Geçtiğimiz hafta Trabzonspor’u deplasmanda 2-0 mağlup eden Galatasaray, çıkışını sürdürerek liderlik koltuğuna oturmuştu. Diğer takımların puan kaybetmesiyle birlikte en üst basamaktaki yerini korudu. Ne var ki yılbaşı gerçekleşen talihsiz ve acı olay tüm camiayı hüzne boğdu. Norveçli sağ bekimiz Omar Elabdellaoui, çocuklarını eğlendirmek isterken havai fişeğin yüzüne gelmesiyle ağır bir şekilde yaralandı. İnsan sağlığının ne denli önemli olduğunu anladığımız ve geride bıraktığımız 2020 yılında böyle bir durumla karşılaşmak hepimizi derinden üzdü. Her şeye rağmen bugün doktorların yaptığı açıklamalarla nispeten moralimiz yükseldi. Omar’ın bir an önce sağlığına kavuşmasını canıgönülden temenni ediyorum.
Eksikler ve Maç Kadrosu
Galatasaray’da bazı oyuncuların cezalı ve sakat olmasından ötürü, onların yerine hangi futbolcuların ikame edileceği merak konusuydu. Fatih Hoca; Taylan’ın yerine Donk’u, Omar’ın yerine Linnes’i ve Feghouli’nin yerine de Ömer Bayram’ı kadroya aldı. Oğulcan’ın form grafiği her geçen gün ileriye gidiyor. Hoca da bunu gördüğü için henüz hazır olmayan Falcao’ya ilk on birde şans vermedi. Taylan’ın sürekli artan ritmiyle beraber takıma olan muazzam faydası, acaba yokluğunda neler getirecekti? Bunu ilk kez bugün tecrübe ettik.
Genel Değerlendirme
Yürekleri dağlayan malum hadiseden sonra böyle maçlara çıkmak hayli zordur. Oyuncuların psikolojisi, maça olan konsantrasyonlarını illaki etkiler. Galatasaray, önceki maçlarda olduğu gibi yine ön alanda baskı yaparak başladı. Bu presler zaman zaman sonuç verdi ve Antalyaspor kalesinde tehlike oluşturdu. Kaldı ki Antalyaspor’un ortaya koyduğu çağ dışı oyun, kimi zaman Galatasaray’ın baskı yapmasını bile gerektirmedi. Çünkü yaptıkları tek şey topu uzaklaştırmaktı. Tek kale maç organizasyonu izledik adeta. Set hâlinde kapanan Antalya’yı, çeşitli atak girişimleriyle açarak golü bulmaya çalışan sarı kırmızılı ekip, bir türlü sonuca gidemedi.
Arda, Belhanda ve Emre Kılınç’ın kreatif özelliklerinin devreye girmesini bekledim ilk yarı boyunca. Esasen kimi zaman bu özelliklerini gösterdiler ancak final paslarındaki zaaflar topun filelere gitmesine mani oldu. Donk ve Marcao’nun savunma arkasına attığı bazı paslarla tehlike oluştursak da ceza sahasında yeterince etkili olamadık.
Kapanan savunmayı aşmak veya açmak için yapılması gerekenler şunlardır: set oyununu etkili oynamak, uzaktan sert ve isabetli şut çekmek, göbekten duvar paslarıyla al ver yapıp araya top atmak, duran toplarla gol aramak… Maç boyunca çeşitli varyasyonlar denense de oyun kalitesindeki eksiklikler skoru getirmedi. Uzaktan şutları daha fazla denemeliydik. Ayrıca kenardan getirilen toplarda pas isabetini artırmamız gerekiyordu.
İkinci Yarı
İkinci yarıya etkili başladık. Beş dakikada üç şut vardı ki 50.dakikada Emre Kılınç’ın fazlasıyla gereksiz müdahalesi sonucu on kişi kaldık. Kırmızı kartı sonuna kadar eleştirebiliriz ama ilk eleştirilmesi gereken kişi amatörce hata yapan Emre’dir. Galatasaray formasını giyen bir futbolcuya hiç olmayacak yerde bu denli basit bir kırmızı kart görmek asla yakışmaz. Fatih Hoca gerekli ikazları mutlaka yapacaktır.
On kişi kaldıktan sonra da topun kontrolü kısmen sarı kırmızılılardaydı. Antalyaspor yer yer etkili oldu ama oyuna hükmeden bizdik. Topa sahip olmaktan ziyade topla ne yaptığındır önemli olan. Tamamen kapanan, 90’lar futbolu sergileyen bir takıma karşı sonuca gidememek ortaya konan taktikle açıklanabilir mi? Galatasaray kazanmak için her şeyi yaptı mı? Aslında ikinci yarıya her şeyi yapacak izlenimiyle çıktık. Ama son derece basit bir kırmızı kart her şeyi altüst etti.
Galatasaray’ın kronik sorunlarından biri de kornerlerde veya duran toplarda etkili olamamak. Bu sezon birkaç maç haricinde ne köşe atışlarında ne de faullerde neredeyse hiçbir varlık gösteremedik. Böyle rakiplere karşı etkili bir silah olan duran top organizasyonlarına iyi çalışmalıyız.
Bireysel Performanslar
Linnes ve Saracchi’nin performansı olumlu anlamda göze çarptı diyebilirim. Maç içinde savunma arkasına yaptıkları koşularla pozisyon girişimlerimiz oldu ama isabet noktasındaki eksiklikler golü getirmedi. Marcao ve Luyindama üstlerine düşen vazifeyi yerine getirdiler. Özellikle Marcao çok kritik müdahalelerle birlikte savunma arkasına servisleriyle öne çıktı.
Donk, Taylan’ın yerini dolduramadı. Ağır ve yavaş olması topun hızlı dolaştırılmasını engelledi. Emre Kılınç ilk yarı pek görünmedi ya da kendini gösteremedi. Belhanda ve Arda bugün en çok beklenti içinde olduğum oyunculardı. Kilidi açacak vasfa malik bu iki futbolcu göze çarpan isimlerdi ama daha fazla inisiyatif almalıydılar.
Oğulcan ilk yarı sürekli top istedi ama rakip kapandığı için geriye doğru gelip daha fazla top alabilirdi. Böylelikle stoperlerin dengesini bozabilirdi. Falcao’nun oyuna girmesiyle çıkması bir oldu zaten. El Tigre’den hep ümitliydim ve patlama yapıp kendini gösterecek diyordum ama büyük oranda umudumu kaybettim. Umarım bir an önce kendisinden kurtuluruz. Sekidika’nın bu denli yetersiz olması akla mantığa sığmıyor hakikaten. Verilen şansları heba eden Jesse Sekidika yine oyuna girdikten sonra hiçbir varlık gösteremedi.
Son Söz
Felaketler yılı olarak nitelendirebileceğimiz 2020’yi bizi oldukça üzen, içimizi yakan bir olayla noktaladık. Omar’ın başına gelen vaka belli ki tüm takımı etkilemiş. Keşke bugün kazanıp galibiyeti Omar’a hediye etseydik ama olmadı. Tek dileğimiz hızlı bir şekilde sağlığına kavuşup çocuklarını ve bizleri mutlu etmesidir.
Burhan ALSAN
Twitter: https://twitter.com/BurhanAlsan
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!