Fatih Hoca önceki rotasyonlarında dinlendirdiği oyuncuları kulübeye bile almadığı için işler kötüye gittiğinde A planına dönemiyor ve işler zora giriyordu. Bu sefer yaptığı rotasyonda işler kötüye gittiği anda müdahale edebileceği bir planı görünce kadroyu eleştirmek yerine beklemeyi tercih ettim. İşler iyi de başladı sezonun en erken golünü attık, Ali Palabıyık’ın bile yüzünün düştüğü bir periyottan sonra ikinci golü bulmama yönünde rahatlığımız, hücumda atak sonlandırmayışımız, rakibin ritmini bozacak basit faulleri hiç tercih etmememiz, oyunu kendi sahamızda yaptığımız paslarla kontrol edeceğimiz düşüncesine kapılmamız neticesinde bir gol yedik. Yediğimiz gol tam Ali Palabıyık’ın tam da Kadıköy reçetesine uyuyordu. Golden sonra paniklememiz, Rizeli oyuncuların hakem rüzgârını arkalarına alıp gittikçe sertleştikleri ortamda bir gol daha yiyerek mağlup duruma düştük. Rizeli oyuncular hakem konusunda o kadar rahattı ki Babel’e dirsek atan Dabo’nun yüzüne vurduğu Babel’i “çekil oradan dercesine” itebiliyordu. Bu iklimde tek farklı mağlubiyetle devre arasına girdik.
Çaykur Rizespor Kötü Takım
Rizespor takımı bizim nefretimizden bağımsız ligin en kötü takımlarından. Bir mucize olmasa küme düşüp karanlık yönetimlerinin de verdiği hasarlarla birlikte tarihin yolculuğuna olacaktır. İşte biz bu Rize’yi maça ortak ederek, tartışmalı bir galibiyete uzandık. Bence bu ortak etmede en çok bizim hatamız vardı. Bu hatalarımız;
- Biz taraftarlar olarak isimlere odaklanıyoruz. Kim oynadı, kim girdi, kim çıktı diye. Fatih Hoca hem isimlerden hem dizilişten taktiğe her odağın sorumlusu. Bugün Babel ve Feghouli kanatlarıyla sahaya çıktı. İşler kötü giderse müdahalenin nereden geleceği az çok belli gibiydi. Açıkçası Babel’in iyi, Feghouli’nin kötü bir maç çıkardığı ilk devrede ben Feghouli-Morutan, Taylan-Halil değişikliği ile maçı koparabileceğimizi düşünüyordum. Ancak hoca yine Van Anhoolt ile Ömer ve Taylan-Halil değişikliğine giderek Ömer’den ofansif katkı, Halil’den de ikinci santrfor katkısı bekledi. Rakip zayıf bir takım olduğu için Ömer değişikliğini anlayabiliyorum ama Van Anhoolt’un da geriye düştüğümüz maçlardaki reaksiyonunu görmek istiyorum. Yani takımın en büyük sorunu Van Anhoolt muydu diye düşünmeden edemiyorum. Diğer yandan devreye tekrar Feghouli ile başlamanın en büyük hatalarımızdan olduğunu düşünüyorum. Çünkü zayıf rakibin dinamik oyuncular karşısında ne hale geldiğini 10 kişiyken bile gördük. Stabil, misyonunu tamamlamış iki tane kanat oyuncusu ile açıkçası Rizespor’un ekmeğine yağ sürdük.
- Değişiklik yaparken Fatih Hoca Van Anhoolt’un yeterince hücum yapamadığını düşünmüş. O anlamda Ömer mantıklı sayılabilir. Oysa rakibin zayıf oyununu göz önüne alıp, Alpaslan’ın sarı kartla oynaması, tıpkı Luyindama’da olduğu gibi topla çıkışlarda sorun yaşadığını görüp Van Anhoolt’u sol stopere, Nelsson’u sağ stopere çekip özellikle Taylan’dan sonra yaşanacak çıkış sorunlarını çözebilirdik. Sürenin, her topun önemli olduğu ikinci yarıda her rakibe yaptığımız gibi pres iştahı yaşattık ve sorun yaşadık.
- Sahaya çıkan ilk kadroda Taylan ve Berkan’ın olması defansif açıdan güzel bir tercih ancak rotasyon kadrosunun ön hattının rakipler için fazlasıyla öngörülebilir olması en büyük sorunumuz. Babel’in topu aldığında yapacakları belli, formsuz Feghouli’nin yapamayacakları belli. Tercihlerimizde rakibin işini kolaylaştırıyoruz. Bunu Babel’in bugün iyi oynadığını gördüğüm halde yazıyorum. Burada asıl mesele şu bence; hem bizim hem Hoca’nın hayal ettiği takımda Babel’in ve Feghouli’nin kanat olduğu versiyonun yeri yok. Hoca’nın bu oyuncuları tecrübeli görüp sorumluluk teslim etmesini de yeri yok. Bu sene gençliğin coşkusuna teslim olup kötü olduğumuz maç yok. Ama Arda’nın, Babel’in, Feghouli’nin tecrübeli kollarında eridiğimiz maç çok. Hoca bunu bence es geçmemeli!
- Bugün hakem faktörünün üzerine yeterince çalışılmamış. Ali Palabıyık’ın bir maçın şeklini istediği gibi değiştirebildiğini biliyoruz. 5 değişiklik hakkını bu anlamda da değerlendirmek lazım. Böyle bir hakemin olduğu maçta çıkması muhtemel oyuncular kalede uzak yerlerde sert olmalı ve topu genelde kalemizden uzak tutacağımız ritmi sahaya yaymalıyız. Biz yine aksine ilerledik ve çıkarken faulle karışık kaptırdığımız topta golü yedik.
Gözden Kaçmasın
Fatih Hoca’yı dinlerken açıkçası üzülüyorum. Göze çok çarpan sorunları görmüyor, yine göze çok çarpan çözümleri de görmüyor. Eskiden bu fırsatları kaçırmazdı. Maç sonunda Feghouli’nin yorulduğu için çıktığını, Babel’in ve Ömer’in iyi oyunlarına yaptığı vurguda hissettiğim “rövanş” açıkçası beni üzdü. Evet bugün rakip zayıftı, Ömer’in savunma zaafları önümüze gelmedi. Ama elle müdahale etmek zorunda kaldığı çaresizliği görmelisiniz. Çünkü iyi bir takım bu açığı değerlendiriyor. Feghouli’nin kötü olduğunu değil de yorulduğunu gözlemlerseniz hata yaparsınız. Diğer yandan Babel’in iyi oyununda da rakibin zayıf olması göz ardı edilemez. Bu gerçekle imdat çekici olarak güveneceğimiz Babel zor bir maçta bizleri üzebilir.
Diğer yandan haftalardır Halil’in santrforda yalnız olduğu ve iki haftadır da ikinci santrfor olduğu versiyonları gördük. Hoca’nın Necati’de, Elmander’de sezon için ulaştığı cevaba Halil girdikten sonra ulaşıyoruz. Geçmişte Baros’un 4-4-2 ile gösterdiği maçtan önce ve sonra yaşadığımız süreç birbirine benzemiyor mu? Hoca cevabı bulduktan sonra Fenerbahçe’ye karşı bu formülü kullanmamış mıydı? Cevap bu kadar önümüzdeyken neden sorunların üstünde debeleniyoruz?
Marcao’nun ve Boey’in sahada olduğu ve çift santrfor düzeninin oturduğu bir sistem açıkçası beni çok heyecanlandırıyor. Umarım Fatih Hoca da bu heyecanı yaşayacaktır.
Sonsöz
Küme düşmesini dört gözle beklediğimiz futbol mafyası takımını tartışmalı bir golle yenmek beni tabii ki üzdü. Biz Galatasaray takımı olarak böyle takımlara karşı oynarken, onlara top bile göstermeden “sahalarına gömmeliyiz!” Oysa geçen sene bu takım bizi şampiyonluktan etti ve reaksiyon gösteremedik. Bugün penaltıyı atsalar ya da hakem son dakika golündeki madeni kullanmayı tercih etseydi de belki bizi çok kötü bir cenderenin içinde bırakabilirlerdi. Neyse ki bir mucize oldu da 3 puanla yolumuza devam ettik. Bu maç bize ders olsun, her topun, her anın kıymetini bilmeli ve üvey evlat muamelesi gördüğümüz ligde şampiyonluğa yürümeliyiz!
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!
Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/