Genlerinde Var

0
166

Ülke tarihinin bir numaralı kulübü Galatasaray, mazisindeki nice başarıyla her zaman hayal ettirmiştir. Rakip kim olursa olsun her koşulda elinden geleni yapmıştır. Zira bu genlerinde var.

Maçtan önce birçok otorite, ligdeki kötü gidişatın da etkisiyle farklı bir skor bekliyordu. Barcelona’nın son haftalardaki yükseliş ivmesi de bizi korkutan diğer etmendi. Maç bu duygu ve düşüncelerle başladı. Barcelona takımı topa hâkim olup, sürekli pas yapan ve rakibi oynatmayan bir yapıya sahip. Hâl böyleyken yapabileceğimiz aksiyonlar kısıtlı kalıyor. Rakibi bir küme şeklinde karşılayıp hızlı toplarla geçiş oyunu oynayabilmek bunlardan biriydi. Nitekim maç da bu minvalde ilerledi. Daha ilk dakikadan itibaren rakibi sahamızda karşıladık. Berkan ve Taylan’ın etkili savunmasıyla Barcelona’yı kanatlara ittik. Maç boyunca 44 orta yapan Barça sadece dört isabet buldu. Burada da Marcao ve Nelsson’un hava toplarındaki hakimiyeti öne çıktı. Traore’nin atikliği, hızı ve fiziki gücü karşısında zekice davranan Aanholt, ilk etapta zorlansa da sonrasında kendince bir çözüm üretti ve Traore’yi kenara itti.

Boey de Depay karşısında iyi bir performans sergiledi ve birkaç şut dışında ona şans vermedi. Dakikalar ilerledikçe oyunun nereye evrileceği az çok belli oldu. Önemli olan bizim nasıl bir anlayışla mücadele edeceğimizdi. Açıkçası çok doğru bir oyun planı vardı sahada. Zira Barça’ya karşı başka bir planla oynamak pek de mümkün değildi. Plana sadık kaldık, bireysel olarak da dinamik bir görüntüye sahiptik. Özellikle takım savunması anlamında neredeyse kusursuzduk. Bu, bizim açımızdan çok kıymetli bir durumdu çünkü dakikalar geçtikçe dirayetimiz ve özgüvenimiz arttı. Ofansif anlamda Kerem’le yakaladığımız pozisyonların sayısını biraz daha artırıp doğru pas tercihlerinde bulunsaydık gol atmamız içten bile değildi. Ayrıca Feghouli birkaç pozisyonda pas hızını ayarlayabilseydi farklı şeyler konuşabilirdik.

****

Babel ilk yarıda Pena’nın muhteşem ayak paslarını çok yerinde kontrol edip top tuttu. Pena’nın performansı Muslera’nın iki üç yıl öncesinden esintiler sundu. Soğukkanlılığını ve sakinliğini mükemmel kurtarışlarla süsledi. Buralarda çoğalabilmemiz gerekiyordu. Mostafa ön alanda pres yapmaya çalıştı birkaç hava topu indirdi. Kerem’in gelişim seyri gerçekten takdire şayan ancak öğrenmeye devam etmeli. Slalom yaptığı pozisyon maçta en çok heyecanlandığımız andı. Buna benzer diğer pozisyonlarda ise maalesef top kaybı yaptı. Top sürüşü gayet iyi, hayli hızlı ancak iki üç kişinin arasına dalarak top geçirmeye çalışması doğru değil. Avrupa’da bunlara çok dikkat ederler. Aynı hatayı tekrarlamak onu izleyenlerin gözüne batar. Bu yüzden Kerem’in daha doğru tercihler yapıp pas opsiyonlarını göz önünde bulundurması gerekiyor.

Ona yöneltilen önerileri can kulağıyla dinleyip gelişimini sürdürmesi çok önemli. Çünkü Kerem müthiş bir yetenek. Yeteneğin yanına eklemlenmesi gereken artıları daha hızlı öğrenmesi gerekiyor. Xavi, ikinci yarıya üç değişiklikle başladı. Barcelona’nın hücumdaki etkinliğine pozitif etki yapabilecek Busquets, Pique ve Dembele oyuna girdi. İlerleyen dakikalarda baskısını daha net hissettiren bir Barça vardı. Pozisyon sayısı da arttı. Torrent’in ilk hamlesi 68’de geldi. Gomis ile Emre’yi oyuna sürdü. Emre girdikten sonra üst üste dört top kaybı yapsa da savunma anlamında Boey’e yardımcı oldu. Gomis ayağına istediği toplarla oyunu ilerde tutma adına çaba sarf etti. 78’de gol geldi ancak ofsayta takıldık. Aslında bu pozisyon Galatasaray’ın nasıl bir anlayışla oynaması gerektiğini gösteriyordu. Kazanılan toplar hızlı bir şekilde atağa çevrilip savunma arkasına atılmasıyla gol aranabilir. Kalan sürede disiplini elden bırakmayan Cimbom, Avrupa’da gol yememe istatistiğini devam ettirdi ve turu ikinci maça bıraktı.

Son Söz

Genlerimizde yer eden Avrupa takımı olma dürtüsü dün de kendini gösterdi. Evet belki galip gelemedik ve oyuna hükmedemedik ama doğru olanı yaptık. Bu sezon Avrupa’da hep doğru oynadık. Torrent’i bu anlamda kutlamak gerekir ama İmparator Fatih Terim’e de teşekkür etmek elzemdir. Onun Avrupa’da oynattığı futboldan esintiler sunduk. Katkısını es geçmemek ve takdir etmek lazım. İkinci maçta da aynı anlayışla oynamamızın doğru olacağını düşünüyorum. Elbette 52 bin kişi önünde muhteşem taraftarımızla baskı yapmak isteyeceğiz ancak savunma arkasında boşluk verirsek işler sarpa sarabilir. Bu bakımdan mutlaka aynı şekilde oynayıp kazanılan topları daha doğru kullanmalıyız. Tam da burada Kerem’e Feghouli’ye ve forvette oynayacak kişiye çok önemli görevler düşüyor. Umudumuzu yeşertip hayal kurdurduğun için teşekkürler Galatasaray’ım…

Twitter: https://twitter.com/BurhanAlsan

Blog’un kuruluş amacı ve isim hikâyesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız