Uzun bir aradan sonra merhaba. Keyifli, nostalji kokan, şahsi ve toplu olarak mutlu olacak/edecek bir yazıyla dönmeyi planlıyordum, olmadı. Zaten bu ülkede artık mutlu olmak imkansız. İstisnasız herhangi bir alanda kendinizi motive etmeniz de imkansız. Halbuki biz, imkansızlıkların da yenildiği bir ülke ve kültürden besleniyoruz, ama artık -duk!
Nefes oldukça umudun olması gerektiğine dair -son bir can havliyle- iyi dileklerimi sunmaktan başka elimden gelen bir şey de yok…
Pazar akşamı yine kör göze parmak gibi sergilediler en büyük ahlaksızlıklarını, hırsızlıklarını, arsızlıklarını! Adaletsizlik bunların göbek adı olmuş, hak çalma ruhlarına işlemiş ve hücrelerine yuva yapmış vaziyette. İnsanlığa dair en aşağılık tabir ifadesi olan esfel-i safilin, bunların yaşam biçimi olmuş…
Memleketin canına okumaya yemin etmişlerin kuklası, bir başka sömürgecinin başını çektiği gibi gözüken, fakat memlekete zarardan başka bir şeyi dokunmayan “Karadenizli” tayfasının sessiz kahramanlarından olan baş haydutun öncülük ettiği kara, kirli, erdemden ve ahlaktan yoksun çetenin bir hırsızlığına daha hep beraber ve haklı öfkeyle şahit olduk.
Allah aşkına bu vasıfsızda ne gibi bir cevher gördünüz ki 2008’den bu yana burada? CV’sindeki tek bilgi Galatasaray ve Fatih Terim düşmanlığı olan bu takacının hangi meziyetleri böylesine kritik görevlerde bunca yıl kalmasını sağlıyor? Hangi iktidar sahibi hangi çıkarları veya emirleri için bu faydasızı kullanıyor?
Yıllardan bu tarafa baktığımızda artık arsızlığın da ötesine geçen aleni bir düşmanlığı izlemek, tahammül etmek zorunda değiliz. Tabii ağababalarının kurduğu haram düzende, bunların herhangi birisinden helal iş beklemek de ahmaklığın daniskası haline geldi.
Birkaç sezon önce Kadıköy’deki derbi skandalları, sonrasında içeride Konya maçında Türk futbol tarihine kapkara olarak geçen, hakem eli ve üst akıl emriyle VAR Şikesi, hemen ardından arsızca o hakemler ve bir hafta sonraki jk derbisine atanan baş tetikçi ile verdiği, kanatları altına aldığı pozlar, memleketine 1350 km ötedeki beton yapıyı memleketine sponsor yaptıran, Fatih Hoca için “bu adamı bitirin!” diye salyalarını akıtarak söylediği ve onlarca şahit önünde sarf ettiği sözler, Milli takımın basın toplantısında bile utanmadan Fatih Hoca’ya o küçük ve kıt aklınca sallamalar, spor basını diye adlandırılan lağım medyasındaki aleni düşmanlık sözleri, başka memlekette olsa ligden en az 3 takımın düşmesi gereken Zorlu Çetesini tertip, aktif görevdeyken f*b kongresinde sırıtarak attığı oy… Yahu o kadar kabarık bir dosyası var ki, yaz yaz bitmiyor! Benim yazarak bitiremediğim yerde, kendisi utanmadan aktif görevde kalıp cellatlarından kelle istiyor ve bir şekilde uygulatıyor!
****
Biz biliyoruz ki; bunları oraya getirenler talimat vermeden zerre hareket edemezler. Çünkü bu yapı ve benzerinin ortak özellikleri sahiplerinin sesi olan, uzaktan kumandayla kontrol edilebilen, insanımsı yapıdan oluşmalarıdır. Bunların tiyneti de bozuktur. Bunlar gibi ruhunu satmışların hayatlarındaki tek değer yargısı nemalandıkları haram düzenin haram meyvesi olan paranın hesaplarında var olmasıdır.
Fakat unuttukları bir şey var; bu dünyada herhangi bir hareket, oluşum, cemiyet, siyasi yapı sonsuza kadar var olmaz… Ve hesap günü er ya da geç gelir… Siz yaptığınız ahlaksızlıklardan keyif ala durun, biz hesap soracağımız günden alacağımız bahtiyarlıkla var olmaya devam edeceğiz…
****
Takacı, sana iki çift lafım var; sen ananın eteğinden çekiştirirken, Galatasaray namını nice medeniyetlere duyuruyordu. Sen aklını başına elbet bir gün alacaksın, veya almak zorunda kalacaksın… Fakat işte o zaman adil yargı önünde birer birer hesap verecek, kurduğunuz bu kara düzen ve yaşattığınız onlarca kötülüğün hesabını vereceksiniz!
Bu sen ve senin gibilerin son valsleri…
Bir an bile aklından çıkarma: YARGILANACAKSINIZ!
Ve tüm bunlar olurken, anlı şanlı Galatasaray şerefiyle yaşamaya, yeni ufuklar açmaya, yeni tarihler yazmaya devam edecek.
O kadar küçükler ki, gözlerinin bürüyen ve hiç doymadıkları hak çalma, bu küçüklüklerini görmelerine engel oluyor. Galatasaray 1905’de kuruldu. Bu cennet vatanın kurtuluşuna, bu güzide Cumhuriyet’in kuruluşuna şahitlik etti. Nice güç sahipleri geldi de geçti, bir Galatasaray hep geldi amma hiç geçmedi…
****
Bırakmıyorlar ki tamamen adil bir düzende takımımı, hocamı eleştireyim.
Bırakmıyorlar ki konuşabilelim…
Ben artık amasız fakatsız gördüklerimi yazmak, yanlışları konuşmak, eleştirilerimi yapmak istiyorum. Sizin bu çamurdan beter liginizde bunların hiçbirine fırsat kalmıyor. Bu ortam düzelmeden eleştiri sıralamak bana doğru gelmiyor… Buna katılmayan insanlara da saygı duyuyorum. Tercih meselesi…
Yanlış bile olsa içimde tutamayacağım, artık bizi her an zarara uğratan birkaç durumu da söylemeden geçersem kendime duyduğum saygıyı yitireceğim:
-Bonservisini bile alamayacağımız, geçen yıl belki şampiyonluktan olmamızda en büyük rol sahiplerinden olan birisi için bu kadar diretmenin bir manası yok. Galatasaray İngiltere Liglerine oyuncu hazırlama takımı değildir. Hele hele bu kimse Galatasaray’ın herhangi bir oyun sisteminde tek başına yük çekebilecek kapasite ve meziyete sahip değilken…
****
Bu zor günleri de aşacağımıza olan inancım her daim var. Galatasaray’a dair umut her an var… Galatasaray güneş, biz çiçek. Nereye dönerse dönsün yüzümüz hep O’na dönük, hep O’na aşık, hep O’na tutkun, hep O’na hayran…
Şimdi ait olduğumuz yere, Avrupa’ya odaklanma vakti.
Cimbom Başı Dik Yürür!
twitter: http://twitter.com/ilkeryaziyor
Blog’un kuruluş amacı ve hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/ yazısını mutlaka okuyun!