Galatasaray’ın Yalnızlığı

0
322
Galatasaray'ın Yalnızlığı
Galatasaray'ın Yalnızlığı

Galatasaray’ın Yalnızlığı


Uzun yıllardır gözlemlediğim bir şey var: Galatasaray’ın yalnızlığı. Galatasaray medyada yalnız, sahada yalnız, elinde taraftarından başka kimsesi yok. Futbol sadece sahada oynansa problem yok ama futbolun psikolojik safhaları var: Yönetim ayağı, medya ayağı, teknik ekip ayağı. Yönetim ayağı medya ayağına paralel burada yapılan psikolojik hamleler kendini gösterir. Galatasaray taraftarı Fikret Orman’a çok kızıyor, yeri geliyor gülüyor ama öyle ya da böyle bazı şeylere müdahale ediyor. Galatasaray başkanı ise herkese sempatik görünmek derdinde. Yanlış anlaşılmasın Dursun Özbek’ten Aziz Yıldırım gibi ortamı germesini beklemiyorum ama en azından kendisine iftira atılan kanalın yayınına katılmama gibi bir tepki gösterebilirdi. Diyelim ki katıldı orada Galatasaray’la ilgili yapılan algıların farkında olduğunu gösterip bunlara gereken cevapları vermeliydi. Galatasaray’ın yalnızlığı başkan ayağından başlayınca medya da Galatasaray’a vurmaya devam ediyor. Düşünün medyada çok izlenen ve çok okunanlar arasında Galatasaray’ın “doğrandığını” söyleyen tek kişi Mehmet Demirkol!

Ferdando maç sonu verdiği röportajında aslında "Galatasaray'ın yalnızlığı" ile ilgili isyanını dile getirdi.
Ferdando maç sonu verdiği röportajında aslında “Galatasaray’ın yalnızlığı” ile ilgili isyanını dile getirdi.

Maça Dönersek:

Bence futbolun en önemli unsurlarından birisi istikrar. Tudor hatayı onun da başarısıyla oluşmuş, istikrarlı bir kadroyu Fenerbahçe maçında bozmakla yaptı. Hem sistem hem de kadro istikrarını bozdu. İstikrarın en önemli ayağı stoper uyumudur. Maicon ve Serdar ikilisi belirli bir istikrar oluşturmuştu ve özellikle hava toplarında hiç geçit vermiyorlardı. Maicon ve Serdar’ın birlikte oynadığı maçların istatistiklerine bakarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Serdar delisi değilim ama mevcut kadroda Maicon’un yanına en uygun oyuncu o. Herkes sakatlıklarından dem vuruyor; oysa ki geçen hafta hariç diğer maçlardaki sakatlıkları burnu ile ilgiliydi. Bu da çok eleştirilebilecek bir şey değil. Denayer Galatasaray taraftarının sempatisini daha çok ısrarlı transfer bekleyişiyle kazandı fakat özellikle büyük maçlarda zayıf yönleri çok fazla öne çıkıyor. Nedir Denayer’in eksikleri derseniz:

  • Öncelikle bir stoper için fazlasıyla yumuşak kalıyor.
  • Ayrıca hava toplarında çok zayıf. Sağ tarafta oynarsa bu açıklarını tekniğiyle kapatabilir belki ama sol tarafta bu zaafları fazlasıyla sırıtıyor.

Tudor’un ikinci en büyük hatasıysa ikinci yarıya Rodrigues’le başlamaması oldu. Orta sahada kanat özelliği olmayan 4 oyuncuyla kalıp Gomis’i iyice etkisiz bıraktı. Rodrigues’i alsaydı eğer tempolu oyunda ikinci yarıda Trabzonspor’a karşı mutlaka üstünlük kurabilirdi. Tudor’un son ve öldürücü hatası ise Gomis’i oyundan çıkarması oldu. Aslında yanda Eren ve Rodrigues’i görünce fazlasıyla heyecanlandım. Tolga ya da sarı kartlı Ndiaye’yi çıkartıp çift santrfora dönmek gibi sempatik bir çılgınlık beklerken bu sene siftahı olmayan Eren’i tek santrfor olarak bıraktı. Bu kararları ile Tudor kendini tekrar tartışmaya açmış oldu. Bu mağlubiyetin en büyük zararı ise rakiplere karşı kurulmuş olan psikolojik üstünlüğün azalması ve bu üstünlüğün tartışılır hale gelmesi oldu.

Halis Özkahya

Aslında hakem konuşmayı ve yazmayı hiç sevmem fakat özellikle iki haftadır yapılan kıyıma ses çıkarmadan edemiyorum. Geçen haftanın şokunu henüz atlatmadan bu hafta da “ince ince” kıyımlar devam etti. Takdir haklarını hep Trabzonspor lehine kullandı. Özellikle Durica’nın pozisyonuna vermediği kart Trabzonsporlu oyuncuları sertlik konusunda iyice cesaretlendirdi. Bu Durica’nın dokunulmazlığını anlamıyorum, Emre’nin uzaktan akrabası falan mı diye merak ediyorum. Olcay Şahan’ın pozisyonuna girmek istemiyorum bile bir pozisyon içinde birden çok kartı haketmişken Feghouli ile aynı kartı alması hakemin kalitesini net olarak ortaya koydu. Böylece Halis Özkahya geçen haftaki maçta Cüneyt Çakır’dan eksik kalanları bu maçta tamamlamış oldu. Daha önce söylediğim bir şeyi tekrarlamak istiyorum; hakemlerden herhangi bir takıma ayrıcalık beklemiyorum, hata yapmamalarını da beklemiyorum. Ne görüyorlarsa onu çalmalarını bekliyorum. Eğer kafanızda tilkilerle maça çıkarsanız bu kararlarınızın art niyetli olmadığına kimseye inandıramazsınız!

Kısa Kısa

  • Tudor gibi az tecrübeli bir hocanın Galatasaray gibi büyük bir camiada hocalık yapması büyük bir şanstır. Ancak şu iki maça hakemlerle birlikte en çok olumsuz etkiyi yapan kişi oldu. Devre arasına lider giremezse olacakları düşünmek bile istemiyorum. Tudor kendine gelmeli.
  • Her ne kadar Serdar’ın oynamasını istesem de Galatasaray’ın devre arasına sol ayaklı, hızlı,sağlam ve teknik bir stoper alması gerektiği konusunda ısrarcıyım.
  • Linnes çok çalışkan ve sempatik bir oyuncu, tıpkı Denayer gibi; ama Galatasaray’ın sürekli sol beki olamaz. Daha önce birçok defa yazdığım gibi onun da zaafları büyük maçlarda ortaya çıkıyor. Devre arasında Asamoah gelmeyecekse bu kadroya yazık etmemek için iyi bir sol bek konusunda da ısrarcıyım.
  • Bugünkü maçta en önemli eksiklerden biri de Belhanda’nın cezalı olmasıydı. Belhanda özellikle geçen haftanın “olumsuz kahramanıydı”; ama bu kadroda ona fazlasıyla ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
  • Teknik kadroya bir eleştiri de Ndiaye üzerinden yapmak istiyorum. Ndiaye’nin bazı tavırları bana Eboue’nin hareketlerini anımsatıyor. Her ne kadar ısrarla oyunda tutulması oyundan atılmasında etkiliyse de bu tavırları yüzünden karta çok yakın oynuyor. Bu konuda takım içinde uyarılması gerektiğini düşünüyorum.
  • Bir çift sözde Uğur Demirok’a söyleyelim; sana 17 yaşında şampiyonluk tatma şansını sunan Galatasaray’a ettiğin sözlerden dolayı seni kınıyorum!
  • Futbolumuza son yıllar sirayet eden bir olay daha var. Futbolcular saha içinde mücadeleyle kavgayı karıştırıyor. Bazı futbolcular tribünlere kendini kabul ettirmek için kavga edip futbolu çirkinleştiriyor. Olcay Şahan’ın da yaptıklarıyla maalesef bu kervana katıldığını düşünüyorum.

Ne Yapmalı?

Galatasaray’ın yalnızlığı konusunu biliyoruz. İlk paragrafta Galatasaray’ın yalnızlığı meselesini yeterince açıkladığımı düşünüyorum. Bu yalnızlığa karşı sezon başından beri mücadele eden, takımına âşık bir Galatasaray taraftar topluluğu var. Bu haftadan sonra öncelikle tribünde olan taraftara iş düşüyor. Önümüzdeki haftadan itibaren takımı ayağa kaldırmaları gerekiyor. Öncelikle bugün oyundan çıkan Gomis ve  takımın diğer oyuncularına moral verip tekrar havaya sokmalı. Bunların dışında kalan taraftarların da yönetime, takıma sahip çıkması konusunda baskı yapmalı.

Not: Geçen hafta içi yapılan koreografiye yapılan iftiralar neticesinde sağcısı, solcusu sayı doğrusunun her yerinden taraftar ultrAslan’a sahip çıktı. Ancak kısa süre sonra ultrAslan lideri Sebahattin Şirin’in Sedat Peker’le birlikte bir cemaati ziyaret ederken görülmesi beni bir taraftar olarak çok üzdü. Galatasaray’ı bir platformda temsil eden birisinin böyle yerlerde görülmesi hiç doğru değil!

Not 2: Seslendirme sevgili Erhan Gökay Aksoy’a aittir  Twitter’den takip için https://twitter.com/byega

Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/  yazısını mutlaka okuyun!

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye

Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/

 

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız