Ellerim titreyerek yazıyorum bu defa. Geçen haftaki galibiyetle birlikte hayal kurmaya başlamıştık. Mayıs ayının da gelmesiyle maziden enstantaneler zihnimizin kıvrımlarında belirdi. Bu duygularla oturduk TV’nin başına.
Galatasaray bir his takımıdır
Maçın teknik ve taktik değerlendirmesinden ziyade özet minvalinde bir yazı yazdığımı belirtmek isterim. Teknik analizden ziyade duyguların öne çıktığı bir akşam oldu. Bambaşka hisler içindeyiz ve Galatasaraylı olmanın ayrıcalığını iliklerimize kadar duyumsuyoruz.
Kadro, önceki maça göre fazla değişmemişti. Falcao sakatlık vesilesiyle yerini alamadı. Onyekuru‘nun yerine ise Arda başladı kanatta.
Maçtan önce öyle bir hava estirildi ki sanki Galatasaray çıkıp rahat rahat beş altı atacak ve kazanacak. Hâlbuki maç başladığında o havayı göremedik. Pek istediğimiz gibi başlayamadık ve biraz tutuktuk. Denizlispor söylenenlerden etkilenmiş olmalı ki epey hırslıydı. Nitekim gollük pozisyonlara da girdiler ama Muslera geçit vermedi. İlk yirmi dakika itibarıyla öne doğru oynamaya çalıştık pas kanallarını etkili kullanmaya çalıştık ama net pozisyon bulamadık.
Hayatın cilvesi olsa gerek 22. dakikada kangren haline gelen kornerden gol bulunca rahatladık ve düğümü açtık. Golden sonra özgüvenimiz arttı ve topu daha doğru kullandık. Özellikle Gedson, Arda ve Halil ön alanı zorladı. 35.dakikada penaltıdan gelen golle skoru 2-0’a taşıdık. Bir yandan da diğer maçlardan gelen bizim adımıza sevindirici gol haberleri iştahımızı iyice kabarttı. Yedi dakika sonra hakem bir kez daha penaltı noktasını gösterdi. Emre Akbaba’nın penaltı noktasına gelmesi şüphe uyandırmıştı bende. Babel varken Akbaba atmamalıydı. İlk yarılar bittiğinde her şey istediğimiz gibiydi ve heyecandan yerimizde duramıyorduk.
İkinci Yarı
İkinci yarının başlamasıyla kalpler kıpır kıpır atarken Galatasaraylı futbolcular sakinliğini korudu. Bir yandan da Denizlispor’un mücadelesi öne çıktı ve Taylan’ın hatası sonrası golü buldular. Fark bire inince biraz afalladık ama sonrasında toparladık. Emre Kılınç’ın oyuna girmesi orta sahadaki etkinliğimizi artırdı ve oyunu domine etmeye başladık. Onyekuru’nun savunma arkası koşularıyla pozisyonlar bulduk. Hepimizin aklında gol vardı. Çünkü Karagümrük tekrar öne geçmişti. Maçın 82.dakikasında Onyekuru gole giderken durduruldu ve Bitigen penaltı noktasını gösterdi. Mohamed ilkinde olmasa da ikinci denemede topu filelere gönderip farkı ikiye çıkardı. Devamında bir gol daha gelince maçı üç farklı kazanmayı bildik.
Son Söz
Diğer maçlardan gelen haberlerle inanılmaz bir sevinç yaşadık. Geçen hafta az da olsa yeşeren umutlarımız bayağı filizlendi. Avantaj rakipte de olsa ligin bu noktaya gelmesi Galatasaray’ın ne denli bir his takımı olduğunu kanıtladı. Her türlü zorluğa rağmen yılmayan Fatih Hoca’ya ne kadar teşekkür etsek azdır. Sezon içinde çok fazla iniş çıkış yaşadık. Hakem hatalarından canımız yandı, yönetim tarafında sıkıntılar yaşandı. Tüm bunlara karşın son maça şampiyonluk ümidiyle girmek dünyada sadece Galatasaray’a yakışır.
Burhan ALSAN
Twitter: https://twitter.com/BurhanAlsan
Blog’un kuruluş amacı ve hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!