Kazanmaya Alışmak Güzel
Kazanmaya alışmak güzel deyimi ile yeni güne başlamak müthiş bir his. Salı akşamı Old Trafford’u fetheden Galatasaray deplasmanda Antalyaspor’a konuk oldu. Okan Buruk kadro tercihinde hem bazı ödüllendirmeler yaptı hem de hazır olmayan oyuncuları ısındırmaya devam etti. Manchester United maçında sonradan giren ve maça anlamlı dokunuşlar yapan Barış, Tete’nin yerine ilk on birdeki yerini aldı. Yine Manchester United maçında sonradan umut vadeden katkılar yapan Ndombele formaya ısınmaya devam etti. Maçın kahramanlarından Kaan Ayhan’ın yokluğu ise o maça özel bir tercih olduğunu ortaya koydu. Yine maçın iyilerinden Angelino da Kazımcan Karataş ile yer değiştirdi.
Maça dört yerli ile başlamayı da anlamlı buluyorum. 3 yerliden birisine bir şey olduğunda çoklu değişiklik yapmak zorunda kalmamak adına avantajlı bir durum ortaya çıkıyor. Özellikle rotasyon zamanlarında… Aslında pek rotasyon sevmem. Ancak bugünkü rotasyon hem ölçülü hem de geleceğe yönelik hamleler içerdiği için açıkçası memnun oldum. Barış’ın oynaması diğer oyunculara mesaj, Ndombele’nin oynaması onun hazır olmasını beklediğine dair mesaj, Kazımcan’nın varlığı ise oyuncuya güvenildiğini ortaya koyuyordu. Tüm bu değişikliklere rağmen maç hızlı başladık. İcardi iki tane pozisyondan yararlanamadı. Bunlardan birisinin pası Manchester maçındaki son goldeki gibi Davinson Sanchez’den geldi. Diğeri ise Kerem’in İcardi’yi gördüğü direkt paslardandı. İlk devreye başka pozisyonlar da sıkıştırdık ama rakibe hiç fırsat vermedik.
Manchester United maçının etkili ismi Barış’ın katkısı sağ ayaklı olması ve sağ çizgiye basabilmesinden gelmişti. Bugün tam aksine içeri daha fazla girdi ve bunların anlamlı kısmında başarısız oldu. Oysa Güray Vural’ın zaaflarından faydalanmaya çalışsaydı belki de günün adamı olurdu.
İkinci Yarı, Erken Değişiklik
Oyun üstünlüğü daha çok bizde olsa da gol bulamamıştık. Barış iyi gününde değildi. Okan Buruk ikinci yarıya oyuncularına 15 dakika daha şans vererek çıkıyor genelde. Ancak bugün istenenleri yapamayan Barış ile zaman kaybetmemeyi tercih ederek rakibin direncini erken kırmayı hedeflediğini gösterdi. Tete’nin girmesi sonrası oyun hareketlendi. İlk önce İcardi’ye harika bir pas attı. İcardi’nin güzel vuruşunu kaleci çıkardı. Başka bir pozisyonda Veysel Sarı ceza yayı üzerinde İcardi’ye faul yaptı. Vuruşu İcardi kullandı. Veysel Sarı’ya çarpan top kornere çıktı. Kullanılan korner sonrası Davinson Sanchez ile kilidi açtık.
Golden kısa süre içinde Ndombele ve Zaha kenara geldiler. Zaha korunmaya alırken, Ndombele’nin muhtemelen hedeflenen dakikasına ulaşılmıştı. Bu değişiklikler ile oyunun tutulması hedeflenmişti büyük ihtimalle ama Antalyaspor kısa süre de olsa baskı kurmayı başardı. Bunun üzerine Okan Buruk Kazımcan’ı da kenara aldı. Yerine Nelsson oyuna girince Abdülkerim sol beke geçti. Maç hâlâ tek farkla devam ediyorken Assombalonga boş pozisyonda kafayı vuramadı. Sonrasında ortayla karışık vuruşu direkten döndü. Sanırım maçın Galatasaray adına en şanslı zamanları bunlardı. Bu süreci atlattıktan sonra Muslera savunmanın arkasına sarkan Mertens’i gördü. Mertens daha da arkaya sarkan İcardi’yi gördü. İcardi’nin açısı sola doğru iyice daraldı ama o dar açıdan sol ayakla harika bir vuruş yaptı. Gol ofsayt gerekçesiyle sayılmadı. Ancak VAR incelemesi sonucu bu harika gole geç de olsa sevinmiş olduk.
İkinci golden sonra rahatladık. Daha da net pozisyonlar bulduk, gol de yemedik ve maç 0-2 lehimize bitti.
Kazanmaya alışmak güzel Kısa Kısa
- Zaman zaman markamıza yakışır zaman zaman da tutuk bir oyun oynadık. Bunda rotasyonun ve on numarada Kerem Aktürkoğlu’nun varlığının da katkısı vardı. Kerem Aktürkoğlu önceki maçlar kadar top kaybı yapmasa da oyun kurulumu konusunda fark yaratmadı. Daha çok gezgin forvet edasında takıldı. Nerede oynarsa oynasın pozisyona girmeyi bildiği için iki tane de pozisyona girdi ama atamadı.
- Davinson Sanchez iyice ağırlığını koymaya başladı üstüne de galibiyetin kapısını açan golü attı. Bu golün bazı anlamları var.
- Stoperleri atan takım maç kazanmaya daha yakındır. Abdülkerim sonrası diğer stoperden de gol katkısı almak çok önemli.
- Duran toplardan gol atmak, öne geçmek, geriden gelmek çok önemli. Bu da şampiyonluk yolunda çok önemli bir anekdot.
- Oyuncularda yorgunluk belirtileri vardı. O yüzden maç içinde inişli çıkışlı an çoktu. Buna rağmen günü zirvede başlayıp zirvede bitiren isim çoktu. Muslera, Boey, Abdülkerim, Davinson Sanchez, Torreira ve İcardi bu açıdan öne çıktılar.
- Her maçını efsane performanslarla geçen Boey bugün bana göre en ekstra maçlarında birisini oynadı. Klasik savunmasını yaptı. İleride doğru pozisyonlar aldı. Ama bugün orta kalitesi açısından en yüksek seviyeli maçıydı. Bu konuda da gelişmeye başladı. Komple bir sağ bek olma yolunda ilerliyor.
- Ndombele ilk defa ilk on birde sahaya çıktı. O kadar maç eksiğine rağmen ancak faulle durdurulabildiği an çok. Yüzde yirmi bile hazır değilken gösterdiği performans geleceğe ışık saçıyor.
- İcardi’si olan kazanır. Umarım, hep formda ve sağlıklı olmaya devam eder. Kilo sorunu bitmiş. Kalitesi ile sorun olmaktan daha öte evrelere tekrar çıkmış. Aman milli arada kilo almasın!
- Bugün iki farklı yendiğimiz takımın Fenerbahçe’ye neler yaptığını hatırlayarak maçı değerlendirmek lazım. Bugün maç asla o seviyede Antalyaspor’a dönmedi.
Zorbay Küçük
Muslera’ya gözünün önünde yapılan harekete faul çaldı ama kart göstermedi. Rakip oyuncu pozisyon gereği değil ayağını kaçırabilecekken Muslera’ya ayağıyla basıyor. Bu açıdan kırmızı kart verilebilirdi. Ancak Zorbay Küçük kartsız geçiştirdi. Tepki gösteren Muslera’ya sarı kart gösterdi. Sonrasındaki tepkilere ikinci sarıyı vermeye kalksaydı düdük asacak noktaya evirilirdi. O yüzden hatasını cebine koyup, oyuna devam etti. Hakemlerin görevi aslında çok basit değil m? Gördüğünü çalacaksın… Gördüğün halde kafanda tilkilerle gezersen oyuncu da seni zor duruma düşürür.
Sonsöz
Ligde galibiyet serisi alan, Şampiyonlar Ligi’nde dört puanla ikinci sırada yer alan bir Galatasaray var!
İşler kötü gittiğinde bile ayağa kalkabilen bir Galatasaray var.
Kazanmayı alışkanlık haline getirmiş bir Galatasaray var.
Taraftarın güvenini kazanmış bir Galatasaray var.
Yine milli araya girdik.
Çok ama çok özleyeceğiz…
Dönüşte kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Sonrasında Bayern Münih’e kafa tutacağız.
Çünkü biz Galatasaray’ız!