İlk iki maçta aldığımız dört puanla birlikte grup ikinciliği için en iddialı takım olduk. Bu iddia sayesinde de Bayern Münih karşısına lider olmak için çıktık. Bu maçta bizi galibiyete oynatan en büyük faktör kazanmak zorunda olmadığımız bir maç olmasıydı. Maçın ilk dört dakikasını yayıncı kuruluş sayesinde izleyemedim. O yüzden nasıl başladığımızı bilmiyorum. (Özetlerde üçüncü dakikada İcardi’nin girdiği pozisyonu gördüm) Sonra internetten yayın buldum. Üç dakika sonra gelen gol hepimizi üzdü. Golden sonra iki seçenek vardı. Bayern bizi uyutacak kedinin fareyle oynadığı gibi oynayacaktı. Veyahut aslan bu golle uyanacak maça tekrar ortak olacaktı. Ali Sami Yen’deki koca yürekli taraftarlar sayesinde takımımız ayağa kalktı.
Baskı kurmaya, pozisyonlar bulmaya çalıştık. Kalecinin kurtarışı, yandan çıkanlar, bizim vuramadığımız derken bir türlü golü bulamadık. Ancak Bayern’i inanılmaz bunalttık. Bu baskılar nihayet sonuç verdi ve Kazımcan’ın ortasına hareketlenen İcardi’nin düşürülmesi sonrası penaltı kazandık. Topun başına geçen İcardi penaltıyı kullandı. Ben topu filelerde göremedim. Yine mi kaçtı derken golün Panenka penaltısı ile geldiğini gördüm. Golden sonra hafif bir ortam kararması, ufak bir burun kanaması eşliğinde sevindim. Popescu’nun penaltısı bile beni bu kadar heyecanlandırmamıştı. Böyle bir maçta Panenka penaltısı atma cesaretini gösteren İcardi’yi tebrik ederim. Bunun adı şımarıklık değil özgüvendir bundan sonra. Kariyerinin sonuna kadar İcardi penaltısı eleştirmeyi kendime yasaklıyorum…
Golden Sonrası Tufan!
Golden sonra oyun üstünlüğünü inanılmaz şekilde aldık. Bayern öyle bunaldı ki bana Cristiano Ronaldo’lu Real Madrid’e yaptığımız muameleyi hatırlattı. Hatta o maçın çok üstündeydik. Çünkü o maçta ani bir patlama sonucu baskıyı kurmuştuk. Bu sefer oyuna ağırlığımızı koyarak sazı elimize aldık. Devre arası Bayern’in imdadına yetişti. Uzatılan bir dakikayı çok yetersi z buldum. Eminim ki Bayern tarafı bu uzatma ile derin bir nefes almıştır…
İkinci Yarıda Dönüşü
İlk yarıdaki o harika oyunu ikinci golle bitirmeliydik. İçten içe bunu biliyorduk ama evimizde galip gelmeyi de umut ediyorduk. İkinci yarı Bayern Münih dengeyi kurdu. Daha etkili ve dengeli çıkışlar yapmaya başladı. Bu çıkışlardan birisinde Tete rakibini eliyle durdurdu ve sarı kart gördü. Bu sarı karttan sonra Okan Buruk’tan ilk hamle geldi. Sarı kartlı Tete çıktı çıktı Mertens oyuna girdi. Böylece Zaha sağ kanada, Kerem de sol kanada geçti. Mertens de 10 numaradaki yerini aldı. Kısa süreli bir denge kurduk. Yine üst üste pozisyonlar bulduk ama golle sonuçlandıramadık. Bunları değerlendiremeyince yorulmaya başladık. Bayern Münih artık dönen topları almaya ve etkili çıkışlar yapmaya başladı.
Okan Buruk oyuna ikinci kez müdahale edecekken golü yedik. Barış, Angelino ve Ziyech oyuna girdi ama yeniden ayağa kalkmayı başaramadık. Yine Bayern’in hızlı çıkışlarında birisinde sarı kartı olan Kaan Ayhan da rakibi indiremedi. Atağın devamında üçüncü golü yedik ve umutlarımız büyük ölçüde azaldı.
Tüm Oyunculara Teşekkür Ederim
Bayern gibi bir dünya devine karşı göğsümüzü kabartan bir oyun oynayan, parçalı ruhunu sahaya yansıtan tüm oyunculara teşekkür ederim. Ancak İcardi, Torreira, Boey ve Abdülkerim’e özel olarak teşekkür etmek isterim. Oynanan oyun sonucunda gol gelmeli ve bu oyuncular galibiyet ile ödüllendirilmeliydi. Bazen şansızlık, bazen beceriksizlik, bazen tercih hataları golün gelmesinin önüne geçti. Bir büyük takımı bu kadar köşeye sıkıştırmışken yere sermelisiniz. Nefes alma fırsatı verirseniz geleneksek kodları devreye girer. Özellikle Torreira’nın kritik bir maçta gol atacağına haftalardır inanıyorum. Bu maçta da tam üç tane pozisyonun içindeydi. Bu maç olmadı ama geleeck maçlarda neden olmasın?
Bugün çok iyi gözükmeyen Kazımcan’ın üstünde baskı kurmaya gerek yok. İlk kez böyle bir maça çıkıyor. Herkes hayatın bir yerinde zor sorumluluklar alacak. İlkinde bir büyüğü ona destek olacak, gelecekte de o başkasına el verecek.
Okan Buruk
Okan Buruk’u bu cesaretli oyun anlayışı için tebrik ederim. Çok daha iyi liglerde oynayan, çok daha büyük bütçeli takımlar Bayern’i bu hale getiremedi. Getirdiyse de ben hiç tanık olmadım… İlk değişikliği çok başarılıydı. Maç bittikten sonra yazıyorum ama Zaha solda, Kerem sağda kalsa değişen bir şey olur muydu diye sormaktan kendimi alamıyorum. Üç oyuncu birden değiştirirken aksaklıkları gördü ama yine değişiklik öncesi gol yedik. Demek ki kafasında dönen doğrulara daha önce teslim olmalı. O oyuncular daha önce saha kenarına gelsinler. Eğer beklentiniz varsa kenarda beklerler. Böylece duraklamada anında birden oyuna müdahale edebilirsiniz. Ya da bu aşamada çıkarmayı düşündüğün oyuncunun birisi profesyonelce sağlık müdahalesi talep edebilir. En azından değişiklik için zaman kazandırır. Yine de psikolojik sınırlamalarla çıkmadığı için, oyucularını cesaretlendirdiği için, onları galibiyete inandırdığı için teşekkür ederim.
Sonsöz
Tek tek futbolcu değerlendirmeyeceğim. Hepsi aslanlar gibiydi. Yüreklerini ortaya koydular. Tribünler de görevini yaptı. Onların yüreklerine sağlık, ayaklarına da taş değmesin. Sonuçta grupta iyi durumdan daha iyi duruma geçmenin mücadelesini veriyoruz. Bunun için önümüzde bir maç daha var. Bir de Manchester United ve Kopenhag’ın kendi aralarındaki maçlar var. O maçlara göre önümüzdeki maçı kazanmasak bile hâlâ ikinci olarak yürüyebiliriz. Bu akşam kaybettik ama sezonun en iyi 60 dakikasını oynadık. Galip geldiğimiz Manchester United maçında bile bu kadar üstün oynamamıştık. Tüm dünyaya artık geri döndüğümüzü ilan ettik. Gözler bize zaten dönmüştü. Şimdi daha da fazla dönecek!
Galatasaray umuttur!
Galatasaray mücadeledir!
Galatasaray hayal ettirendir!
Yolculuğumuz devam ediyor…
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/