Maç Yazıları

Geniş Kadroyu Yönetmeyi De Bilmek Gerek

1 Ekim 2022 Cumartesi

601

Galatasaray zor fikstürü, kısır gol haftalarını Gomis’in altın dokunuşlarıyla atlattı. Okan Hoca önce Mertens’i oyuna dahil ederek, sonra da Gomis’e formayı teslim ederek mevcut kadronun olumlu olumsuz tüm özellikleriyle en verimli haftaları geçirdi.

Göze çarpan en eksikler nelerdi?

Van Aanholt’un hücumdaki final pas katkısı.
Kerem’in ve Yunus’un final kararları, top kayıpları.
Abdülkerim’siz iki maçta savunma aksaklıkları.
Mertens’in kaleden uzak kalarak orta sahada enerjisini harcamak zorunda kalması.
Santrforların yeterince topla buluşamaması.
Hücumda bitiricilik ve uyum sorunu.

Bu eksikler Fredrik Midtsjö ve Dubois’in sakatlık döneminin de kısmen içinde olduğu bir dönemde yaşanmıştı. Son gün transferleri İcardi, Mata, Yusuf, Rashica ve Ross gelince seçenekler iyice arttı. Maç eksikleri olan oyuncular fırsat beklerken Konyaspor maçını Dubois ve İcardi’nin katkısıyla 3 puanla geçtik. Milli arada adeta bir futbol karnavalı olan hazırlık maçıyla, milli takıma gitmeyen yedekleri izleme fırsatı gördük. Mata’nın harika oyunu, İcardi’nin bolca pozisyona girmesi, Dubois’in sol bekte katkı vermesi herkesi heyecanlandırdı. Tüm bu bilgiler ışığında ligin yeni lideri Adana Demirspor deplasmanına geldik. Yırtıcı ortalardan oluşan eski Galatasaray orta saha ekibini düşününce, orta sahada daha önce verdiğimiz boşlukların cezasız kalmayacağı konusu öne çıktı. Bu sebeple Okan Hoca Fredrik Midtsjö’yü Oliveira’nın yerine sahaya sürdü. Mertens ve Gomis yerlerini korurken, Dubois de Aanholt’un yerine sol bekte formayı aldı.

Ben Okan Hoca’nın teşhisleri doğru koyduğunu ama tedaviyi yanlış yaptığını düşünüyorum.

-Öncelikle Abdülkerim’in dönmesiyle birlikte Boey, Nelsson, Abdülkerim, Aanholt dörtlüsü savunma anlamında sıkıntı yaratmaz ve Boey’den haftalardır aldığı katkıyı alırdı. Aanholt savunmada aksamadığı gibi sol ayaklı olması da takımın doğru dağılımına katkı verirdi. Final paslarında sıkıntı olsa da takım düzeni için sahada olmalıydı. Dubois geçen hafta ve bugünkü gibi rakip baskıyı kabul etmişken girebilirdi.

– Fredrik Midtsjö’nün bugünkü katkısı yadsınamaz. Ancak ilk haftalara bakarsak da Oliveira’nın hücum noktalarında kilit bir pozisyonda olduğu bir gerçek. Okan Hoca ya Mertens’ten ya da Gomis’ten vazgeçmeli ama Oliveira’yı sahaya mutlaka sahaya sürmeliydi. Oliveira sahada varken bek oyuncuları ve kanat oyuncuları rakipler için daha ciddi bir tehlike olurken, ceza sahasında topla buluşma sayısı inanılmaz yüksek oluyordu. Santrforu oyuna dahil edemesek de karambol anları ve rakibin hataya zorlanmaları nedeniyle goller ve pozisyonlar buluyorduk. Bugün Oliveria’sız oyunda ne beklerimiz ne Yunus ve Kerem atak sürekliliği yakalayamadı. Bu olmayınca çabuk sonuca gideceğimiz bir oyunda Adana Demirspor’un direncini yükselttik ve maça ortak ettik.

-Oliveria’nın sahada olmaması duran toplarda da dağınık olmamıza neden oldu. Farklı oyuncular şanslarını denerken takım alışkanlıkların gelişiminin de önüne geçmiş olduk

-Forma adaleti yönüyle de bakınca haftalardır direkleri döven, buna rağmen yılmayıp golle buluşan Oliveria’nın bu maçta forma giymesi gerekiyordu.

-Maç 0-0 giderken İstanbulspor maçındaki performansıyla bizleri mest eden Mata’nın saha sürüldüğünü gördük. Mata girince baskıyı arttırdık, rakibi bunalttık ve Mata sayesinde rakip eksik kaldı. Ancak gol gelmedi. Gol gelmeyince Okan Buruk’un başlıkta bahsettiğim geniş kadro içinde bocaladığı değişiklikleri gördük. Takım gol atmasa da kötü oynamıyor, sadece bitiricilik sıkıntısı yaşıyordu. Bu süreçte dengeyi bozmayacak değişiklikler yapmak gerekiyordu. Ancak hoca sahayı bir anda ofansif kanatlara boğunca gereksiz bir kaos ortaya çıktı. Zeminin de etkisiyle vuramadığımız pozisyonlar gol olsa her şeye rağmen kazanabilirdik ama bu dağınık değişiklikler nedeniyle şok gol de yiyebilirdik. Hoca’nın bu maçtaki eksiklerini iyi değerlendirmesi gerekiyor.

Yerli Kuralı

Sahada en az 3 yerli olmalı kuralı teknik adamların elini zorlaştırıyor. Futbol milliyetlerin değil en iyilerin sahada olduğu zaman daha güzel. O yüzden Fatih Hoca’nın uygulamaya soktuğu 14 yerli, 14 yabancı kuralı bu işin en adaletli haliydi. Ancak eksiğiyle gediğiyle bir kural var. Bu kurala göre kadro kurarsınız ve psikoloji yönetebilirsiniz. Mata’nın hazırlık maçındaki performansı kadar Barış Alper de iyi performans göstermişti. Milli takımdan moralsiz ve güven kaybıyla dönen Yunus ya da Kerem’in yedeğe alınması bu oyuncuların gerekirse sonradan girecek opsiyon olarak kullanılması düşünülebilirdi. Yani -Kerem kötü Yunus kötü kesilsin- gibi yok edici bir yaklaşım önermiyorum. Kerem’e, Yunus’a da yedek kalabileceği, forma mücadelesi içine girebileceği gösterilmeli. Ya da yıpranmış bir takıma karşı sonradan girmenin de konforlu olabileceği gösterilmeli. Bu maçta harika performans göstermiş olmasına rağmen başka maçlarda taktiksel duruma göre Muslera’dan vazgeçip Okan da düşünülebilir. Mertens de yedek kalabilir. Birçok pozisyonun opsiyonu olarak kulübede bekleyebilir. İlk on birde sahaya çıkmamak dünyanın sonu değil ama maç sonu puan kaybı takımı üzer. Forma dağılımı oyunculara göre değil takıma ve rakibe göre olmalı.

5 Değişiklik Hakkı ve Enerjiler

Futbolcu sahaya çıktığı zaman kondisyonunu 90. dakikaya göre ayarlamak ister. Ancak pandemi sürecinden beri 5 değişiklik hakkı devreye alınmış. Geçtiğimiz yıllarda da yazdım yine yazacağım. Maçı kafanızda oynarsınız, skora göre oyuna göre kafanızda hazır değişiklik şablonları olur. İşte bu şablonları bazı oyuncularla paylaşmanız gerekli. 90 dakika sahada kalmayacağı belli oyuncular eforlarını buna göre ayarlayabilirler. Örneğin Gomis 37 yaşında bir oyuncu. Enerjisini kontrol ederek oynadığı çok açık. Kadro da geniş. Gomis neden enerjisini kontrol ederek oynasın ki? Zaten belli dakikada çıkacaksa neden yapsın bunu?

Okan Buruk’un Adana Demirspor analizi

Okan Hoca orta sahada kendine göre bir dokunuş yaptı. Bu ofansif sıkıntılar yaratsa da defansif açıdan karşılığını buldu. Orta sahada Konyaspor maçındaki boşlukları vermedik. Ancak Okan Hoca rakibin en güçlü yönleri orta saha ve Onyekuru’ya önlemler alırken rakibin zaaflarının üstüne gitmeyi çok düşünmemiş. Rakibin kalecisinin ayakları zayıf, stoperlerinden Samet geçmiş maçlarda da top kayıpları ile ön plana çıkıyor. Diğer stoper Semih’in de ondan kalır yanı yok. İkisi de tecrübesiz ve rakibin en yumuşak karnı. Biz bu iki stopere enerjisini kontrol etmeye çalışan Gomis’le başlayıp doğal durumun dışında baskı yapmadık. Buna rağmen de fırsatlar bulduk. Teknik adamlar bazen basit olanı göremiyorlar. Bu iki stoper varken Barış ya da Rashica’yı santrfor oynatıp stoperlere şok baskılar yapsak bu maç golsüz bitebilir miydi acaba? Diğer maç kimin oynadığı önemli değil. Ama bu kadar geniş bir orta saha rotasyonunun önünde topla bir kere bekleyecek santrfor sabrınız varsa bu tarz denemeler de tabii ki denenebilirdi. Maçın sonundaki baskıda da Gomis gibi bir silah elimizde olurdu.

Halil Umut Meler

Halil Umut Meler uzun süre sonra hakemliğe geri dönmüş. Yan hakemleri de dönse hatalı korner kararları, acele ofsaytlar, Abdülkerim’in ofsayt pozisyonunda sarı kart görmesi gibi durumlar olmazdı. Hele ki taç kararı verecekken rakip atağını “fırsat” görüp bayrağını indirecek yer arayan hakem hiç “hakem” değildi.

Sonsöz

Puan kaybedince eleştiri ağırlıklı bir yazı olmuş gibi oldu. Bugün son dakikalarda kazansak da bu eleştirileri yapardım. Okan hoca değişikliklerde dengeyi elden yitirince bunları yazmak şart oldu. Puan kaybetsek de sıkılmadığımız, fiziksel olarak geride kalmadığımız maçlar izlemek Okan Hoca’ya ve kurulan kadroya yazar. Ama kurulan kadronun genişliğinden bunalıp her oyuncuya mavi boncuk dağıtmak zorunda kalmak Galatasaray’a kaybettirir. Okan Hoca bu konuda mutlaka gerekeni yapmalı. Yoksa kurulan kadroya yazık olur. 117 yaşındaki çınarımız Galatasaray; doğum günün kutlu olsun. Ali Sami Yen ve arkadaşlarına bir kez daha saygılarımı sunuyorum. Yaşasın Galatasaray!