Yedi haftalık zorlu fikstürden yedide yedi ile çıkan Galatasaray neredeyse eksiksiz bir kadroyla, kendi evinde Erzurumspor’u ağırladı. Hem zor fikstürün ardından gelmesi hem bozuk zemin hem de Erzurumspor’un ligdeki konumu bu maçı henüz oynanmadan zor kılıyordu. Geçen hafta gerçek kimliğinden farklı bir mücadele biçimi ve Muslera’nın üstün performansı sayesinde alınan bir 3 puan vardı.
- Yedi maçlık seri ve üst üste kazanmanın bir rehaveti olacak mı?
- Antalyaspor ve Kayserispor maçlarındaki gibi denizi geçip derede boğulur muyuz?
Sanırım hepimizin en çok düşündüğü konular buydu ki bir hafta boyunca en çok “konsantrasyon” kelimesinin kullanıldığını gördük. Fatih Hoca geçen hafta kazanan takımı bozmadan maça çıktı. Kazanan her zaman haklı olsa da gözlerimiz Taylan’ı aradı. Yeni transferlerin hızlı uyumu, Etebo’nun beklenmedik formu, Luyindama’nın tekrar form tutmasıyla Donk ve Taylan formaya hasret kaldı. Her maça bir final mantığı baktığımız bir dönemde göze çok hoş gelen futbol oynamamış olmayı anlayabiliriz ancak oyun 0-0 devam ederken verdiğimiz pozisyonlar da beni biraz tedirgin etmedi değil. Bu tip maçlarda yiyeceğiniz bir gol rakibe öyle bir direnç verir ki maçı çevirmek için beş maçlık enerji harcamak zorunda kalırsınız. Bu maç önümüzdeki maçlar için Fatih Hoca açısından özel bir değerlendirmeye alınmalı. Puan durumu ve fikstür avantajını alan Galatasaray kazandıkça rakiplerinin motivasyonu bozulacak, erken bir şampiyonluğun gelmesini sağlayacaktır. Ancak beklenmedik puan kayıpları rakipleri de motive edebilir.
****
Feghouli ve Falcao’nun da takıma katılmasıyla birlikte Fatih Hoca’nın eli oldukça güçlendi. Bu evrede Fatih Hoca’nın Taylanlı döneme dönmesi gerektiğine inanıyorum. Şu an 3 puan aldığımız için bazı şeyler anlaşılmıyor olabilir ancak santrforda Mohammed değil de formsuz bir Diagne olsaydı takımdaki bir sürü ismin tartışmaya açıldığı bir dönem yaşayabilirdik. Bir devre boyunca santrforlarının etkisiz kalmasına ve Muslera’sız bir sürece rağmen ayakta kalan Galatasaray’ın en önemli 3 oyuncusundan birisi Taylan’dı. Muslera’nın döndüğü, Mohammed’in fark yarattığı, Gedson ve Yedlin’in de farklı bakış açılarını yavaş yavaş koymaya başladığı bir takımda Taylan’ın katkısı çok daha fazla olacaktır. Düşünsenize bir devre boyunca formsuz oyuncularla, formsuz santrforlarla ayakta kalmış bir oyuncu şimdi neler yapar?
Yanıltmasın
Sanırım Ribery’den beri bizi heyecanlandıran genç yabancı oyuncumuz pek olmadı. Mustafa Mohammed’i kısır maçlarda izlerken bile çok keyif alıyoruz. Belki abartı olacak ama Mostafa Mohammed’i izlerken bazen UEFA’yı alan takımda bile hayal ediyorum. Tam o takıma yaraşır bir futbolcu profili. Bu kadar kısa bir sürede verdiği katkı gerçekten inanılmaz. Takımın mücadele gücünün ve Mostafa Mohammed gibi oyuncuların bireysel performanslarının üstünden yürüdüğümüz bir dönemden geçiyoruz. Skoru alıp, oyunu rölantiye almayı anlayabilirim ama herhangi bir kazaya karşı tekrar dominant oyun karakterimize geri dönmeliyiz.
Sonsöz
Galatasaray “Mayıslar” da şampiyonluk ipini göğüslediğinde genelde Şubat ayında bir sarsıntı geçirir ve sonra ayağa kalkardı. Bu sezon Şubat ayında sarsıntı geçirse de yıkılmadı. Her maça bir final gözüyle bakarak, her 3 puana kenarda kupa beklercesine tutunup, zorlu maratonların en tecrübelisi olarak şampiyonluğa yürüyeceğiz.
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/