Fatih Hoca, Benfica kadrosuna göre maça sakatlığı olan Diagne yerine Mitroglou ve Donk’un yerine Emre Akbaba tercihleriyle başladı. Böylece Ndiaye’nin ön libero pozisyonuna geçmesiyle Galatasaray 4-1-4-1 gibi oldukça ofansif bir görüntüye büründü.
Başakşehir’in Bursaspor karşısında galip geleceği netleştiği andan itibaren Galatasaray-Akhisarspor maçının önemi iki katına çıktı. Galatasaray her iki yarıda da oyuna ve topa hakimken özellikle ilk yarıda çok net pozisyonlarda buldu. Galatasaray’ın sağ tarafı müthiş bir uyumla oynarken solda Henry’nin “kendi başına takımlığı” baskının sağlı sollu olmasına ne yazık ki olanak vermedi. Özellikle Feghouli’nin pasında çok rahat pozisyonu gole çeviremeyen Mitroglou son dakikadaki golü atmasa sanırım bu gece uyuyamazdı.
****
Maçın ilk devresi bittiğinde Fatih Hoca sarı kartı olan ve uzun bir aradan sonra ilk on bire döndüğü için fiziksel olarak geride olan Emre Akbaba yerine Kasımpaşa maçının başarılı ismi Selçuk İnan’ı oyuna aldı. İlk yarıdaki atak görüntüyü düşününce Galatasaray’ın ikinci yarıda kısa sürede golü bulacağını düşünmüştüm. Ancak ikinci yarının 15. dakikasından itibaren takımda biraz panik havası ortaya çıkmaya başladı. Bu panik başladıktan sonra sarı kartlı Mariano, karşısında oynayan Manu, baskı karşısında müthiş bir direnç gösteren Akhisarspor’u görünce aklıma geçen sene oynanan ve son dakikada zincirleme hatalarla gelen golle 0-1 mağlup olduğumuz Gençlerbirliği maçı geldi. Tabii ki karşısında geçen senenin yavaş stoperlerini bulamayan Manu burada ciddi tehlikeler doğurmadı. Son 20 dakikada kurulan baskıdan gol çıkmayınca Fatih Hoca tüm riskleri ele alarak Donk-Ndiaye değişikliği yapıp Donk’u ikinci santrfor olarak Mitroglou’nun yanına aldı. Galatasaray bazen panikle bazen ceza sahasına organize bir biçimde girmeye çalıştı. Neticede Akhisar uzatmalara kadar direnmeyi başardı. Artık baskı ile golü zorlarken Akhisarspor adına günün yıldızı olan kaleci Lukaç’ın hatasında boşta kalan topta Mitroglou’nun golü geldi.
Kısa Kısa
- Bu maçla birlikte Marcao ve Luyindima ikilisinin “yeni transfer” hali sona ermiştir. Üstü üste oynanan maçlar neticesinde artık Galatasaray’ın oyun içinde fark yaratan, farklı farklı üstünlükleri olan uyumlu iki stoperi var. Özellikle 0-0’lık oyunlarda stoperlerin bu sağlam duruşu rakibin cesaretini kırarken kendi takımının cesaretini arttırır. Baskı kurulduktan sonra Marcao’nun tekniği Luyindama’nın sürpriz çıkışları ve hava toplarında üstünlüğü gelecek günlerde Galatasaray’a maç golü de getirecektir.
- Emre Akbaba uzun bir aradan sonra ilk kez ilk onbirde sahaya çıktı. Sahada bulunduğu anlarda ayakta kalması gereken pozisyonlarda ayakta kalamadı. Aylarca antreman yapmamış ve maçlardan uzak kalmış bir oyuncu için bu çok normal. Ancak tekniği ve nerede bulunması gerektiği konusundaki sezgilerinden bir şey kaybetmemiş. Hazır olduğunda fark yaratacağından kuşkum yok.
- Belhanda ve Feghouli kaldıkları yerden devam ettiler. Bu oyuncuların “Kuzey Afrika gamsızlığından” her maçı isteyen ve sürekli sorumluluk alan oyunculara dönüşmeleri gerçekten büyük bir olay.
- Geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında ceza sahası çevresinde ve içinde Rodrigues’le oldukça etkili olan Nagatomo’nun işinin Henry oynadığı sürece çok zor olduğunu düşünüyorum. Nagatomo çıktığında O’nu oyuna dahil etmeyen, kanat bekiyle neredeyse sıfır pas alışverişinde bulunan santrforuyla ve ofansif kanatlarla ikili pas oyunlarına girmeyen sadece çalımla ve savunma arkasına atılan toplarla etkili olmaya çalışan Henry Galatasaray’ın bugünkü zayıf karnı. Ben Emre Akbaba’nın form tutmasıyla birlikte O’nun takımdaki yerini teslim alacağına inanıyorum.
- Mitroglou ilk devrede kaçırdığı gol ve ayakta kalamadığı anlarla olumsuz bir tablo sergilerken Alanyaspor maçına göre daha hareketli olması da O’nun adına pozitif tablolardandı. Özellikle maçın sonlarına doğru pas alışverişlerine dahil olmaya çalışması da son dakika golüyle ödüllendirilmiş oldu. Biraz ağır bir görüntü de verse özellikle iç sahada en az iki maçta daha net üç puanlık katkılar vereceğine inanıyorum. Benim aklıma Mitroglou transferiyle birlikte nedense Radu Niculescu transferi gelmişti. Galatasaray bu sezon şampiyon olursa bugünkü gol de Radu Niculescu’nun 2001-02’deki golü gibi şampiyonluk getiren gollerden biri olarak izlenenlerden olacaktır.-
- Fatih Hoca bugün uzun bir aradan sonra maça erken müdahale etti. Bu müdahaleyle birlikte Akhisar’ın oyuna dahil olmasını engellemiş oldu. Sıkışan oyunun sonunda yaptığı Donk hamlesi de maça tesir etti. Umarım Fatih Hoca bu maçlar birlikte formunu arttırmaya başlamıştır. Çünkü son dönemeçte bu Galatasaray adına çok önemli. Ayrıca Fatih Hoca’nın bugün çokça tekrarlanan kanat ortaları ve duran topları tekrar değerlendirip ekstra çalışma yaptırması gerektiğine inanıyorum. Her zaman şans yanımızda olmayabilir. Maçlar son dakikaya gelmeden rakibin direncinin kırılma yolları mutlaka bulunmalı.
Sonsöz
Galatasaray çok zor bir virajı üç puanla döndü. Bir sezonda bunun gibi üç maç çevirirseniz şampiyonluğu çok istediğinizi gösterirsiniz. Galatasaray taraftarları olarak hepimiz şampiyonluğun alameti olan maçların kokusunu alırız. Bu maç da böyle bir alametin başladığı maçlardan biriydi bence. Bu maçtan sonra Diagne ve Emre Akbaba’dan katkı almaya başladıktan sonra Galatasaray’ın daha baskın oyunlar oynamaya başlayacağına inanıyorum. Yeni bir galibiyette görüşmek dileğiyle…
****
Yazının sonuna Mitroglou için bir tribün şarkısı bırakıyorum. Özellikle 30 yaş üstünün bildiği 90’lı yılların popüler bir Ferdi Tayfur şarkısının Mitroglou uyarlaması. Gerisi stadyumun ses efektlerini kontrol edenlere kalmış.
Ben de Sami Yen’in nesine geldim!
Cehennem dediler sesine geldim!
Üstüste dizmenin keyfine geldim!
Geldi Mitroglou!!!
