özelinde muazzam seviyede başarı ile sergiledik.
Kısa kısa mevkiler
Savunma:
Okurken sizlere espri gibi gelebilir fakat Serdar – Maicon ikilisi bugün takım konumlanması şablonunda (şekil 1 ve şekil 2’yi karşılaştığınız) dahi Burak’ı ofsayta düşürdü. Şekilde görüleceği üzere orta sahaya kadar sıkça açılarak takım boyunu kısalttılar.
Uzun yıllardır orijini bek olan belirli kalitenin üzerinde iki bek aynı anda ilk kez forma giyiyorlar. Mariano tekniği, oyun bilgisi, baskısı, ortaları ve nokta pasları ile çıkarken, Nagatomo ise kısacık boyuyla çıktığı kafa topları, inatçı yapısı, her daim bindirme için fırsat kollamasıyla takımın savunmadaki emniyet sübapları ve de hücumda oyunu genişleten çok kıymetli iki isim
Orta saha:
Hocanın takım içinden iki transferi Donk ve Selçuk takımı ayakta tutan en önemli figürlerden diyebiliriz. Son dönemde her ikisi de istenmeyen adam ilan edilen bu iki isim, geçtiğimiz Tudor döneminde herhangi bir taraftarın fantazi 11’lerine dahi almayacağı İkili şu anda takımın temposunu, pas durumunu ve savunma pozisyonunu ayarlayan en önemli takım unsurları. Belhanda ise modern bir ofansif orta sahadan çok daha fazlası. Verdiği mücadelesi, önde presi başlatan isim olması, tekmeye kafa sokması, riskli ama izlemesi keyifli driplingleri ile kendine has farklı bir seyir zevki oluşturuyor.
Hücum:
Feghouli bu maç ekstra arzusu, takipçiliği ve hırsı ile göze çarptı.
Garry ise ekstra motivasyonun olumsuz yansıdığı isimlerden birisi. Çok fazla şey yapmaya çalışmak dolayısıyla çok efor sarf ediyor ve en sağlıklı düşünmesi gereken noktalarda aceleyle ve yüksek nabızla bitirmeye çalışması eksi hanesine yazılıyor. Fakat her ne olursa olsun Gomis ile üst düzey bir uyumları var. Ve hem set oyununda hem hızlı ayaklarda kontrol edilmesi güç bir tehdit.
Gomis: Onu anlatacak kelime bulamıyorum. Saha içinde gollerin, saha dışında gönüllerin kralı. Her pozisyonda ikili üçlü sıkıştırmaya uğramasına rağmen müthiş fiziksel gücü ve zekası ile alamadığı topları dahi doğru kullandırmadı.
Rakip Trabzonspor için de birşeyler söylemek istiyorum. Son zamanlarda meydana çıkan garip Galatasaray nefretinizin sebebi nedir? Bir iki provokatör futbolcunun yönlendirmesi ile hareket edecek bir camia mıdır Trabzon? Saha dışındaki aktifliği saha içine yansıtmadığınız sürece sonuçlar hep üç ihtimalli olacaktır.
Mali Genel Kurul
Cumartesi günü yaşanılan mali Genel Kurula kadar acizane oldukça ciddi mücadele verdik. Geleceğin Takımı için düşündüğümüz, inandığımız doğrular ekseninde “#inanedinibraetmeyin” dedik. Bu bizim demokratik fikir beyanımızdı. Oldukça makul talepler üzerine bina edilmiş bir muhalif fikir yapısı diyebiliriz. Genel Kurulda da ciddiye alınmış olacak ki, bizim gibi gönülden Galatasaray’ı sevmek ve yaşamak dışında herhangi bir yetkisi ve etkisi olmayacak olan insanların zihinlerindeki fikirler olumsuz anlamda da olsa kürsüye taşındı. Bu Galatasaray için büyük bir iştir, nitekim şimdiye dek yapılan icraatlarda taraftarın varlığından haberdar değillerdi.
Umarım ilerleyen yıllarda en az taraftar kadar demokratik teamüllere sahip Genel kurullar izleme şansına sahip oluruz.
Kulüpler taraftarsız sadece birer dernektir. Onlara bu büyük tarihlerini kazandıran olgu, taraftarlardır. Kendini Galatasaray’ın sahibi gibi hayal etmek elbette mükemmel bir hazdır. Lakin hayaller ile amel edilmez.
Gruplaşmalardan sıyrılmış, Avrupa’yı titreten, hakkını yedirmeyen, insanların ancak ve ancak hizmet etmek için görevlerine talip olduğu Büyük Galatasaray Spor Kulübü’nün taraftarı ile el ele yükselişini izlemek temennisi ile…
Şekiller:
Şekil 1. Galatasaray’ın oyuncu konumlanması
Şekil 2. Trabzonspor’un oyuncu konumlanması