Kenetlendik Sizi Bekliyoruz!

0
291
Schalke 04-Galatasarat 2-0

Kenetlendik Sizi Bekliyoruz!

Maça saatler kala PDFK’ye yapılan sevklerin amacı hepimizce malum. Kendi ülkesinin takımının motivasyonunu bozmamanın yollarını arayan bir federasyona sahip olmak Türk futbolu için ne kadar da sevindirici!

Bunun dışında gerçekleri de kabul edelim. Eğer çok kritik noktalarda eksiğiniz varsa elinizdeki tamam dediğiniz oyunculardan bile olursunuz. Zaman geçtikçe elinizde olduğunu bildiğiniz, güvendiğiniz oyuncuların bile performansı düşer, kaybedilir. Diyeceksiniz ki “bu takım hakem müdahalesi olmazsa Fenerbahçe’ye fark atacaktı.”; ezeli rakibinizle kendi sahanızda, genç takımla da oynarsınız böyle bir şansınız olabilir. Mesele bu motivasyonu tüm maçlara yaymakta bitiyor. Ligde zayıf durumdaki ezeli rakibine motivasyonla kurduğun üstünlüğü, Almanya’nın vasat sayılacak takımına karşı kuramıyorsan; bir sıkıntı vardır.

İyi Futbol İyi Futbolcuyla Oynanır!

Fatih Terim her zaman iyi futbol oynatmaya çalışan bir hoca. Evet bu hepimizi mutlu ediyor yıllardır. Ama bu sezon elinde iyi futbol oynamak için yeterli oyuncusu yok. Gerek transfer hataları gerekse de sakatlıklar nedeniyle Hoca’nın eli iyice zayıfladı. Bazı maçlarda bazı oyuncular zaman zaman iyi performans çıkarsa da gerçek ortada duruyor. Hal böyle olunca daha çok top odaklı, puan odaklı, gerekirse oyunu çirkinleştirecek; kalenin uzaklarında bol faullü, gerekirse bol kartlı oyunlar oynanmalı; özellikle de Şampiyonlar Ligi’nde. Çünkü Şampiyonlar Ligi’nde yenilmediğin zaman çıkış bileti her an önüne gelebilir. Oyuncuların da kapasitelerinin yetersizliğinin çok farkında; bunun için sorumluluk almaktan kaçınıyorlar, bunun için gerekli reaksiyonu gösteremiyorlar; bunun için anlamsız zamanda şut, anlamsız zamanda pas atıyorlar. Sonuç, saha içinde sazı alacak oyuncu yok; frikik kazanıyorsun topun başında seni heyecanlandıracak oyuncu yok. Yedek kulübesine bakıyorsun, sonra ben “koskoca Galatasaray’ın yedek kulübesine mi bakıyorum” diyorsun. Tamam önemli sayılacak sayıda sakat oyuncu var ama sahaya çıkan bu kadro ile hatırı sayılır santrfor olmadan, rakip takımın stoperlerini tedirgin etmeden, santrforun dağıtacağı dikkatle kanat oyuncularını öne çıkaramadan iddialı bir oyun bekleyemezsiniz. Galatasaray sezonun ilk devresi bitene kadar herkesten yapabilecekleri ölçüsünde verim alan daha kompakt ve oyunu kilitleyen; (bunu demeye dilim varmıyor) ama 2001-2002’deki Lucescu’nun takımı gibi oynamalı bence.

Schalke 04-Galatasarat 2-0
Muslera’nın maçın başında yaptığı hatadan gol yedik. Muslera hata yaptığında hatasını telafi edecek arkadaşlara ihtiyacı var!

Ne Yapmalı?

  • Öncelikle sezonu ilk yarısı bitene kadar, özellikle de zorluk derecesi yüksek rakiplere göre kadro ve taktikle çıkılmalı. Örneğin Schalke 04 takımının kalecisinin zaafı mı var? Şut ve duran top opsiyonunu daha çok bu kaleci zaafına göre kullanacaksın. Başka takım hızlı kontralarla mı geliyor; gerekirse son ana kadar sabırla üzerine çekip fırsat kollayacaksın.
  • Sakatlıklar ve cezalarla birlikte, artık takımla olmayacak ya da en azından bu dönemde olmayacak oyuncular var. Bu sürede Sinan artık B planı olmalı, rakiplere ters hamle olarak Muğdat 0-0 oyununda değerlendirilmeli. Eğer fizik kondisyonu uygunsa Ali Yavuz Kol da hiç düşünmeden kullanılabilir.
  • Nasıl ki Ozan’ı formsuzluklardan, yokluklardan kazandık; aynı şekilde genç takımdan Süleyman Luş da Nagatomo gelene kadar değerlendirilebilir.
  • Orta sahada Ndiaye’nin ve Donk’un yokluğunda Celil’den faydalanılabilir.
  • Oyuncu performansları tek tek incelenmeli. Gönderilebilecekler, satılabilecekler, kiralık gönderilecekler için yazın yapılmayan çalışmalar mutlaka devre arasında yapılmalı. Transferini dört gözle beklediğimiz Ndiaye’nin performansı devre arasına kadar düzelmezse geri gönderilme opsiyonu tartışılmalı.
  • Evet kadro sıkıntılı ama Fatih Hoca da kendini sorgulamalı bazı konularda. Sinan’daki gereksiz ısrarı hem Sinan’a hem Galatasaray’a zarar veriyor. Sinan bu saatten sonra ancak kulübe oyuncusu olur. Fenerbahçe maçında 2-0 olduktan sonra hakem müdahalesi var, tamam ama saha kenarında da bir müdahale eksikliği vardı. Kenarda “Fenersavar” bir Muğdat varken Fenerbahçe’nin stoperlerini çok da rahatsız edemeyen Sinan’la devam etmek anlamsızdı. Muğdat dediğimde Galatasaray düzeyinde bir futbolcu olmadığını biliyorum ama şunu da biliyorum stoperleri rahat olmayan takım hücum da edemez. Muğdat rakip stoperleri rahat bırakmaz, onları tedirgin eder. Muğdat sahaya girecekse ya öndeyken girmeli ya da 0-0’ken oynamalı. Aksi takdirde girmesinin çok anlamı yok.
  • Aynı şekilde Rodrigues’teki form düşüklüğü de haftalardır görülüyor. Hazır Onyekuru gelmişken Yunus’la yapılan ilk onbir desteği kulübeyi de zenginleştirmiş olur. Tabii ki Rodrigues’in formsuzluğunda Nagatomo’nun ve iyi bir santrforun olmamasının katkısı var. Ancak bireysel yetenekle yaptıklarına dair de bir öz güven kaybı var. Bu da bu ortamda sürekli oynatarak çözülmez.
  • Rodrigues örneğinde kontratında yapılan zam performans düşüşünde ne kadar etkili oldu bilemem. Ama şunu bilirim; kontratlı oyunculara eğer aldıkları ücret çok düşük değilse sezon ortasında zam yapılmamalı. Oyuncular bir takıma gelirken iyi performans göstereceklerini vadederek geliyor ve bir ücrete imza atıyor. Peki düşük performans gösterdiklerinde ücretlerinde düşme oluyor mu? Bundan sonra ücret artışı isteyen iyi bonservis ücretini getirsin ve yıllık ücretini yeni takımında arttırsın.
  • Galatasaray Çağlar Birinci, Salih Dursun, Tarık Çamdal, Veysel Sarı, Ömer Bayram gibi örnekleri hatırlayarak artık Anadolu’dan transferi bırakmalı. Galatasaray’ın yerlileri sadece alt yapıdan ve gurbetçi transferlerinden oluşmalı. Gurbetçi transferleri çok iyi incelemeye tutulmalı.
  • Galatasaray yönetimi yaz transfer sezonunda yaptığı hataları devre arasında gidermeli. Galatasaray’ın transferleri, transfer sezonu açıldığı gibi açıklanmalı.
  • Galatasaray Sportif A.Ş aracılığıyla yönetime de transferler yapmalı. Burak Elmas, Haldun Üstünel gibi Galatasaray’ı temsil sıkıntısı yaşamayacak kimliklerden destek istemeli. Malum süreci herkes görüyor, yapılmak istenen operasyona karşı tek yürek olmanın yollarından birisi de bence bu.
  • Son olarak Nagatomo’yu özledik!

Özellikle gençlerle ilgili kısmı kesinlikle öylesine yazmadım. Birbirine çok benzer puan kayıplarına gebe haftalara giriyoruz. Bu süre içinde idare etmek yerine geleceğe yönelik hamleler yapmak önümüzdeki seneleri görmek açısından da faydalı olacaktır.

Fatih Terim’in Basın Toplantısı Ve Türkiye

“Bizim iç meselelerimizin konuşulma yeri değil” diyor Mehmet Demirkol. Evet gerçekten yeri değil ama nerede konuşsun? Galatasaray’ın üzerine gelen TFF başkanının ülkenin dört bir tarafını sarmış medya organlarına mı konuşsun? Yoksa Fenerbahçe TV’den mi konuşsun? Derbileri kaos yönetimi olarak gören bir takıma karşı her seferinde oynamaya çalışan bir takım var. Kaos ve gerginlikle çıkarma konusunda oyuncular arasında adeta bir bayrak yarışı var. Bunlardan bahseden var mı? Ama Melo bunlara karşılık verebildiğinde ülkeden gitmesi konusunda fikir beyan eden bir Federasyon Başkanı var. Soldado’nun tükürüğünden bahseden kaç gazeteci var? Fırat Aydınus’un Galatasaray maçlarında önleyici hakemliği devre dışı bırakıp diğer maçlarındaki hassaslığından bahseden kaç kişi var? Yine Fırat Aydınus’un koşu performansı yetersiz olduğu için Fifa kokartının alındığı buna rağmen en çok derbi yöneten hakem olduğundan bahseden var mı? Geçen sezon deplasmanda oynanan Alanyaspor maçını tüm sezona mal eden kişiler neden Kasımpaşa ve Sivas maçında yapılanlardan neden bahsetmiyor? Tabii ki konuşacak Fatih Terim. Ülke futbolunun “bütün tershanelerine girilmiş.” Özerk olmayan federasyonun ülkenin en önemli markasına, en önemli Hoca’sına reva gördükleri uluslararası ortamlarda görülsün. Ben Fatih Terim’in yaptığını az buluyorum hatta. Fırat Aydınus’un jest ve mimikleriyle Galatasaray maçlarında kendini belli ettiğini biliyoruz. Melo’ya küfüründen başlayarak yönettiği maçlarda yaptıkları ve yapmadıklarından oluşan görüntüleri VAR’ın Türkiye’de kullanımının ne kadar kötü niyetli, olduğunu gösteren görüntülerle birlikte uluslararası başvurularda bulunmalı.

Sonsöz

Saha dışında savaşan 30 Milyon taraftar var. Taraftarın en ümitsiz olduğu şey saha içinde mücadele göstermeyen oyuncu topluluğu. Fatih Hocam eğer yüreğinden, isteğinden, mücadelesinden şüphe ettiğin oyuncular varsa hiç tereddüt etmeden dışarıya al! Galatasaray taraftarına sadece sahada savaşan oyuncular lazım. Gençlerle oyna ama şampiyonluk gelmesin; hiç önemli değil. Gerekirse ilk devreyi feda et ama idare eden, sahada o formaya ihanet edenlerle savaşa gitme. Sahayı savaşan oyuncularla doldurursan gerisi kendiliğinden gelecektir. Biz başka Galatasaray’ın olmadığını çok iyi biliyoruz, kenetlendik sizi bekliyoruz!

Yeni açtığımız ana hesabı takip ederseniz sevinirim: https://twitter.com/3numaraliuyecom

Blog’un kuruluş amacı ve isim hikayesi için https://www.3numaraliuye.com/3-numarali-uye/yazısını mutlaka okuyun!

Twitter: http://twitter.com/3numaraliuye
Facebook: https://www.facebook.com/3numaraliuye/
İnstagram: https://www.instagram.com/3numaraliuye/

Yorum bırak

Lütfen yorumunuzu yazınız
Lütfen buraya adınızı yazınız