Hiçin Üstüne

0
617

Uzun zaman sonra bir galibiyet yazmanın mutluluğunu biraz buruk da olsa yaşıyoruz. Galatasaray bugün çok rahat bir galibiyet almış oldu. Bu rahatlığı Çaykur Rizespor’un kötülüğüne mi, Galatasaray’daki ufak değişime mi, yoksa ilk kez Galatasaray’ı engellemek için gelmediği belli olan hakeme mi bağlamak lazım bilmiyorum.

Fatih Hoca uzun süredir maruz kaldığımız, Beşiktaş maçıyla tavan yapan ruhsuz oyunu Belhanda, Mariano ve Feghouli üzerinden yorumlamış olsa gerek ki üç oyuncuyu da bugün yedek soyundurdu. Nzonzi’nin yedek kalmasını ise bir rotasyon olarak değerlendiriyordum.

Aslında Fatih Hoca’nın derbi sonrası açıklamalarına bakınca bu maçta çok radikal sayılabilecek sürprizlere hepimiz açıktık. Ancak Fatih Hoca beklentileri o açıdan karşılamadı. Hatta taraftarca çok beklenen Taylan Antalyalı’yı kulübeye bile dahil etmedi. Tüm bu süreçten bağımsız 10 tane yedek oyuncu ile sahaya çıkılabilen bir kural varken ben kulübede 2 kontenjanın gençlere ayrılması gerektiğine inanıyorum. Önceki haftalarda antrenmanlarda kendilerini gösteren gençleri en azından kulübe ile ödüllendirebilirsiniz. Oyunun gidişatına göre de bu oyuncuları forma ile tanıştırabilirsiniz.

Sahaya Gelirsek

Önceki haftalardan farklı olarak mücadele gücünün ve yardımlaşmanın arttığını gördük. Maç 2-0 olana kadar da en azından hücum teşebbüsleri konusunda pozitif bir beklenti içine girebildik. 2-0’dan maçın temposu bir türlü artmadı. Bunda mağlup durumda olan Rizespor’un kıpırdayamamasının da katkısı vardı.

Yine diğer maçlara göre anlamsız top kaybı sayısı çok daha azdı. Bu hatalar yapılmayınca rakibe gereksiz özgüven kazandırarak maça ortak etmemiş olduk. Bana göre Çaykur Rizespor ve Beşiktaş arasında çok fazla kalite farkı yoktu. Ama Beşiktaş maçının daha başından itibaren o kadar pas hatası yapıldı ki Beşiktaş’ta “bu maçta gol atabilirim” duygusu uyandı.

Bugün takımın daha ileride kurulduğunu gördük. Fatih Hoca’nın da saha kenarında yaptığı uyarılardan da bu konuyu çok önemsediğini gördük. Savunmanın ileriye kurulması zayıf Rizespor hücum hattının Galatasaray’ı yeterince zorlayamamasına neden olmuş oldu.

Galatasaray bugün top kapma sayıları, boşta kalan topları alma sayıları ve ikili mücadelelerde öne çıktı. Bu istatistiklerin pozitif yansımalarını da gelecekte gelecek coşku ile göreceğiz.

****

Aslında bu maçın ne anlama geldiğini irdelemek lazım. Yazının başlığı “Hiçin üstüne” çünkü Galatasaray o kadar çok “hiç” noktasına yaklaşmıştı ki bugünün başka bir başlangıç noktası olduğunu düşünüyorum. Aslında bugünkü oyun beni çok mutlu etmedi ama “hiçin üstüne” kazanılanlar vardı. Bu süreçte Fatih Hoca’nın elinde kağıt üstünde yüksek beklentili ama düşük performanslı oyuncular vardı. Bana göre bu sene Muslera ve Nzonzi ile başlayan olumlu kervana önce Luyindama sonra Andone daha sonra da Lemina güçlü kartlar olarak eklendi. Diğer kartları güçlendirmek ise rekabet sürecinde oyuncuların vereceği mücadeleye bakacak. Bugün Seri, Şener ve Emre Mor’un da bu açıdan takıma katkı vermiş olduğunu düşünüyorum. Ahmet Çalık’ı ise uzun bir aradan sonra ilk kez bu kadar kendine güvenli gördüm. Bunda net bir santrforu olmayan Çaykur Rizespor’un katkısı var mıydı bunu zaman gösterecek.

Yine bu “hiçin üstüne” eklenenlerden bir mevzu da korner atışları. Bu aslında son 3 maçta Emre Mor’un kullandığı kornerlerle kendini göstermeye başladı. Elinizde Luyindama, Marcao, Donk, Nzonzi gibi oyuncular varken kornerler sizin için büyük silah olmalı. Oysa biz uzun süredir kornerlere anlamsız taç muamelesi yapar olmuştuk. Umarım bundan sonra bu etkinin sonucunu kornerden gelen gollerle görürüz. Aslında yeni bir element keşfetmeye gerek yok. Önce direğe anlamsız yavaş ortalar yerine uzun oyuncu hedefli kornerler en azından yeterli karambolü oluşturacak ve rakibi hataya zorlayacaktır.

****

Bu hafta çok uzatacak bir maç yok aslında. Bugünün özelinde özellikle Fatih Hoca’nın çıkardığı dersleri gördük. Öncelikle formayı yeterince terletmeyen formsuz oyuncularda ısrara bir son vermek gerekiyordu. Evet bazı oyuncular oynatılarak kazanılır ama bu kadar formsuz oyuncu topluluğunda bu mümkün değil bence. Formayı hak etmeyen oyuncu sayısı arttıkça takımın içinde mutsuzluklar olur. Bu da ister istemez sahaya yansır. Bugün de gördük ki sorumluluk duygusu yüksek olmayan oyuncuları en azından rekabetle tehdit etmek gerekir.

****

Aslında ben bu sezonu Prandelli ile başladığımız sezona benzetiyorum. Tüm kötü oyuna ve karamsarlığa rağmen zirveden kopmamış ve Hamza Hamzaoğlu ile gelen Fatih Terim ayarları sayesinde şampiyonluk gelmişti. Şimdi bu dokunuşları kendisine karşı Fatih Hoca’dan bekliyoruz. Bu dokunuş gelir ve takım istenen seviyeye yükselirse bu zamanki kısmı çoğumuz hatırlamayız bile…

Sonsöz

Çarşamba günü deplasmanda Real Madrid maçı var. Zor olur ama en azından 1 puanı zorlayacak bir sistem ile sahaya çıkmak ve gelecek maçlarda öz güveni sarsmayacak bir mücadele içinde olmak gerekir. Özlediğimiz Galatasaray coşkusunu iyi bir sonuçla görürsek de ne mutlu bize. Herkese iyi haftalar dilerim…

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye

Yeni açtığımız ana hesabı takip edin ve gücümüze güç katın: https://twitter.com/3numaraliuyecom

Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/

İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız