Maç ile ilgili yorumlara nereden başlayacağımı gerçekten bilmiyorum. Biz futbol severler ne kadar saha içini konuşmaya çalışırsak çalışalım ülkedeki art niyetli, hak yemeyi adet haline getirmiş, Allah’tan korkmazlar, olayları sürekli saha dışına taşıyıp bu spora gönül verenleri masa başı işleri konuşmaya sevk ediyorlar…
Geçen hafta Yaşar Kemal Uğur’lu denen tetikçi, bu hafta Alper Ulusoy denen hak yiyen ve en önemlisi bunların başındaki eski Fenerbahçe’li Federasyon Başkanı, şike itirafçısı Nihat Özdemir, Beşiktaş’lı MHK Başkanı Zekeriya Alp, MHK Başkan vekili, sabıkalı Oğuz Sarvan… Böyle bir yapıdan Galatasaray nasıl güçlü ve başarılı çıksın ki? Yahu hiç mi Allah korkunuz yok, hiç mi hak, hukuk, vicdan bilmezsiniz a geçmişi bozuklar!
Şampiyonluk için en kritik virajda, iki haftada kaybettirdiğiniz 5 puanla takımımızın önünü bilerek ve isteyerek kestiniz. Terbiyesiz adamlar. Bu da yetmezmiş gibi, 1,5 metre ofsayt olan pozisyonda bayrağınızı kaldırmayıp Muslera’nın bacağını kırdınız. Topla alakası olmayan kalecinin Andone’ye kontrolsüz girmesini es geçtiğiniz yetmiyormuş gibi, üstüne bir de oyuncumuzu kurban ettiniz. Hala neden kırmızı gördü bilmediğimiz Adem’e 3 maç ceza verirken, direk kırmızı gören Ozan Tufan denen oyuncunun cezasını 2 maç olarak belirlediniz, onu da daha sonra tek maça düşürdünüz. Emeğini yediğiniz her adamın hakkı fitil fitil burnunuzdan çıksın inşallah…
Bu olaylar ortadayken saha içini nasıl konuşacağız?
Galatasaray tarihi boyunca seyircisinden sonsuz destek almış, onların varlığıyla büyüklüğüne büyüklük katmış bir takımdır. Pandemi sonrası seyircisiz oynanan maçları fırsat bilen Allah’sız, vicdansızlar üstümüze geldikçe geliyor… Başkanımızın sağlığıyla boğuşması, yöneticilerimizin galibiyetler de sırıtarak medyada fotoğraf paylaşırken mağlubiyetlerde ortadan kaybolması, hocamız ağzını açar açmaz cezayı yapıştırmaları elimizi kolumuzu bağlamış durumda. Futbolun bütün kademeleri rakip takımın eski yöneticileriyle doluyken medyada da yetersiz kalmamız kan emicilerin üstümüze gelmesini dahada arttırıyor. Medyada Evren Turan’dan başka Galatasaray’ın hakkını savunan var mı inanın hatırlamıyorum, denk gelmedim…
Mustafa Cengiz Başkanımızı her ne kadar çok sevsem de, kendisini çok doğru, dürüst ve Galatasaray menfaati için çalışan bir kişi gibi görsem de, sağlığıyla uğraştığı bu günlerde Başkanlık makamını devretmeli diye düşünüyorum. Olmuyor, eksik kalıyoruz. O makamla alakalı tek beklentim de, Türkiye’yle alakalı hiç bir ticari bağlantısı olmayan, yeri geldiğinde masaya yumruğunu vurabilen bir adayın seçilmesidir. Ülkeyle bağı olmayan öyle bir yönetici profili var mıdır orası da soru işareti elbet…
Saha dışı kararlarla bu kadar doğranırken saha içinde biz ne yaptık kısaca ona da bakıp yazımıza son verelim.
Öncelikle şunu yazmalıyım ki, Belhanda denen futbolcu müsvettesini Galatasaray forması altında görmekten bıktım. Senede beş maç oynayacak diye yıllık 3 milyon €’nun üstünde para veriyoruz adama…
Dün akşam yediğimiz ilk gol, Belhanda ve Saracci’nin iş birliğiyle yenilmiş bir goldür. Saracci’nin geçen hafta takımı yakması ve yenen iki golde de %100 hatasının olmasına rağmen bu hafta nasıl ilk 11 oynayabiliyor gerçekten anlamış değilim. Adamın defansif yönü sıfır, ofansta harika bir asist yaparken iki dk sonra üç metre önündeki bomboş adama pas veremiyor… Antep’in attığı ilk golde, kafa topuna rakibi iterek çıktı ve faul aldırttı. Kullanılan faulden gelen topu kafayla uzaklaştırmak yerine gevşek bir hareketle göğsüne almaya çalışan Belhanda topu kaptırdı ve pozisyonun devamı korner oldu. Belhanda’nın Djilibodji denen oyuncuyu tutmaması ve bomboş kafa vurdurması neticesinde de golü yedik.
İnanın attığı süper gol umurumda bile değil. Saha içinde ne yapıyor ona bakarım ben. Saha içine baktığımda da agresiflikten, gevşeklikten başka bir şey göremiyorum. Görevi ikinci ve üçüncü bağlantısını kurmakken sorumluluk almaktan uzak kısa al verleri, iki yana bir geriye oynayan halleri beni sinir ediyor. Asli görevi sağ açık olan Soso’yu bile çıldırttı adam. Baktı ki, Belhanda görevini yapamıyor, ortaya kayıp takımı oynatmaya çalıştı. Sonunda da Belhanda’nın yaptırması gereken icraatı Soso yaptırdı, Falcao’ya enfes bir gol attırdı…
Galatasaray her daim güçlü kalmak zorundadır, en ufak düşüşte akbabalar üstüne üşüşür. Belhanda denen futbol bilgininin umursamaz pasıyla da Ahmet kırmızı görmüş, takım güç açısından geride kalmıştır. Sonrasında yaşanan olaylar hepimizce malum.
Ne Saracci ne de Belhanda bizim takımın oyuncuları değiller. Umarım sene sonu zarar etmeden vedalaşılır.
Bir iki kelam da hocamıza edip yazımı sonlandıracağım.
Hocam, sen en zor zamanlarda Emre Çolak’ı, Semih’i, Ozan’ı ve daha nicelerini korkusuzca sahaya süren kişisin. Neden Emin Bayram’a forma vermiyorsun? Durum 3-1 olmuş, 10 kişiyle dilimiz dışarı çıkmaya başlamış, üstüne bir de ne defansif anlamda rakipten top çalabilen, ne de ofansif anlamda ayağında top tutabilen Selçuk oyuna giriyor. Orta saha yol geçen hanına dönmüşken takımın iki diri adamı Lemina ve Taylan geride oynuyor. Yine takımın en çalışkan oyuncularından biri olan Ömer Bayram kulübeden maç izliyor. Selçuk yerine Ömer oyuna girse ikinci bölgede rakibi bozamaz mıydı? Emin Bayram geriye girse, Lemina veya Taylan önde iş yapamaz mıydı?
Yukarıda ne yazdık? Galatasaray her daim güçlü olmak zorundadır. Güçsüz kaldığın an ofsayttan golü de verirler, uygulanmamış kuralları senin karşına da çıkartırlar… Güçlü olmanın yolu da sorumsuz ve vurdumduymaz oyuncularla sahaya çıkmak yerine, forma için savaşacak oyuncularla çimlerin üstüne çıkmaktan geçer. Saracci’nin yerine neden Süleyman Luş oynamasın… Veya Belhanda yerine neden Atalay görev almasın? Takımın şu an en hazır adamı denilen, üç depar sonrası nabzı kulaklarından çıkacak olan Sekidika yerine neden Yunus oynamasın ki? Adam yokluğunda Emin neden forma giymesin???
Hocam her daim arkandayız. Lütfen cesaretini yitirme. Varsın bu sene şampiyonluk gelmesin, yeter ki gençlerimizi kazanalım, Galatasaray’ın geleceğini kurtaralım…
Hak yemeye alışan, kendi menfaatine rant kovalayan, emirsiz hiç bir iş yapmayan yöneticilerin, tetikçilerin oluğu bu ortamda Galatasaray’ımızı çok daha zor günler bekliyor. Allah hepimize sabır versin…
twitter: https://twitter.com/emana312
Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!