ESKİ AÇIK SARI DEDİ, PEKİ YA SEN?

0
678
Eski eski açık sarı dedi, ya sen?
Eski eski açık sarı dedi, ya sen?

ESKİ AÇIK SARI DEDİ, PEKİ YA SEN?

Kısa bir aranın ardından hepinize tekrar merhaba.

Malum sezon araya girince biz de köşemize çekildik; ama GALATASARAY’ımızın gündemi ne kadarına izin verdiyse o kadar sessiz kaldık.Gerek twitter’dan gerekse diğer sosyal mecralardan “KAPILDIK GİTTİK BAHTIMIZIN RÜZGARIN” Kapıldık gittik derken köşemizde durmadık tabii ki.

Elimizden geldiğince katkıda bulunmaya çalıştık ESKİ AÇIĞIN sarısına.

Bu sayfada çok güzel arkadaşlıklar edinme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Birbirini daha önce hiç tanımayan insanlar bir şeyler yapma çabasına girdik. Bırakın isimlerimizi bilmeyi,birbirimizin yünü bile görmeyen insanların topluluğu burası. Umarım bu sayfanın okuyucularına güzel vakitler geçirmeyi başarıyoruzdur.

MİSYONUMUZ:

BİR HALATI HEP BİRLİKTE ÇEKMEK. Galatasaray’ımızı yüceltmek ve etle kemiğe büründürmek.

http://3numaraliuye.com da kendimi konumlandırdığım net bir yer yok aslında. Ben tekniği taktiği konuşmayı pek sevmem. Futbolun ruhu ve psikolojisidir sevdiğim. Biraz arabesk bakıyorum sanırım. ‘’Galatasaray’daki 3 numaralı üyenin’’  hikayesidir benim gözümü nemlendirip içimi kıpırdatan (3 Numaralı Üye’nin hikayesi için →https://www.3numaraliuye.com/2017/07/17/3-numarali-uye/

BABA GÜNDÜZ’ ün bahsettiği yerdeyim yani hala.

Sene 2018 BEN ORDA TUTUKLU KALDIM !

Örneğin stadda maç izlerken takım atağa nasıl kalkıyor beni pek ilgilendirmez.Ben,takım atağa çıktığında kulübedeki reaksiyonu izlemeyi severim.Top toplayıcı çocuğun çıkan topu kaç saniyede bizim topçumuza ulaştırdığına bakarım. Sakatlık sonrası sahaya giren sağlık heyetinin gayretini merak ederim. Kenarda ısınan oyuncunun hali tavrıdır beni ilgilendiren. Maç başlamadan önceki ısınma ve şut çalışması sırasında anlarım maçın nasıl geçeceğini…Gol olduktan sonraki sevincine bakarım topçuların. Yani sevgili renktaşlar,ben işin rasyonalitesine değil ruhuna bakarım. Onun için burada teknik taktik yazmaya pek niyetim yok.

Teknik taktikle ilgilenmeyiz dediysek anlamadığımızdan değil, işin şu anda ehlinde olduğunu bildiğim için pek girmiyorum o konulara. Umarım uzun bir süre daha girmem. Hocamız başımızda olduğu sürece buna da gerek kalmaz inşallah.

Taktik anlayışım şekilde görüldüğü gibidir;

Son günlerde hiç olmadığımız kadar romantik günler geçiriyoruz. 1987’de ALİ SAMİ YEN’deki Eskişehir maçı kadar romantik hem de. Duygular karmaşık, içimiz kıpır kıpır, bağırmak istiyoruz kelimeler düğüm düğüm…

 

“GALATASARAY BENİ ÇAĞIRSA DA KOŞSAM !” diye kendimizi paralıyoruz. Uyumuyoruz, düşünüyoruz, geliştiriyoruz, aleyhte haberlere siper oluyoruz… Yapıyoruz da yapıyoruz… Belki 100 belki 200 kişiye ulaşıyoruz; ama yorulmuyoruz, yılmıyoruz.

Öyle bir yangın çıkarttık ki… Değmedik dağ, eritmedik kar bırakmadık. Gücümüzü farkettik belki de.

Galatasaray’ın uyuyan potansiyeli ortaya çıktığında neleri başarabildiğimizi gördük.

Cuma gecesi bu gücün nelere kadir olduğunu muhtemelen KULÜBÜMÜZÜN yapacağı açıklama ile bir kez daha göreceğiz. Peki bu projeler, kampanyalar bitecek mi? Tabii ki bitmeyecek! Büyüyerek yayılacak. Senelerdir taraftarı hiçe sayarak, öteleyerek bu hallere düşürdükleri GALATASARAY’ımızı düştüğü çıkmazdan yine BİZ kurtaracağız.

ESKİ AÇIK SARI DEDİ,PEKİ YA SEN NE DİYECEKSİN EY RENKTAŞIM?

Bu çok belli. Biz artık bu işin tam ortasındayız.

Eski eski açık sarı dedi, ya sen?
Eski eski açık sarı dedi, ya sen?

Hiç olmadığımız kadar camiamızın içindeyiz. Camianın içinde olmak; Genel Kurulda oy kullanmaktan ibaret değildir.

Kulubünün gittiği yolun yol olmadığını farkedip ses yükseltmektir.

KAP bildirimlerini bekleyip bilgisayar başında kafa patlatmaktır bazen. Gördüğümüz yanlışlıkları, anlamadığımız detayları bir bilene sormaktır.

Galatasaray tarihini hatmedip, her platormda çatır çatır tarih anlatmaktır. Diğer kulüp taraftarları üç tane ezberletilmiş kelime ile karşınıza geldiğinde, bilginizle, birikiminizle onları kıskandırmaktır camianın içinde olmak.

Kendi Kulüp tarihlerinin  3 seneden ibaret olduğunu zannedenlere gereken cevabı vermektir.

Direniş diye kendilerini avuttukları mecralarda, ilk direnişin ÇANAKKALE’ de gencecik çocuklarla verildiğini anlatmaktır camianın parçası olmak. Galatasaray’la gurur duymaktır camianın parçası olmak. (Tüm şehitlere selam olsun, ruhları şad olsun.)

 

Yani sevgili renktaşlarım;

GALATASARAY’A küsmemize sebep değildir başımıza gelen ve gelecek hiçbir şey. Aksine bugünkü gibi, hatta daha da çok sarılmaktır GALATASARAY’A GALATASARAYLILIK !

Hadi bana küstün, Ahmet’e Mehmet’e küstün, ulan Galatasaray’a nasıl küseceksin?

A.DİKMEN

 

HER ZAMAN DEDİĞİMİZ GİBİ…

BUGÜN DAHA YÜKSEK SESLE SÖYLÜYORUZ:

YAŞASIN FİKRİ HÜR, VİCDANI HÜR GALATASARAY ve GALATASARAYLILAR !

Twitter’dan takip için: http://@DoguTribunUst

 

 

 

 

 

 

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız