Hani filmlerde olur ya kötü adamlar kahramanı alt ederek, kazandıklarını düşünüp şov yaparken kahramanımız birden haykırarak ayağa kalkar ve kötü adamları alt eder. İşte Muslera’nın dönüşü bana tam da böyle hissettirdi. Bugünün en önemli olayı ne atılan altı gol ne de alınan rahat galibiyetti. Bugünün olayı, Galatasaray’ın hâlâ futbol oynayan, yaşayan efsanesinin dönüşüydü. İnsanlar çoğu zaman sevdiklerinin kıymetini yanı başındayken bilemez. Genelde kaybettikten sonra ne kaybettiklerinin farkına varabilirler. Bizler Muslera’nın yokluğunda sadece bir şampiyonluk kaybetmemiştik. Futbolun adaletini, bile isteye bozmaya çalışanları bile şaşırtacak tanrısal dokunuşlar yapan bir Spartaküs’ü kaybetmiştik. Şimdi Muslera’nın öncülüğünde bizim olanı geri alma vaktidir!
Maça Dönersek
Fatih Hoca genelde kötü hatalardan sonra oyuncuyu kazanma yoluna gider. Geçen hafta maçın iyi ama şanssız ismi Luyindama’yı bugün sahaya sürer diye düşünmüştüm ama sanırım Muslera’nın da güvenliği için Donk’u tercih etti.
Galatasaray maça hızlı ve kafa karıştırıcı bir şekilde başladı. Arda’nın henüz maçın başında kendini sağ kanada atması ve sahalara dönen Feghouli ile Belhanda’yı da yanına alarak bir baskı kurması Denizlispor savunmasının dengesini bozdu. Denizli oyuncuları kim, nerede oynuyor henüz anlayamamışken maç 2-0’a geldi. Bu skordan sonra maç tamamen Galatasaray’ın kontrolüne geçti ve Galatasaray zorlanmadan 6-1 gibi şık bir skorla 3 puana sahip oldu. Takımın zayıf olmasından bağımsız Galatasaray’ı iyi kılan şeyler vardı bugün.
- Öncelikle Feghouli’nin dönüşü takımın resmini tamamen değiştirmişti. Feghouli varken; Marcao ve Taylan’ın yükleri oldukça azaldığı gibi Belhanda’nın bir iyi, bir kötü halinin ihtimalini iyi lehine arttırıyor.
- Babel’in bu sene en iyi performans gösterdiği mevkiinin santrfor pozisyonu olduğunu defalarca yazmıştım. Fatih Hoca Babel’i sadece bu pozisyonda değerlendirmeli. Yaşı gittikçe ilerleyen Babel artık bir kanat oyuncusunun alacağı sorumlulukları alamıyor. Sol kanadı enerjisine göre kullanırken takıma da fren oluyor. Oysa santrfor pozisyonunda tüm oyun bilgisini, zekâsını konuşturarak takım arkadaşlarının da performansını arttırıyor.
- Son olarak Muslera’nın yani efsanenin dönüşü… Aylarca oynamasa da tüm oyuncular O’na müthiş bir güven duyuyorlar. Kaleyi güvende hissettiklerinde daha çok hücum düşünebiliyorlar. Belki de bugün normalden fazla pozisyon vermemizin kaynağı da budur. Muslera varken sıkça izlediğimiz geri pasları da Taylan ve Marcao sayesinde atmayacağımızı varsayarsak takımın çehresinin çok olumlu etkileneceğini düşünüyorum.
Galatasaray’ın kazandığı ve iyi oynadığı dakikaların bir şablonunu çıkarırsak; Marcao, Taylan ve Feghouli’nin sahada olduğunu görürüz. Galatasaray’ın kötü oynadığı maçlara bakarsak Etebo, Ömer Bayram ve Luyindama’nın sakatlıktan döndüğü haftaları buluruz. Diğer oyuncular da sahada bulunan kişilere göre iyi ya da kötü gözüküyorlar. Fatih Hoca’nın elindeki kadroyla yapacağı şey bu iyi üçlüyü sürekli sahada tutmak. Ve mümkünse araya Etebo ve Ömer Bayram gibi takım resmini değiştirecek oyuncular sokmamak. Özellikle Etebo’nun hem on bir hem de sonradan oyuna girdiğindeki performansı çok kötü. Ömer Bayram’ın en azından sonradan girdiğinde etkili olduğu maçlar oldu.
Galatasaray takımı ne zaman –bu takım çok sıradan, transfer olmazsa yürümez– diye düşünmeye başlasa, sahada yine bu üçlünün olmadığını görür. Yani aslında eksik olan kadro değil. Geniş kadroda oyun planı açısından Marcao, Taylan ve Feghouli’nin alternatifsiz oluşu. Transfer yapılırken bu göz önüne alınırsa hem bazı maaş yüklerinden kurtulabiliriz hem de transfer sürecini daha az parayla halledebiliriz.
Hayal Kırıklığım
Maç farka gitmiş. Sahada korunması gereken oyuncular var. Kenarda tabela kalkıyor ve Etebo ile Ömer ikilisini görüyoruz. Öyle bir hayal kırıklığı yaşadım ki anlatamam. Galatasaray’ın ofans hattının eksikleri varken, rakibin savunma açıkları da genç oyunculara güven ortamı oluşturmak için iyi bir fırsatken, neden Ali Yavuz ve Kerem oyuna girmiyor gerçekten çok merak ediyorum. Tapusu bizde olmayan Etebo ve yapabilecekleri sınırlı Ömer’in o dakikada sahada olmasının Galatasaray’ın geleceğine bir faydası var mı? Fatih Hoca, Karagümrük maçından beri Ali Yavuz’a süre vermiyor. Hoca’m sadece gençler değil herkes hata yapabilir. Özellikle gençler daha çok hata yapabilir. Eğer bir hatada genç oyuncudan vazgeçseydiniz Ozan Kabak’ı nasıl kazanacaktınız? Bugün Babel çok daha rahat pozisyonda ayağındaki topu rakibe verdi, belki de gol olacaktı. Şimdi Babel’i kesmek mi gerekiyor. Zamanında Mehmet Batdal’ı da kaçırdığı bir golden sonra affetmemiştiniz. Aynı Mehmet Batdal, Başakşehir takımında Adebayor gelene kadar takımının en önemli taktik unsurlarından oldu. Lütfen daha potansiyelli ve altyapı ürünümüz olan Ali Yavuz’a aynı tarifeyi uygulamayın, O’nu ilk fırsatta kazanın!
Mobing Ligi
6-1 kazanmamız sizi yanıltmasın. Ya biz çok iyi olacağız ya da rakiplerimiz kötü olacak. Bizim bugünkü iklimde, bu hakemlerle başka türlü maç kazanma şansımız yok. Taylan’ın faul bile yapmadan gördüğü sarı kart, Babel’in ayağına basılması, devam edilen ofsayt pozisyonlarındaki tutarsızlık, ikili mücadelelerde rakiplere gösterilen müsamahalar. Tüm bunlar iki sonuç doğuruyor:
- Öncelikle diğer maçlardan sufle alan rakipler her pozisyonda kendini yere atıyor, sertlik yapıyor ve hiç uyarı bile almadan sürekli şansını deniyor.
- Galatasaray’ın oyuncuları ise en temiz müdahaleleri ararken pozisyon hatası yapıyor, alacağı topu alamıyor, atacağı pası atamıyor. Galatasaray aleyhine işleyen pozisyonların devamında Galatasaray’ı cezalandırma fırsatları ortaya çıkıyor. Geçen hafta Aboubakar topu eliyle aldı, devamında Arda kayarak müdahale yapmak zorunda kaldı ve kart gördü. Bu etkide onlarca pozisyon izliyoruz. Kritik maçlarda denge anları bu tarz pozisyonlarla bozuluyor.
Böyle bir federasyonu ibra eden, beyaz sayfa açanlar da tepkileri için taraftara kızıyor. Kişisel işleriniz negatif etkileniyorsa Galatasaray makamlarını bırakın, yok önce Galatasaray diyorsanız kulübü buna göre temsil edin!
Sonsöz
Bugün sahadan mutlu ayrılsak da çok inişli çıkışlı grafikleri olan bir takımız. Ancak sezonun en iyi maçlarını çıkaran, en çok gol atan takıma değil, en çok puan toplayan takıma şampiyonluk kupasını veriyorlar. Galatasaray’ı Malatyaspor maçıyla başlayan zorlu bir periyot bekliyor. Transferlerin gelmeyeceğini, gelirse de son gün geleceğini, geldikten sonra takıma uyum sağlamalarının 4-5 hafta süreceğini var sayarsak Muslera, Marcao ve Taylan’ı pamuklara sarmalı, diğerlerini de onların performansına yakınlaştırmaya çalışmalıyız. Galatasaray’la kalın!
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/